Türkiye Parkinson Hastalığı Derneği Başkanı Prof. Dr. Raif Çakmur, Parkinson hastalığında egzersiz yapmanın tedavi kadar etkili olduğunu belirterek, “Ayaklarını sürüyen, yavaş yürüyen, mimiklerinde azalma olan, düğme iliklemekte zorluk çeken, yürürken kollarını sallamayan, özellikle bir kolunu sallamadan yürüyen insanlarda Parkinson olabilir” dedi.
“13’üncü Ulusal Parkinson Hastalığı ve Hareket Bozuklukları Kongresi”ne katılan Çakmur, Parkinson hastalığını tümden önleyen bir yöntemin olmadığını dile getirdi.
AKDENİZ TİPİ BESLENİLMELİ
Parkinson hastalığını durdurmaya, önlemeye yönelik çalışmaların devam ettiğini dile getiren Prof. Dr. Çakmur, hastalığı engellemek için egzersiz yapmak, Akdeniz tipi beslenerek sağlıklı yaşamak gerektiğini aktardı.
Parkinson’un el titremesi gibi bulgularının tedavi edilebildiğini dile getiren Çakmur, şunları kaydetti: “Bulgular için çok da tedavi seçeneği var. İlaçlarla tedavi edebiliyoruz. İlaçlarla zorlandığımız yerde daha girişimsel yöntemlerimiz var. Örneğin mideden, bağırsaktan iğne şeklinde ilaç vererek tedavi edebiliyoruz. Ya da cerrahi yöntemlerimiz mevcut. Parkinson hastalığı tümden durdurulamasa da bulguları tedavi edilebiliyor. Aynı şeker hastalığı, hipertansiyon gibi. Hastalık orada ama siz bunun bulgularını tedavi edebiliyorsunuz. Böylece insanların yaşam kalitelerini yüksek tutabiliyorsunuz, amaç bu.”
“BOKS VE DANS İYİ GELİYOR”
Sadece ilaçlarla, cerrahi yöntemlerle bu hastalığın yönetilemeyeceğini aktaran Çakmur, hastalığın tedavisinde hasta ve hasta yakınlarının da işin içinde olması gerektiğini söyledi.
“Hastalar beslenmelerine dikkat ederek, egzersiz yaparak, ilaçlarını zamanında alarak, hekimleriyle kontrollerini iyi sürdürerek tedavinin parçası olabilir” diyen Raif Çakmur, egzersiz yapmanın da hastalığın tedavisinde önemli olduğunu belirtti.
Hareket etmez, egzersiz yapılmaz ise Parkinson hastalarının yaşam kalitesinin hızla düşeceğini bildiren Çakmur, şöyle konuştu: “Çünkü egzersizin, değişik sporların, dansların Parkinson’un bulgularını olumlu yönde etkilediğini gösteren çalışmalar var. Parkinson her yaşta görülebilen bir hastalık. Yaşlanmayla sıklığı artıyor ama her yaş grubunda görülebiliyor. Genç yaşta görülenlerin büyük bir kısmı genetik oluyor. Yüzde 10 kadarı 40-50 yaşından önce, yüzde 90’ı 40-50 yaşından sonra başlıyor.”
“TANI GECİKTİĞİNDE YAŞAM KALİTESİ DÜŞÜYOR”
Hastanın tanısı gecikince tedavi olamayacağını dile getiren Prof. Dr. Çakmur, 10 parkinson hastasının 3’ünde titreme olmayabildiğini, bunun da tanıyı zorlaştırdığını vurguladı.
Tanı geciktiğinde yaşam kalitesinin düştüğünü bildiren Çakmur, “Yürürken ayaklarını sürüyen, yavaş yürüyen, mimiklerinde azalma olan, düğme iliklemekte zorluk çeken, yürürken kollarını sallamayan, özellikle bir kolunu sallamadan yürüyen insanlarda Parkinson olabilir. Yürürken kollarını sallamamak aslında önemli bir belirti. Bunların erken tanınması tedaviyi erken almaları, yaşam kalitesini yükseltir. Hastalar bir an önce egzersize, sağlıklı beslenmeye başlasın, tam zamanı. İlaçlarınızı zamanında alın. Boks, dans yapmak, değişik egzersizler Parkinson’a iyi geliyor” şeklinde konuştu.