AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Brüksel’e hareketinden önce Atatürk Havalimanı VIP Salonu’nda gazetecilere yaptığı açıklamada, terörizmle mücadeleye hem dünyanın hem Türkiye’nin önem verdiğini söyledi.
Radikalizm ile terörün birleşmemesini arzu ettiklerini vurgulayan Bozkır, “AB maalesef bugün bu ikilemle mücadele durumuyla karşı karşıya kaldı. Yıllardan beri bizim radikalizm ve terörizm ile verdiğimiz mücadele aslında AB’nin bu yeni karşılaştığı sorunun giderilmesi için de bir katkı olacak” diye konuştu.
Bozkır, çok sayıda Avrupa vatandaşının Suriye’deki DAEŞ terör örgütüne ulaşma çabasında olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Türkiye, uzun zamandan beri Türkiye’ye gelen 39 milyon turist içinde hangisinin terörist, hangisinin normal turist olduğunu ayırt edemeyeceğini, istihbarat ve bilgi paylaşımının gerekli olduğunu söylüyordu. Son aylarda bu talebimiz şüyu buldu. Yaklaşık 12 bin 500 kişinin ismi bildirildi ve bunların Türkiye’ye girişini yasaklıyoruz. Ayrıca Türkiye’de bu isimlerden hareketle bin 500 kadar DAEŞ’e gitmek üzere Türkiye’ye gelmiş AB ülkesi vatandaşlarını da ihraç ettik. Bu işbirliği sürdüğü takdirde hem bölgenin hem Türkiye’nin hem AB’nin yararına olacaktır. Türkiye, DAEŞ’i bir terör örgütü olarak görmektedir. Hiçbir şekilde de bir işbirliği söz konusu değildir. Bizim beklentimiz, AB’nin bizimle işbirliği yaparak bu terörle mücadelede birlikte hareket etmemizdir.”
AB Bakanı ve Başmüzakereci Bozkır, TBMM’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu’nun 76. Toplantısı’na CHP’li üyelerin katılmamasına ilişkin, “CHP’nin bu toplantıyı boykot etmesini hem anlamakta güçlük çekiyorum hem de üzüntü duyduğumu belirtmek istiyorum” değerlendirmesinde bulundu.
Komisyonun, Ankara Anlaşması’nın sonucunda kurulduğunu hatırlatan Bozkır, bu anlaşmanın altında da o zamanki başbakan İsmet İnönü’nün imzası olduğunu belirtti.
Bozkır, CHP’nin AB sürecine karşı çıkacak bir tutum içinde olmasını kabul etmenin mümkün olamayacağına işaret ederek, “Ayrıca gerçekten bugün AB sürecimizin belki de lokomotif rolünü oynayacak partinin CHP olması gerekirken böyle bir davranış içine girmesini ben kınıyorum” dedi.
Volkan Bozkır, yurt dışında herhangi bir uluslararası toplantıya gidildiğinde Türk heyetlerinin yıllarca aynı sesi verdiğini kaydederek, “Türkiye’yi şikayet edip, Türkiye’yi şikayet ettikleri kurumlardan, platformlardan Türkiye’ye bir tenkit rüzgarı oluşturmak, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde maalesef bu son 4 yıldır görmekte olduğumuz üzücü olaylardır” değerlendirmesini yaptı.
“Herkesin artık elini taşın altına koyması gereken bir noktadayız”
Bozkır, bir soruya karşılık, Türkiye üzerinden Suriye’ye geçerek, terör örgütü DAEŞ’e katılmak isteyen kişilerin isimleri bildirildiği takdirde ülkeye girişlerinin yasaklandığını belirtti.
Türkiye’de olanların yurt dışına ihraç edilmelerini de sağladıklarını ifade eden Bozkır, “Bu bahsettiğiniz üç kız ve bugün ortaya çıkan vaka da bununla ilgilidir. Biz işbirliğine hazırız. Bu terörle mücadelede işbirliği ve istihbarat paylaşımı en ön konulardan bir tanesidir. Herkesin artık elini taşın altına koyması gereken bir noktadayız” diye konuştu.
Volkan Bozkır, bu konudaki mücadeleyi tüm ilgili devletlerle yapacaklarına değinerek, şöyle devam etti:
“Bütün bu gençlerin zehirlenmesi, terör örgütüne gitmesi Türkiye’nin bir olayı değildir. O ülkelerde yaşadıkları belki sorunlardan, belki çok iyi bir aile hayatının olmamasından kaynaklanan, terör örgütüne katılacak ölçeğe getiren bir mevhum vardır. Tabiatıyla o ülkelerin de kendi vatandaşlarının neden bu terör örgütüne katılmak için bu kadar yoğun çaba sarf etmekte olduklarını, bu çocukların psikolojilerini iyi değerlendirmeleri, buna yönelecek çalışmaları, aile ortamını, sosyal ortamı belki ülkelerinde yerine getirmeleri önem arz etmektedir. AB ülkeleri olsun, Batı camiası olsun, artık gerçekten bazı insanları öteki kabul edip bazı insanları Müslüman diye, bazı insanları ırkından dolayı ayrımcı bir kefeye koymak durumunu sona erdirmelidirler.”