Suni tartışmalar yurttaşı ilgilendirmiyor.
Zira ekonomik buhran vatandaşın belini her geçen gün biraz daha büküyor.
Enflasyondaki yükselişin önüne geçilemiyor.
Alev alan tezgahların yanına uzun süredir yaklaşılamıyor.
Bu sıkıntılı süreçte esnaf da alım gücünün erimesi nedeniyle para kazanamıyor.
Yüksek etiketli ama satılamayan ürünlerle dolu manav reyonları ileride nasıl günlerden geçtiğimizi gözler önüne serecek ibret vesikaları olarak hafızalardaki yerini alıyor.
Pahalı satıyorsunuz anladık da neredeyse tamamı çürümüş ürünleri yüksek fiyatla tüketiciye sunma hakkını nereden buluyorsunuz?
Son tüketim tarihi yaklaşmış, olgunlaşmış ürünlerden söz etmiyoruz…
Zaten onlar raflarda nispeten uygun fiyatlı olarak ayrıca satılıyor.
Bahsettiğimiz bildiğiniz çürük ürünlerin fahiş zamlı şekilde tüketiciye sunulması.
Zabıta denetimleri ile enflasyon düşmez.
Ancak kararlı biçimde üzerine gidilirse yerel marketlerin ayıplı mal satışının önüne belki geçilebilir.
Yetkililerin bu konuda hassasiyet göstermesi gerekir.
Pazarlara dönersek…
Bursa Pazarcılar Odası Başkanı Refik Aksu’yla ne yazık ki hiç keyifli olmayan sohbetimizde söyledikleri açıkçası hüzün vericiydi:
“İnanın fiyat söylerken utanıyoruz. Domates 30, biber 40 lira… 2 adet patlıcan, kabak alıyor insanlar… Artık satışlarımızı tane ile yapıyoruz. İnsan tartarken iç geçiriyor. Böyle bir şey yok…”
Zincir marketlerde biberin kilosu 50 liraya yaklaştı bu arada…
Benzine, mazota, LPG’ye sürekli zam gelince akaryakıt istasyonlarının para bastığı sanılıyor.
Halbuki kar marjları düşen çoğu kepenk indirme tehlikesi yaşıyor.
Benzer durum pazarcı esnafı için de söz konusu.
İlçe pazarlarını geçtik…
Girdi maliyetlerindeki korkunç artıştan ötürü ramazan ayında olmamıza karşın merkezdeki pazarlarda bile boşluklar var.
Daha önce de gündeme getirdiğimiz esnafın sergi açamaması sorunu büyüyor.
Aksu, “Millet gelmiyor. Haliyle işlerinin iyi gittiği sanılan pazarcılar da para kazanamıyor. İç-dış piyasa arasında rekabet var. Mal yetmiyor. Yaş sebze ve meyvede fire çok. Nakliye bedelleri üçe katlandı” diyor.
Peki, etiketlerdeki çılgınlık ne zaman sona erecek?
Refik Aksu, “Sera ürünleri bitip tarlaya dönüldüğünde fiyatlar düşecek. Yarı yarıya inecek. Kış da yoğun geçti. Ürün yetişmedi. Seralarda üretim ağırlaştı. Bu nedenler fiyatlardaki anormal artışı tetikledi” görüşünde.
Zaten sürdürülebilir olmayan mevcut durum bazı ürünler ölçeğinde yazın normale dönecek mi hep birlikte göreceğiz…
Ancak uygulanan temel politikalarda değişikliğe gidilmezse ekonomide genel bir rahatlama sağlanamayacağı açık.
Bu tablonun siyasi sonuçlarının olacağı da…
İKİNCİ ELDE SON DURUM NE?
İkinci eldeki volatiliteyi eleştiriyor, fırsatçıları tartışıyorduk.
Araba alma meselesi bir şekilde hala zihinde kendine yer edinebiliyordu çünkü.
Bilhassa son iki ayda öyle bir enflasyon tokadı yedik ki, otomobil şöyle dursun domates ve bibere bile ulaşamaz hale geldik!
Akaryakıt fiyatlarını ise hatırlatmaya gerek yok herhalde…
Dolayısıyla ikinci el piyasasıyla ilgili haberler şu sıralar cazibesini yitirdi.
Yine de geçtiğimiz hafta bir grup galerici ile aynı iftar sofrasında buluşunca işler ne durumda diye sorduk.
Çip krizi ve fiyatların astronomik seviyeye gelmesi sıfır otomobillerin satışını düşürdü.
Araç almak zorunda olan vatandaşlar ikinci ele yönelince piyasada az da olsa hareketlenme söz konusu.
Ancak esnafı tatmin eden bir canlılık yok.
Bu durum iki nedene bağlanıyor:
1- Akaryakıt fiyatları.
2- Tavan yapan hayat pahalılığında alım gücünün yok olması.
YARIM MİLYONUN ÜZERİNDE UYGUN FİYATLI B SINIFI!
Hafta sonu bir otomobil incelemesini izlerken fiyatıyla sınıfının yeni lideri mi olacak diye tanıtılan B sınıfı araç dikkatimi çekti.
Ne kadara satışa çıkmış biliyor musunuz?
Üzerindeki aksesuarlarla fiyatı 500 bin liranın üzerinde…
B sınıfı bir araba bu!
Hani ailelerin kullanımına pek uygun olmayan, yaşam alanı dar, bagajı küçük, düşük hacimli 1.0 motora sahip, genelde tek yaşayanların ve gençlerin ilk tercihi olan otomobillerin konumlandığı B sınıfı…
Yukarıda aksesuar dediğim de aslında olması gereken temel konfor elemanları.
El freni falan mekanik arabada, açılır tavan gibi özellikleri yok ve fiyatı yarım milyonun üzerinde!
Ülkece sınıf atlamıyoruz, boyut değiştiriyoruz gerçekten…
Bu piyasada yerli otomobilimiz TOGG hangi fiyat skalasında satışa sunulacak merak ediyoruz doğrusu!