Murat Kekilli, müzik yaşamındaki yaşadığı zorlukları anlattı. Polis baskınını sokakta kaldığı yılları anlatan Murat Kekilli’nin sözleri herkesi şaşırttı.
52 yaşındaki rock müziğin başarılı ismi Murat Kekilli, Velhasıl programına konuk oldu. İlk albüm sürecinde yaşadığı zorlukları ve Murat Göğebakan’la tanışma sürecini anlatan Kekilli, herkesi duygulandırdı. Bir döneme damga vuran Murat Kekili, şöhret olmadan önce sokakta kaldığını söyledi…
İşte Murat Kekili’nin yokluk günlerinin hikayesi:
İlk albüm denemesi sürecinde yaşadığı zorlukları Kekilli “Unkapanı’nda yoğun bir koşturmacamız var. Kimse bize albüm yapmıyor. Yüzümüze bakmıyor. Otelde kalıyoruz ama iki gün kalıyoruz iki gün dışarıdayız. Paramız oldukça otelde kalıyoruz. Para yoksa dışarıda kalıyoruz.”
“O günlerde bir yapımcı ‘sana albüm yapmak istiyorum ama güçlü firma değilim’ dedi. Bende o zaman ‘olsun neyi ne kadar yapabiliyorsan olur’ dedim. Stüdyoda kıt kanat imkanlarla kayıt yaptık. Gitar çaldıracak paramız yok. Kuyumcu bir arkadaşla tanıştık. Kuyumcu arkadaş gitarı çaldı.”
“Hiçbir aranjörlük deneyimim yok. Bana tarif ettiler o şekilde aranje yaptım. Tarif üzerine aranjör oldum. O zor koşullarda bir albüm ortaya koyduk. İyi kötü bir şey başarmıştık.”
“Yapımcı sonra klip çekilmesi gerektiğini söyledi. Firma da para yok bizde yok. Güçlü olan firmalar bizim yüzümüze bakmadı. Kafede tanıştığım bir kameramanı arayıp yardımcı olmasını istedim. Montaj parasını bulup başardık. Klip senaryosunu kendimiz çektik.”
“Haliç’te klip çektik. Balat tarafında parkın içinde klip çektik. Yönetmenliğini, senaristliğini her şeyini kendimiz yaptık. Klipi bitirdik. Klipi yayınlatmak için Kral TV para istedi.”
“O dönemin parasıyla 5 bin dolar – 10 bin dolar para istiyorlar. Bin dolar isteseler bizde de firmada da yok. Kral TV’de Şule hanımla görüşmeye gittim. Kanala dolmuşla gittim, dönüş param bile yok. Kapıda güvenlik karşıladı. Firma ismini duyunca içeri aldı.”
“Şule hanım geldi. Biz öğrenciyiz, bu koşullarda albüm yaptık, zor durumdayız. Bu klipi yayınlarsanız bundan gelecek tüm geliri alın, sözleşme yapıp size verelim. Biz para istemiyoruz, bir şey başardık bunun devamının gelmesini istiyoruz. Böyle dedik kadın bize baktı ve ‘eee’ dedi. Bu yaptıklarımızın zirvesini görmek istiyoruz. ”
“Kadın bize ‘çok samimi geldiniz, ben yönetimle konuşacağım, bekleyin bir deyin’ deyip gitti. O kadar heyecanlıyım ki, olacağına o kadar inanıyorum ki… Bitti bu iş diyorum. ”
“Kadın geldi, ‘Muratcım, samimiyetine inandım, elimden geleni yaptım ama yönetim kabul etmedi’ dedi. Başımdan aşağı dağlar yıkıldı. Orada her şey bitti. 1 kilometre yürüyüp otostopla döndüm.”
“Unkapanı’nda patron, arkadaşlar heyecanla bekliyor. Haberi verince ‘neyse biraz kalsın’ dediler. O albüm 300 adet filan sattı.”
“Geçen gün bir hayranım DM’den ‘Sende Şwey Şwey albümü var mı’ diye sordu. O zaman biz başarmışız dedim. Bir kişi bile almış albümü. Bu benim için bir kültür mirası. Bende o albüm yok, onda var. Yokluğun albümü o. Şimdi Unkapanı köprüsünden geçerken içim cız ediyor.”
“Yokluk burada bitmedi. 2000’e kadar devam etti. Bu süreçte Murat Göğebakan’la tanıştım. Albüm tutmayınca Adana’ya döndüm. Burada sürünüyoruz bari memleketimde sürünelim deyip döndüm.”
“Adana’da klip çekimine yeltendik. TRT’den bir arkadaş yardımcı oldu. Barajda gece yarısı klip çekerken polisler bastı. İzin filan almadık. Amaç klipi çekip bir an evvel başarılı olmak. Polisler o zaman bize anlayışlı davrandı. Polislere klipin Kral TV’de yayınlanacağını söyledik ama Kral TV’nin kapısından dönmüşüz.”
“Düğünlere gitmeye başladım. Her düğünde insanlara ünlü bir sanatçı çağıracağım deyip kendimi çağırdım. İnsanlar çok gülüyordu.”
“Murat Göğebakan’ın bir gece benden klavye çalmamı istedi. Provada bana bakarak dondu kaldı. Çalışma teklifi yaptı. Bende kabul ettim. Birkaç yıl birlikte çalıştık.”
“Ay yüzlümün girişini ben yazdım. Sonra İstanbul’a rahmetli gelip Şahin Özer’e dinletiyor. Özer’in ilk sorduğu klavyeyi kimin çaldığı olmuş. O zaman çok onore oldum.”