Afgan-Rus savaşından kaçıp Mekke’ye yerleşen, ancak sınır dışı edilince Taliban askerlerine esir düşen ve mülteci kampından kaçarak 22 günde yürüyerek geldiği Türkiye’de yüksek tansiyona yenik düşüp beyin ölümü gerçekleşen 40 yaşındaki Abdulkadir Durmen’in organları 4 hastaya umut oldu. Sınır dışı edilme korkusuyla dışarıya çıkamayan acılı eş Gülsima Durmen ise kocasının organlarını bağışladı. Durmen, “Türk insanı bize kucak açtı. Eşim öldü ama bir Türk kurtulsun. İnsanlık ölmedi” dedi.
Hacı Abdulkadir ve Gülsima Durmen çifti, 15 yaşındayken Özbekistan’da yaşayan ailelerinin Rus baskısından kaçmak için gittiği Afganistan’daki mülteci kampında tanıştı. Burada birbirini görüp seven çift evlendi. Ancak çiftin mutluluğu uzun sürmedi. Rus-Afgan savaşının patlak vermesiyle Taliban’ın istenmeyen aileler listesi içerisine aldığı Durmen çifti, Afgan pasaportlarıyla gittikleri Mekke şehrine yerleşti. Burada açtıkları pansiyonda senelerce Türk hacılara hizmet veren Özbek ailenin 5 çocuğu dünyaya geldi. 2 sene önce işlerinin bozulması üzerine vize ücretini ödeyemeyen Durmen çifti Suudi yetkililer tarafından sınır dışı edilince, yeniden Afganistan’a geri dönmek zorunda kaldı.
TALİBAN ASKERLERİNİN TUTSAĞI OLDULAR
Afganistan’da 2 buçuk sene kalan Özbek ailenin giriş yaptığından haberdar olan Taliban askerleri, Kunduz köyüne baskın yapıp, çifti, kardeşlerinin Raşit Dostum lehine çalıştığı gerekçesiyle 5 çocuğuyla birlikte tutsak aldı. Uzun süre işkence gören aile, daha sonra Afganistan’daki mülteci kampına yerleştirildi. Bu süre zarfında Mekke’de tanışıp hizmet verdiği Türk hacı arkadaşlarına ulaşıp durumu anlatan Abdulkadir Durmen, Bursalı hacı arkadaşlarının Türkiye’ye kaçmasını söylemesi üzerine harekete geçti. Afganistan’dan insan kaçakçılarına 8 bin dolar ödeyerek çıkan Özbek aile, İran üzerinden yarısını yürüyüp, yarısını da otobüsle geçerek 22 günde geldikleri Türk sınırından kaçak olarak geçip İstanbul’a ulaştı. Burada hacı arkadaşlarıyla buluşan aile, Bursa’ya gelerek merkez Yıldırım ilçesine yerleşti.
Bir yıldır kaçak olarak yaşadıkları Bursa’da hacılar ve mahallelinin yardımıyla hayata tutunan Durmen ailesi vatandaşlık başvurusu yapmaya hazırlanırken, yüksek tansiyondan fenalaşıp hastaneye kaldırılan evin reisi Abdulkadir Durmen’in beyin kanaması geçirdiği belirlendi. Kısa sürede beyin ölümü gerçekleşen Durmen için devreye giren doktorlar, eşi Gülsima Durmen’e durumu anlatıp eşinin organlarını bağışlamasını istedi. Görevli doktorlara eşinin yardımsever bir insan olduğunu anlatan Gülsima Durmen, “Aynı durumda o olsa hiç düşünmeden benim organlarımı bağışlardı” diyerek, organların başka hastalara nakledilmesini kabul etti. Bunun üzerine harekete geçen Bursa Güney Marmara Organ Koordinatörlüğü acil çağrı yaparak, durumu genel koordinatörlüğe bildirdi. Ailenin Türkiye’ye kaçak yollarla giriş yapması, halen vatandaşlığının ve oturma izninin bulunmaması sebebiyle Sağlık Bakanlığı’ndan alınan özel izinle başlayan operasyon sonrası Hacı Abdulkadir Durmen’den alınan kalp ve akciğer, ambulans jet ile İzmir’e, karaciğer Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne, korneaları ise operasyonun yapıldığı Şevket Yılmaz Hastanesi’ndeki kornea bankasına gönderildi.
37 YIL KAÇAK YAŞADI
40 yıllık hayatının 37 yılını kaçarak geçirdiğini anlatan Gülsima Durmen, “Afganistan’dan çocuklarımızı kurtarmak için kaçtık. Eşim bana, ‘Yolda ölürsem geri dönmeyeceksin. Gerekirse çocukları sırtında taşıyıp götüreceksin’ dedi. Aç günlerimiz oldu. Susuz kaldık. Göllerden su içip hayata tutunduk. Biz hem din, hem ırk kardeşiyiz. Hayatımız boyunca kaçak yaşadık. Rahat yüzü görmedik. Ama Türk kardeşlerimiz bize kucak açtı. Eşimin hayatı bitti. Başka birinin hayatı kurtulsun istedim. Tamamen insaniyet adına yaptım. Hiçbir beklentim yok. Ben kendim okuyamadım. Çocuklarım cahil olmasın. Okusun istiyorum” dedi.
Özbekçe, Farsça, Arapça, Türkçe ve Afganca bildiğini belirten Gülsima Durmen, oturdukları mahallede hayır olsun diye Suriyeli mültecilere tercümanlık yaptığını belirtti. Durmen, “Biz burayı devlet bildik. Tek istediğimiz vatandaşlık. Türkiye bize sahip çıksın, Afganistan’a geri yollamasın. Taliban çocuklarımı öldürmesin. Sınır dışı edilme korkusu yüzünden kapı dışarı çıkamıyoruz. Organ bağışını bile sınır dışı edilme riskine rağmen korkarak yaptım. Vatandaşlık için Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne dilekçe yazmam söylendi. Türk yetkililerden yardım bekliyorum” diye konuştu.