Ankara Cumhuriyet Savcısı Murat Özcan’ın hazırladığı iddianamede, FETÖ/PDY’nin, yargı içerisinde ayrı bir hiyerarşik yapısı bulunduğu belirtildi.
Örgütün, emir-komuta zinciri dahilinde, devlet yargısına alternatif olarak faaliyet gösterdiği kaydedilen iddianamede, örgütün, kendinden olmayan, örgüte boyun eğmeyen veya farklı düşünen herkesi düşman kabul ederek, yargı kararları ile emniyet operasyonlarının hedefi haline getirildiği anlatıldı.
Öz’ün Almanya’nın Ulm şehrinde olduğu iddiası
Örgütün yargı yapılanmasına ilişkin özet bilginin ardından iddianamede, İsmail Aşçı adlı kişinin 17 Ağustos 2017’de, Didim İlçe Emniyet Müdürlüğüne, Öz hakkında verdiği ifade nakledildi.
Buna göre Aşçı, 1970’ten beri Almanya’da yaşadığını ve her yıl Didim’e tatile geldiğini anlatarak, Almanya’nın Ulm şehrinde yaşayan ve kardeşinin ortağı olan ismini vermek istemediği bir kişinin kendisine, “Ulm’de yaşayan, ne iş yaptığını bilmediği Murtaza Haçkalı’nın, eski savcı Öz’ü evinde sakladığını söylediğini” beyan etti.
Haçkalı’nın adresini bilmediğini söyleyen Aşçı, bu kişinin bulunması için yardımcı olacağını bildirdiği kaydedildi.
İddianamede, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 26 Ekim 2016’da müşteki olarak ifadesi alınan Cemil Özcan’ın ise 13 kişinin ismini bildirerek, bunların çek-senet dolandırıcılığı yaptıklarını ifade ettiği belirtildi.
İddianamede, bu kişinin ifadesinde, dolandırıcılıktan elde edilen gelirin bir kısmını Öz’e ilettiklerini, onun da FETÖ/PDY’ye aktardığından bahsettiği ifade edildi.
ByLock kullanıcısı
İddianamede Öz’ün, FETÖ/PDY mensuplarının haberleşme uygulaması ByLock’u iki ayrı hattında kullandığının belirlendiğine yer verildi. “Gencos” kullanıcı adını kullanan Öz’ün bazı mesajlarında, “Bu saatten sonra içeri girmek boşa yatmak olur. O nedenle siz de kuzu kuzu teslim olmayın, uluslararası girişimler çok önemli. Eğer kaçmak yok, sonuna kadar direnişe devam denseydi, sorguda şov yapmayı düşünüyordum. Bir tane sahte pasaport ayarlayabilirim” ifadeleri bulunduğu aktarıldı.
İddianamede, Öz’ün, yazışmalarında sağlık durumu, kaldığı yerdeki ihtiyaçları ve durumuyla ilgili birçok mesaj attığı, bir kısım mesajların ise şifreli olması nedeniyle çözülemediği kaydedildi.
İddianamede, Öz’ün ByLock’una bağlı kişiler arasında firari eski savcı Muammer Akkaş’ın da yer aldığı bildirildi.
HSK’nın Öz hakkındaki cevabı
İddianamede, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, meslekten çıkarılan Öz hakkında adli soruşturma bulunup bulunmadığına ilişkin müzekkeresinin Hakimler ve Savcılar Kurulunca (HSK) yanıtlandığı bildirildi.
Buna göre HSK’dan verilen cevapta, “meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılan Öz’ün, Fetullah Gülen’in liderliğini yaptığı Paralel Devlet Yapılanması (PDY) adlı örgüte üye olduğu, örgütün hükümet politikasından duyduğu rahatsızlık nedeniyle de cumhuriyet savcıları Celal Kara, Mehmet Yüzgeç ve kolluk görevlileriyle eylem ve fikir birliği içinde hareket ederek, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırarak, görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs ettiği” bildirildi.
Yine HSK’nın yanıtında Öz’ün Kara ve Yüzgeç’in yürüttüğü soruşturmalarda koordinatör başsavcıvekili olduğu, savcıları yönlendirdiğine yer verildi.
Cevapta, Öz’ün, 2 Ağustos 2015’te, “Gezi olaylarına PKK müdahil olsaydı şu an hükümet edenlerin bu makamda oturma imkanları olmayacaktı. PKK kimden emir aldıysa katılmadı, Gezi olaylarına PKK nedense hiç katılmadı ve müdahil olmadı. Bu konu PKK tarafından pişmanlık olarak dile getirildi. Gezi olaylarının çözüm süreciyle alakasının olmadığını bilmeyen bir geçici Başbakan tarafından yönetiliyoruz.” paylaşımında bulunduğu ve Öz hakkındaki davanın, Yargıtay 16. Ceza Dairesinde devam ettiği anlatıldı.
Yargıtaydaki “kumpas” davasıyla birleştirme istemi
İddianamede, bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde, Bolu Cumhuriyet Savcısıyken meslekten çıkarılmasına karar verilen Öz’ün, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün ideolojisini, amaçlarını, faaliyetlerini benimsediği, örgüt hiyerarşisi içinde hareket ettiği, kamuoyunda bilinen birçok soruşturmayı örgütün talimatıyla yaptığı, yönettiği ve yönlendirdiği; örgüt üyeleri arasındaki gizli ve şifreli haberleşme programı ByLock aracılığıyla örgütle organik bağ kurduğu ve örgütün yargı yapılanması içinde yer aldığı yönünde yeterli şüphe oluştuğu bildirildi.
İddianamenin kabul edilmesinin ardından, davanın Öz’ün de arasında yer aldığı 54 hakim ve savcının Yargıtayda yargılandığı “yargıda kumpas” davasıyla birleştirilmesi istendi.