Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, yüz nakli operasyonlarında başarılı olduklarını ancak aynı başarının donör bağışında gösterilemediğini belirterek, “Tek sıkıntımız donör. Bu akşam donör çıksa hemen ameliyatı yaparız. Donör bulunduktan sonra en iyi nakilleri gerçekleştiririz.” dedi.
Türkiye’nin ilk yüz ve ilk çift çene nakli, dünyada kadavradan ilk rahim nakli operasyonlarını gerçekleştirerek tıp dünyasında adından söz ettiren Prof. Dr. Ömer Özkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kahramanmaraş’ta 1,5 aylıkken geçirdiği kaza sonucu yüzünün ve kafa derisinin büyük bir kısmı yanan 20 yaşındaki Leyla Demirci gibi yüz nakli olmayı bekleyen birçok hasta olduğunu söyledi.
Onlarca yüz, yüzlerce de kol nakli bekleyen hastalarının olduğunu aktaran Özkan, sayıyı sürekli güncellediklerini bildirdi.
Takip ettikleri hastaların dışında yeni gelenlerin de olduğunu bildiren Özkan, “Değişik kan gruplarından, cinsiyetlerde donör çıktığında hemen operasyonu gerçekleştirebilelim diye her zaman en fazla 5 yüz nakli bekleyen hastamızı hazır bekletiyoruz. Hastaları en az 6 ayda bir kontrol ediyoruz, kan testleri, psikolojik durumu nedir, bakıyoruz. Çünkü şu anda donör çıksa 6 saat içinde ameliyata alacaksınız, o süre içinde her şeyin hazır olması gerekiyor.” diye konuştu.
“Bu akşam donör çıksa hemen nakli yaparız”
Yüz nakli için her zaman hazır olduklarını vurgulayan Özkan, söyle konuştu:
“Operasyonu gerçekleştirmekte başarılıyız ama donör bağışında maalesef çok başarılı değiliz. Tek sıkıntımız donör. Bu akşam donör çıksa hemen ameliyatı yaparız. Donör bulunduktan sonra en iyi nakilleri gerçekleştiririz. Kalp ve bizde canlıdan nakil gerçekleşmesi mümkün değil, kadavra dışında başka şansımız yok. Bu açıdan donör bağışı çok önemli. Sonuçta birkaç gün sonra çürüyecek bir doku ile birilerini mutlu edebilir, birilerine hayat, can olabilirsiniz.”
Yüz nakli operasyonlarının çok zorlu ameliyatlar olduğuna dikkati çeken Özkan, nakilin en çok ihtiyacı olan hastalara yapılması gerektiğini söyledi.
“Dünyanın en iyilerinden biriyiz”
Yüz naklinin dışında hastanın kendi dokularından faydalanarak da ameliyatlar gerçekleştirdiklerine değinen Özkan, kaybolan dokunun aynısını yerine getirmenin ya başkasından naklederek ya da o dokuyu üreterek mümkün olduğunu ifade etti.
Hastanın kendi dokusu kaybolduysa ve nakil işlemini de gerçekleştiremiyorlarsa kendi vücudundan alınan dokularla onarmaya çalıştıklarını anlatan Özkan, “Dünyanın en iyilerinden biriyiz. Yaptığımız işler dünyaca tanınıyor. Herhangi bir hastamızın yurt dışında bir arayışa girmesine gerek yok. Şu an için dışarıda yapılabilecek ameliyatların çoğu Türkiye’de yapılıyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Bu tür ameliyatların devlet güvencesinde yapıldığını, hastadan hiçbir masraf alınmadığını aktaran Özkan, hastanın sadece ulaşım, konaklama gibi ihtiyaçlarını kendisinin karşıladığını, zaman zaman bu ihtiyaçlar için de destek verildiğini dile getirdi.
Hastaların yüzündeki problemin psikolojisine de yansıdığına işaret eden Özkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Düşünün kendini toplumun içinde rahatsız hisseden bir kişiye yeni yüz veriyorsunuz. Hastaların psikolojisini de düzeltiyorsunuz. Bunu en iyi hastalar ve biz biliyoruz. Onların mutluluğu bizi de mutlu ediyor. Hastayı hayata kazandırıyorsunuz, yemek yemesini, toplumda çok fazla fark edilmeyecek şekilde yaşayabilmesini, normalleşmesini sağlıyorsunuz. Yüz nakli yaptığımız hastaların durumu iyi. Onlarla da ilgileniyoruz. Yurt dışından da onlarca hasta geliyor. Prosedürler gereği yurt dışındaki hastalara yüz nakli yapılamıyor. Yüzü deforme olmuş, çenesi, kemikleri olmayan çok daha ağır hastalar başvuruda bulunuyor. Özellikle Suriye’den bu yönde hastalar geliyor. Onlara da kendi vücutlarındaki dokular yardımıyla operasyonlar gerçekleştiriyoruz.”