Emek Mahallesi’nde sevgilisi Yılmaz Sazak ile oturan Zerin Kılınç, 2022 yılı haziran ayında binanın 2’nci katındaki evinin penceresinden düştü. Eskişehir Şehir Hastanesi’ne kaldırılan Kılınç, kurtarılamadı. İlk otopsi incelemesinde; Kılınç’ın yüksekten düşmeye bağlı olarak hayatını kaybettiği belirlendi.
Evdeki incelemede, yerde ve kapıda kan lekeleri, cam kırıkları, kırılmış kül tablası olduğu tespit edildi. İfadesi alınıp, serbest bırakılan Yılmaz Sazak, olaydan 7 ay sonra yeniden gözaltına alınarak ‘kasten öldürme’ suçlamasıyla tutuklandı. Eskişehir 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Yılmaz Sazak hakkında savcı, sevgilisi Zerin Kılınç’ı pencereden iterek ölümüne yol açtığı suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis talep etti.
Davanın geçen yıl temmuz ayında görülen karar duruşmasında, Yılmaz Sazak hakkında somut delil olmadığı gerekçesi ve ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesiyle beraat kararı verildi. Kararda, “Sanığın üzerine atılı suçu işlediği her türlü şüpheden uzak, kesin, somut ve inandırıcı delillerle sabit görülmediğinden, ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi gözetilerek beraatine karar verildi” denildi. Ayrıca Yılmaz Sazak hakkında ‘kadına karşı tehdit’ suçundan 7 ay 15 gün hapis cezası verildi. Bu cezanın ertelenmesi ile Sazak, tahliye edildi.
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatları ile Kılınç ailesinin avukat Ahmet Seyhan, mahkemenin kararına itiraz etti. Dosyayı inceleyen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi, itirazı reddetti. Kararda, “Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, soruşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan takdire, gerekçe ve uygulamaya göre mahkemenin kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılık olmadığı anlaşılmakla istinaf başvurularının esastan reddine oy birliğiyle karar verilmiştir” denildi.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2’nci Ceza Dairesi’nin beraat kararını onamasının ardından Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı ve Kılınç ailesinin avukatı Ahmet Seyhan, davayı Yargıtay’a taşıdı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da sanık Sazak’ın beraat kararına itiraz etti. Bakanlık adına dilekçe veren Avukat İlter Duman, yargılama aşamasında sanığın çelişkili ifadeler verdiğini belirtti.
Dilekçede, şu ifadeler yer aldı:
“Sanık Yılmaz Sazak, yargılamanın çeşitli aşamalarında verdiği ifadelerde olayların gelişimine, mevcut delil durumuna göre esasa etki edecek konularda suçtan ve cezadan kurtulmaya yönelik çelişkili ifadeler vermiştir. Olay yerinde yırtılmış halde bulunan tişörtün sanığın anlatımdaki gibi kullanılması durumu hayatın olağan akışına aykırılığın da ötesindedir.”
Evde bulunan kan lekelerine de dikkat çekilen dilekçede, “Bir kişi camı kapatmak yerine veya camı kapatmak istememesi durumunda başka herhangi bir şeyi cam önüne koymak yerine üzerindeki tişörtü yırtıp camın önüne koyması akılla ve mantıkla izah edilecek bir durum değildir. Sanık yine burada tartışma esnasında maktulün tişörtünü yırttığını gizlemek için bu şekilde bir senaryo kurgulamıştır. Çok açık bir şekilde olaydan önce maktulle ciddi bir şekilde kavga etmiş ve bunun ortaya çıkmasını istememektedir. Olayın gerçekleştiği evde yerde kanlı bir ıslak mendil bulunmuş; yatakta, kapıda ve duvarda kan lekeleri tespit edilmiştir. Yerde bulunan kan lekelerinin damlacıklar şeklinde olduğunu, dolayısıyla camın ayağa batması sonucu oluşamayacağı gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Sanığın yine bu durumda da gerçekle alakası olmayan çelişkili ifadeleri mevcuttur” denildi.
Zerin Kılınç’ın intihar etmesini gerektirecek herhangi bir olay olmadığı da belirtilen dilekçede, şu ifadelere yer verildi:
“Maktulün düzenli bir hayatı ve bir de çocuğu bulunmaktadır. Dolayısıyla intihar etmesini gerektirecek bir durum da ortada yoktur. Sanığın ifadelerinden de yola çıkacak olursak olay günü veya öncesine ilişkin bir insanın kendi yaşamına son verecek derecede bir olay yaşanmadığı görülecektir. Bu sebeple Zerin Kılınç’ın intihar etme durumu da kesinlikle akla getirilmemelidir. Dosyaya sunulmuş olan bilimsel mütalaada olaya ışık tutan bazı durumlar mevcuttur. Ancak mahkeme bilimsel mütalaayı tamamen göz ardı ederek karar vermiştir.”
“Yerel mahkeme, suçun işlendiğinin objektif olarak kanıtı olan tüm delilleri sanık lehine değerlendirmiştir. Olayın olduğu yer, orada bulunan kişiler ve olayın niteliği gereği mevcut delil durumu da dikkate alındığında daha etkin bir yargılama ve değerlendirme yapılması gerekirdi. Ancak mahkeme elde bulunan ve tarafımızca suçun işlendiğine kesin kanıt olan delilleri tamamen sanık lehine yorumlamış ve neticeten de beraat kararı vermiştir. Verilen bu karar hem olacak benzer olaylardaki muhtemel sanıklara cesaret vermekte hem de kamu vicdanında derin yaralar açmaktadır.”