Seçildiği günden bu yana aynı şeyi söylüyor, İznik Belediye Başkanı Osman Sargın…
30 Mart`ta kazandığı İznik Belediye Başkanlığı koltuğuna oturduğu günden bu yana da tanıtım diyor başka bir şey demiyor.
Sadece söylemiyor, gereğini de yapıyor.
Altı tarih fışkıran İznik`i sürekli gündemde tutabilmek için ağustos ayında yöresel hiçbir yemekleri olmadığı halde Lezzet Şenliği düzenledi.
Neden dedidiğinizde, “Bize özgü bir yemek yok ama bu yarışmada birinci olacak yemeği İznik`in meşhur yemeği haline getireceğiz” karşılığını veriyordu.
Dediğini yaptı.
Şenliği organize etti.
İznikli kadınların yaptığı yemekler arasından gurmelerin birinci ilan ettiği Kafkas Mantısı, Papaz Yahnisi ile Şeftali Tatlısı artık İznik`in meşhur yemekleri arasında…
Sargın, yarışmayı düzenledik oldubitti de demiyor.
Bu yemek ve tatlıları birer markaya dönüştürmek için iki hamlesi daha var.
Göl kıyısında kadınlar için bir lokal yapıyor.
Lokalın birinci katında yarışma birincisi yemekler ve tatlının yapılıp satılacağı bir restoran planlıyor.
Ayrıca…
İznik`in meşhur yemekleri listesine yarışmayla giren Kafkas Mantısı, Papaz Yahnisi ile Şeftali Tatlısı`nın menülerde yer alması için lokantacılarla temas halinde…
İznik Belediye Başkanı Osman Sargın, “Lezzet Şenliği`ndeki yemekleri gürmeler belirledi.
Bu sayede İznik birçok gazete ve dergide yer aldı.
Televizyonlar yayınladı.
Sıra şimdi bu yemekleri İznik`e gelenlere meşhur yemekleri diye sunmada” diyor.
Meşhur yemeği olmayan İznik`e yarışmayla yemek seçen Sargın`ın tanıtım hamleleri bununla da sınırla kalmayacak gibi…
Zira…
Kurtlar Vadisi dizisinin en az bir bölümünün İznik`te çekilmesi için Pena Film`le randevulaşmış bile…
Ay sonuna doğru bu görüşmenin gerçekleşeceğini söylüyor.
Neden Kurtlar Vadisi?
Bu soruya da şu yanıtı veriyor:
“Kurtlar Vadisi dizisi Avrupa`dan Ortadoğu`ya birçok ülkede çok izleniyor.
Özellikle de Ortadoğu`da…
Bir bölümünde İznik`teki tapınakçılar diye bir cümle vardı.
Bu cümleden hareketle böyle bir karar aldık.
Görüşmelerimiz olumlu geçti.
Bayrama kadar işi sonuçlandıracağız.”
Kısacası, İznik`i tanıtmak için her yolu deniyor.
İğne deliğinden geçmesi gerekse onu bile tereddütsüz yapmaya hazır yani…
Sargın`ın yabancı misafirleri…
İznik Belediye Başkanı Osman Sargın, Ayasofya gibi, Roma Tiyatrosu gibi, İznik surları gibi tarihi yapılara sahip ilçesini dünya vitrinine çıkarmak için her yolu denemeye hazır.
Dün…
Bu konuda önemli olacak misafirleri vardı.
Devlet protokolüyle İznik`e gelen Gürcistan Kültür Bakanı`nın izlenimlerinden çok etkilenmiş.
“Bakan, Ayasofya`ya, tarihi kalıntılara hayran kaldı.
Tiflis`e döndüğünde İznik`e yönlendirme yapacağını söyledi” diyor.
Dün ayrıca Amerika`dan gelen profesör konukları vardı Sargın`ın…
Kasım veya aralık ayında İznik`te tarım sempozyumu yapacaklarını söylüyor.
Amerika`da tarım alanında önemli isimler olan Prof. Dr. Adel Brawn ile Prof. Dr. Thomas Müller`i sempozyum kapsamında İznik`te ağırlayan Sargın, Prof. Dr. Osman Kandıra`nın rehberliğinde hem tanıtım ayağı olan hem de küçük maliyetlerle büyük kazanç elde etmenin yollarının aranacağı bir organizasyona imza atacaklarını vurguluyor.
İznik Belediye Başkanı Osman Sargın, tarım sempozyumu için İznik`te ağırladıkları Amerikalı profesörlerin gördükleri karşısında hayranlıklarını ifade ettiklerini söylüyor.
Günboyu İznik`i gezen Amerikalılar, kasım veya aralık ayındaki sempozyuma kadar İznik`in gönüllü turizm elçileri olacaklar bir yerde…
Sargın memnun…
Gelenler hoşnut…
Bu iş olur mu acaba?
Bunu da zaman ve o zamanı besleyecek sabır belirleyecek biraz da…
Kulakları AYM`de…
Bursalı dershaneciler dün Olay`daydı.
Deshanelerin kapatılmasının yol açacağı sorunları anlattılar.
İktidarın bu kararını doğru bulmadıklarını, çünkü birden çok kurumun bu işten zarar göreceğini savunuyorlar.
Binlerce öğretmenin işsiz kalacağını, fakir çocuklarının daha da mağdur olacağını ifade ediyorlar.
Özel okullara dönük teşvikin göz boyamadan öteye geçmeyeceğini 4 bin liranın altında kalan yardımın okul maliyetinin çok altında olduğuna dikkat çekiyorlar.
Özel okulların en ucuzunun 15-16 bin liradan başladığını, geriye kalan parayı fakir ailelerin nasıl ödeyeceğini sorguluyorlar.
Bu durumda fakir çocuklarının daha da mağdur olacağını, “çobandı doktor oldu” hayat hikayelerinin bu kararla tarihe karışacağını söylüyorlar.
Dersahelerin kapatılamayacağını ama kapanabileceğini söyleyen dershaneciler, “Dershaneleri ihtiyaç olmaktan çıkarırsanız, dershaneler kendiliğinden kapanır.
Yasa ile bunu yaparsanız, merdiven altı dershaneciliğini hortlatırsınız” uyarısında bulunuyorlar.
Açıkçası, devlet okullarının niteliği artırılmadığı sürece fakir çocuklarıyla zengin çocuklarının arasındaki makasın daha da açılacağı ortada…
Maalesef, dershaneler bu durumda ehveni şer gözüküyor.