Öksüz’ün serbest bırakılmasıyla ilgili 13’ü asker, 14’ü Emniyet Genel Müdürlüğü personeli ve biri eski Başbakanlık Müşaviri 28 sanığın, Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığı dava dosyasında bulunan görüntülere göre, kaçmaya çalışırken yakalanan Adil Öksüz’ün içinde bulunduğu jandarma aracı, 16 Temmuz 2016’da saat 12.11’de Kahramankazan İlçe Jandarma Karakoluna bağlı Kışla Karakolu nizamiyesinden içeri giriyor.
Adil Öksüz, saat 12.12’de aracın sol arka kapısından kelepçesiz olarak indiriliyor. Üzerinde açık mavi gömlek olduğu anlaşılan Öksüz’ün elindeki siyah çantası da görüntülere yansıyor. Öksüz ile karakola getirilen Çiçek ve Oruç da, jandarmaya ait hafif ticari aracın arka kapısından kelepçesiz halde indiriliyorlar.
Beyaz gömlek giyen Hakan Çiçek’in sol elinde siyah renkli bir malzeme taşıdığı, sağ elindeki ceketini, sol elindeki malzemenin üzerini kapatacak şekilde koyduğu görülüyor. Nurettin Oruç’un ise koyu mavi bir gömlek giydiği görülüyor. Aracın arka kısmında bir araya gelen Öksüz, Çiçek ve Oruç, silahlı jandarma personeli eşliğinde karakola alınıyor.
Saat 12.32’de aralarında Kemal Batmaz ve Harun Biniş’in de bulunduğu bir grup şüpheliyi taşıyan iki binek araç, jandarma nizamiyesi önüne geliyor. Araçlardan indirilen şüpheliler, yürüyerek karakola alınırken, Biniş, üzerinde siyah tişört ve sırtında çanta ile kelepçesiz olarak kameraya yansıyor. Saat 12.42’de ise Batmaz ve Biniş, birbirine kelepçeli halde görülüyor.
Darbe başarısız olunca kaçtılar
İddianameye göre, darbe girişiminin başarısız olduğu anlaşılınca, Akıncı Hava Üssü’ndeki asker ve sivil darbeciler kaçmaya başladı.
Darbecileri yakalamak için Kazan Jandarma Komutanlığınca oluşturulan ekip, Oruç ve Çiçek’i, Fethiye Mahallesi’ne doğru kaçarken Akıncı Üssü istikametinde kalan tarla yolunda yakaladı. Oruç, jandarma ekibine film çekmeye geldiğini söylerken, Çiçek de Ankara Anafartalar Koleji’nin sahibi olduğunu belirtti.
Jandarma ekibi, 600 metre ileride Adil Öksüz’ü gördü. Patika yolda valizi ve el çantasıyla yürüyen Öksüz, silah çekilerek durduruldu. Öksüz, kendisini durduran jandarma ekibine tarla bakmaya geldiğini söyledi.
Şüpheliler, Kahramankazan İlçe Jandarma Komutanlığına bağlı Kışla Jandarma Karakoluna götürüldü.
Adli kontrol şartıyla bırakıldı
Öksüz, 18 Temmuz 2016 Pazartesi günü getirildiği Sincan Batı Adliyesinde, Hakim Köksal Çelik tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturmayı yürüten savcı Mehmet Yılmaz’ın karara itirazını da Asliye Ceza Hakimi Çetin Sönmez delil yetersizliğinden reddetti. Öksüz, 21 dakika kaldığı Sincan’daki adliyeden çıkarak kayıplara karıştı.
Adil Öksüz’ün salıverildikten sonra Sakarya’ya geldiği yönündeki ihbarı değerlendiren polis ekipleri, Akyazı ilçesindeki kayınpederinin evinde 1 Ağustos 2016’da arama gerçekleştirdi. Öksüz’ün Sakarya’ya gelirken kullandığı “34 SIR 49” plakalı otomobili, kayınpederinin evinin garajında bulundu.
Öksüz, 1 Eylül 2016’da yayımlanan 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) kapsamında da Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Öğretim Üyeliği görevinden çıkarıldı.
Darbe girişiminden yaklaşık bir ay önce eşi ve üç çocuğunu Amerika’da yaşayan kayınbiraderi Abdülhadi Yıldırım’ın yanına bıraktığı belirlenen Öksüz, İçişleri Bakanlığının “Terörden Arananlar Listesi”nde 4 milyon liraya kadar ödül verilen “kırmızı” kategoride yer alıyor.
Darbe öncesi
Akıncı Üssü iddianamesine göre, örgütün sözde “Hava Kuvvetleri imamı” Adil Öksüz, darbeye hazırlık faaliyetleri kapsamında 34 SIR 49 plakalı aracıyla 27 Aralık 2015, 9 Ocak, 16 Ocak, 30 Ocak, 20 Şubat, 29 Şubat,14 Mart, 30 Mart, 5 Mayıs, 27 Mayıs, 4 Haziran ve 15 Haziran 2016 tarihlerinde Ankara’ya geldi. Başkentte örgüte bağlı rütbeli askerlerin de katıldığı darbeye hazırlık toplantıları gerçekleştiren Öksüz’ün seyahat verilerini inceleyen polis, şüphelinin, darbe planlaması yaptıkları her toplantıdan sonra sivil imamlarla birlikte ABD’ye gittiğini tespit etti.
Sivil imamlardan Kemal Batmaz, Adil Öksüz’ü tanımadığını öne sürüp, aynı tarihlerde yurt dışına çıkmasını “tesadüf” olarak nitelendirdi.
Nurettin Oruç ise darbe günü Akıncı’ya köylerde hayvancılıkla ilgili belgesel çekmeye gittiğini, Öksüz ve Batmaz’ı tanımadığını iddia etti. Oruç, “Adil Öksüz, Kemal Batmaz ve Hakan Çiçek ile seyahatlerimde aynı tarihte ABD’de bulunmam tesadüftür. Ben 31 Aralık 2015 tarihinde İstanbul Atatürk Havalimanı’nda Kemal Batmaz ve Adil Öksüz ile aynı anda bulunmuş olabilirim. Bu, bir tesadüftür, farklı uçaklarla gitmişiz ancak bu şahıslarla havalimanında buluşup herhangi bir toplantı yapmış değilim.” şeklinde savunma yaptı.
Harun Biniş de 15 Temmuz 2016’da Akıncı Üssü’nde olduğunu kabul etmeyerek, “Adil Öksüz’ü, Hakan Çiçek’i, Nurettin Oruç’u tanımam. ABD’ye sürekli konferansa gidiyordum ancak Adil Öksüz’ü tanımıyorum.” diye konuştu.
Anafartalar Koleji sahibi Hakan Çiçek de üsse sosyal etkinlik için geldiğini savundu.