Işık, NTV’de katıldığı programda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Bugün açıklanan sanayi üretim endeksi verilerini değerlendiren Işık, ortaya çıkan tablonun geleceğe dair olumlu izlenimler verdiğini söyledi.
Söz konusu verinin genelde yıllık bazda değerlendirildiğini, çünkü yıllık mukayesenin daha doğru olduğunu dile getiren Işık, takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretiminin, Mayıs’ta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2,4 artığını ifade etti. Bölgedeki konjonktür dikkate alındığında, bunun iyi bir rakam olduğunu vurgulayan Işık, şunları kaydetti:
“Beklentilerin üzerinde bir rakam, ben olumlu buluyorum. Türkiye’nin büyümeye devam ettiğini, sanayisinde çarkların tıkır tıkır işlediğini gösteriyor. Şu anda dünya avronun dolara karşı değer kaybetmesinden dolayı ciddi bir zorluk yaşıyor. Bu, bölgemizdeki çatışmaların da getirdiği zorluklarla birleşince ihracatta değer bazında azalma var ama bu durum, çok şükür sanayide miktar bazında azalmayı işaret etmiyor. İhracatı değer bazında değerlendiriyoruz, işte şu kadar dolar ya da avro gibi ama üretimi miktar bazında değerlendiriyoruz. Sanayi üretiminin miktar bazında artıyor olması aslında Türkiye’de hem iç tüketimin hem de ihracatın artmaya devam ettiğini gösteriyor. Yani üretimin devam ettiğini, çarkların döndüğünü gösteriyor. Otomotiv grevleri rakamlara bir miktar yansıdı. Olmasa daha yüksek bir oranı görebilirdik.”
“Yunanistan’ın sıkıntılarını gidermesini isteriz”
Yunanistan’daki gelişmelerin sorulması üzerine de Işık, Türkiye’nin arzusunun, Yunanistan’ın iyileşmesi olduğunu söyledi.
Bakan Işık, Yunanistan’ın kötü durumda olmasının Türkiye için de iyi olmayacağını belirterek, “Yunanistan iyi olursa Türkiye rahat eder. Komşu halkın, içinde bulunduğu kötü durumdan çıkması arzumuzdur. Türkiye imkanları ölçüsünde gereken her türlü desteği verir. Bu sadece para olarak değil, ticari olabilir” dedi.
“Temennim tekrar seçime gitmeden yeni hükümetin kurulması”
Siyasi gündemi de değerlendiren Işık, hükümet kurma çalışmalarına ilişkin gecikme iddialarına katılmadığını dile getirdi.
Anayasada her şeyin yazılı olduğunun altını çizen Işık, şöyle konuştu:
“Süreç, Meclis başkanlık divanından sonra başlıyor. Kaldı ki partilerin kendi aralarında görüşmeye başlaması için Sayın Cumhurbaşkanı’nın görev vermesi de beklenmez. 4 parti kendi aralarında görüşebilir, konuşabilir. İlla resmi görevlendirme yapılmasını beklemek gerekli değil. Başkanlık divanının oluşması, yeni hükümet için resmi süreci başlatıyor. Temennim tekrar seçime gitmeden yeni hükümetin kurulması. Dünyanın içinden geçtiği ekonomik konjonktür ve bölgemizdeki siyasi olaylar yeni bir seçim için riskler barındırıyor ama bu şu demek değil, ‘seçime girersek Türkiye yanar, biter’ gibi bir anlayışımız da yok. Birinci önceliğimiz, oluşan tabloya göre bir hükümetin çıkması, bunu denemek, zorlamak zorundayız.
Burada bir hükümetin çıkması için her parti kendi üzerine düşeni yapmak durumunda. Milli irade tecelli etmiş. ‘Ben beğenmiyorum, oynamıyorum, yerimi beğenmedim’ deme şansımız yok. Mesajı her partinin kendisi açısından çok iyi alması ve ona göre hükümet oluşumunu bir an önce gerçekleştirmesi gerekiyor. Demokrasiye, milli iradeye olan inanç bunu gerektiriyor. Türkiye’nin şu anda seçimi konuşması bence doğru değil. AK Parti’siz bir koalisyon mümkün değil, AK Parti’nin kuracağı koalisyonda kimin ağırlık kazanacağı da son dakikaya kadar netleşmez. Sebebi de partilerin önceliklerini, kırmızı çizgilerini masaya koyması; ama 7 Haziran kırmızı çizgileri ortadan kaldırdı, uzlaşı mesajı verdi.”
“(Yerli otomobil) Ağustos sonunda elimizde dört tane prototip olacak”
Bakan Fikri Işık, yerli otomobil çalışmalarının sorulması üzerine de Mayıs ayında birinci faz çalışmalarının bittiğini açıkladıklarını hatırlattı. En kritik fazın da bu olduğunu belirten Işık, söz konusu ayda Türkiye’de bir otomobilin üretilmesiyle ilgili atılması gereken en önemli adımı attıklarını bildirdi.
Konuya ilişkin TÜBİTAK’ın öncülüğündeki çalışmaların belirli bir aşamaya geldiğini ve şu anda ikinci fazda olunduğunu anlatan Işık, şöyle devam etti:
“İkinci faz, Ağustos sonuna kadar dört tane prototip otomobilin üretilmiş olması. Burada esas olan menzili uzatılmış elektrikli araç olmak üzere, sadece elektrikli aracın da alternatif olarak içten yanmalı motora sahip aracın da test edileceği her türlü iklim ve mevsim koşulunda test edileceği bir noktaya doğru geliyoruz. Ağustos sonunda, inşallah bir aksilik olmazsa şu anda normal takvim işliyor, bir problem yok, dört tane prototip olacak elimizde. 2016 yılında da 30-40 arası bir filo üretmeyi hedefliyoruz. O filoyla da her türlü arazi koşulunda, her türlü mevsim ve iklim koşulunda çok zorlu testleri yapmayı hedefliyoruz ama daha önce ilk başta ortaya koyduğumuz hedef doğrultusunda, yani 2020’den önce bir yerli Türk markasının Türkiye ve dünya yollarına çıkmasıyla ilgili çalışmalarımız sürüyor. Şu ana kadar bizim oluşturduğumuz takvimde bir aksama, bir gecikme yok. İnşallah Türkiye bu noktada ben de varım diyecek.”
“Kodlama dersi için Milli Eğitim Bakanlığı’na resmen başvurduk”
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık’a, daha önce açıkladığı, milli eğitim müfredatına kodlama dersi konulması önerisi de soruldu. Yazılımın ilk aşamasının kodlama olduğuna işaret eden Işık, öğrencinin kod yazması, basit programlardan başlamasının önemine işaret etti.
Bunun küçük yaşlarda başlaması gerektiğini belirten Işık, “Yurt dışı seyahatlerde dünya örneklerine baktık. Milli Eğitim Bakanlığı’na, bunun müfredata girmesi talebimizi resmen ilettik. Bakanlık olumlu bakıyor. İlk ve orta okullarda seçmeli olması, yeteneği olanların bu dersi alması, kişisel altyapının hazırlanması ve liselerde zorunlu olmasını istiyoruz” dedi.