Son yıllarda özellikle yaz aylarında kuruyan Meke Gölü, kış aylarında bölgenin aldığı yağış miktarına bağlı olarak yer yer oluşan su birikintileri ve kristalleşen toprak görüntüsüyle büyüleyici bir güzellik sunuyor.
Konya Teknik Üniversitesi (KTÜN) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Uygulamalı Jeoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tahir Nalbantçılar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Meke Gölü’nün hem Konya Kapalı Havzası hem de ülke için en nadide doğal güzelliklerden biri olduğunu söyledi.
“Meke Maarı” olarak da isimlendirilen gölün nazar boncuğuna benzerliğiyle dikkati çektiğini belirten Nalbantçılar, şöyle devam etti:
“Korunması gereken bir doğal güzelliktir ve misafirlerimizi götürdüğümüz ilk yerlerden biridir. Meke Gölü, iki aşamalı meydana gelmiştir. İkinci aşaması, yaklaşık 8 bin yıl önce yapının orta noktasında ikinci bir volkan bacasının meydana gelmesiyle tamamlanıyor. Etrafı boşluk, ortasında yukarıdan baktığınızda bir nokta şeklinde volkan bacası var. İkisinin iç alanının su veya karla dolmasıyla bir nazar boncuğu şeklini alıyor. Meke Gölü, çift aşamalı bir volkanik aktivite neticesinde meydana gelmiş jeolojik bir yapıdır.”
Nalbantçılar, gölün zaman zaman kuraklık nedeniyle tamamen kuruduğuna dikkati çekti. Meke’nin görünümünün yağışlara bağlı olarak değiştiğini anlatan Nalbantçılar, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Gölün maksimum dönemde 10-12 metrelik su seviyesine ulaştığı söyleniyor. Su seviyesi şu anda santimetreyle ölçülür durumda. Türkiye’nin genel yağış ortalaması 560 milimetre. Ancak bu İç Anadolu’da 400’lere, Karapınar çevresinde 320’lere düşüyor. Bölge, Türkiye’nin en az yağış alan bölgesi. Karasal iklim etkisi, yeşil alan yetersizliği ve yağış çeken bir özelliğe sahip olmaması diğer dezavantajları. Kuraklık veya yaz döneminde buharlaşma ile biriken su kayboluyor, göl alanı gitgide küçülüyor veya tamamen kuruyor. Ana neden, bölgenin az yağış alması ama yeraltı sularının bilinçsiz tüketimi de yeraltındaki nemli ortamın kurumasına ve su kaybına yol açabiliyor.”
“Yabancı turistlerin de ilgi odağı”
Nalbantçılar, etkili tanıtımla gölün ülke turizmine daha büyük katkı sunabileceğine işaret ederek şunları kaydetti:
“Dünyada sayılı jeolojik yapılardan biri olan Meke Gölü, esasen yerli turistlerin ötesinde yabancı turistlerin de ilgi odağı. Dünyada jeoturizm diye bir olgu var. Her ne kadar Türkiye’de çok fazla gelişmemiş olsa da jeolojik ortamların turizm amaçlı gezilmesi söz konusu. Meke Gölü de bunlardan biri. Hatta Türkiye’de tek, dünyada da sayılı. O açıdan çok iyi bir şekilde reklamını, tanıtımını yapabilirsek Meke Gölü bir çekim merkezi haline dönüşebilir. Bu alan ‘jeomiras’ olarak değerlendirilip kendine özgü gezi güzergahları ile gerek yerli gerekse yabancı turistlerin çekim merkezi haline dönüştürülebilir. Bu noktada bölgenin ağaçlandırılması, çiftçilerimizin su tüketimi konusunda bilinçlendirilmesi fayda sağlayacaktır. Hatalı su kullanımının önüne geçilmesi ve doğal yağış rejiminin verimli devam etmesi de katkı sağlayacaktır.”