Mutluluk bir seçim, seçtiren ise hormonlarımız. Bedenimizde, o hormonları salgılayan bezlerin içerisinde minicik ama çok güçlü bir tanesi var: TİMÜS!
Bu minik,tatlı bezi uyardığımızda ne mi oluyor? Salgıladığı hormonlar kişide haz ve mutluluk duygusu yaratıyor; çünkü timüs aktive olduğunda bedenin kimyasının değişimine neden olur. Bu değişiklik sinir sistemimizi sakinleştiriyor ve beyin fonksiyonlarımızı hızlandırıyor. Bir de bakmışız ki sakinlik kalp atışımızda, gülen gözümüzde.
Timüs bizi mutlu etmekle kalmıyor, aynı zamanda T hücrelerini de üretiyor. Bu küçük T hücrelerine yaşamımızı borçluyuz; çünkü T hücreleri denilen lenfositler bedene zarar verebilecek zararlı hücreleri yok ederler. AIDS gibi bağışıklık sistemini çökerten hastalıkların ölümcül olması, T hücrelerinin haberleşme hatlarının kesilmelerinden kaynaklanıyor.
Göğüs kafesinin üst kısmının tam arkasında, göğsün tam ortasında yer alanan timüsü uyarmanın yolları ise çok basit.
Haykırırcasına gülümseyin. Gerçek, içten, sıcak bir gülümseme, bir kahkaha. Çünkü bunu her yapışınızda, her gülümseyiş, kahkahanızda timus bezi aktive olacak ve her aktive olduğunda da bedenimize kimyasal dalgalar göndererek kendimizi iyi hissetmemizi sağlayacak. 1993 yılında California Üniversitesi’nde Dr.Paul Ekman tarafından yapılan araştırmada gülmenin timüsü ve beynin değişik haz bölgeleriyle bağlantısı olan kasları harekete geçirdiği ve insanda haz duygusu yarattığı kanıtlanmış!
Bir diğer uyarım yolu ise dilin üst dişlerin arkasındaki damağa ve ağzın tavanına değdirilmesi. Dr. John Diamond ve ekibi dilin bu pozisyona getirilmesi ile sol ve sağ beyin küresi arasında denge oluşumunun sağlandığını tespit etmiş. Bu da insanin daha iyi düşünmesi ve kendini daha iyi hissetmesine yardımcı oluyor.
Minik timüsü uykusundan uyandırmanın en ilginç yolu ise parmakla timüsün üzerine gelen noktaya vurulması, yani elle uyarma. Bu bez ne kadar sıklıkla titreştirilirse kişi o kadar genç ve sağlıklı yaşar, geç yaşlanır. Siz de parmaklarınızla göğsünüzün ortasına yapacağınız küçük vuruşlarla timüs bezini titreştirebilir, bu kadar kolay bir yolla bağışık sisteminizi güçlendirebilirsiniz.
Anadolu’da ağıt yakan kadınların göğüslerine vurduklarına hepimiz şahit olmuşuzdur. Bu gördüğümüz sadece refleks kaynaklı basit bir el hareketi değil! Bu beynin otomatik olarak gerçekleştirdiği bir davranış. Kişi göğsüne vururken Timüs bezini titreştiriyor ve üzüntü kaynaklı bağışıklıkta meydana gelen direnç azalmasının önüne geçmeye çalışıyor.
Avustralyalı Nobel ödüllü kanser araştırmacısı Sir MacFarlane Burnet timus bezinin aktif hale getirilmesiyle insan bedeninin kendisini kanserden koruyabilme yeteneğine sahip olacağını savunuyordu. Çocuklarda iri olan timüs ergenlik döneminde bir ceviz kadar irileşiyor, yaş ilerledikçe bir bezelye tanesi kadar küçülüyor, yaşlılıkta ise tamamen köreliyor. Ama bazı insanlarda ileri yaşlarda bile hala ceviz büyüklüğünü koruduğu gözlemleniyor yani timüs bilime kafa tutuyor!