“Bursa’da yanık tedavisi yaptıracak doktor yok gibi…”
“Gastroenteroloji alanında hekim bulmak da güç.”
Yukarıdaki iki vahim bilgiyi de Bursa Şehir Hastanesi’nde görevli bir yetkili ile sohbet ederken öğrendim.
Söylediklerine ve az sonra aktaracaklarımıza bakılırsa Bursa’da vatandaş tamamen özel hastanelerin kucağına düşmüş durumda.
Merkezi Hekim Randevu Sistemi’ndeki (MHRS) tıkanıklık uzun süredir herkesi isyan ettiriyor malum.
Doktorların da haklarını alamadıkları için kamudan hızla uzaklaştığı biliniyor.
Sağlık sistemindeki sorunlar çığ gibi büyürken giderlerse gitsinler denilen hekimler sahiden gitmişler gibi gözüküyor.
Bazıları henüz ülkeyi terk etmemiş olsa da en azından kamudan ciddi oranda ayrılış gözlendiğini söyleyebiliriz.
Artık ya özel hastanelerde çalışıyorlar ya da kendi muayenehanelerinde hizmet veriyorlar.
Sağlık, tam gaz ticarileştiriliyor diyebiliriz.
Bursa Şehir Hastanesi’ndeki yetkili ile sohbet ettikten sonra MHRS’ye girdim.
Kamuda doktor yok gibi bilgisi doğru mu diye araştırmak istedim.
Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi randevularını listeledim.
Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi’de Nilüfer’e 133 km uzaklıktaki İstanbul Dr. Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi’nde haziran ayına randevu alınabiliyormuş hâlbuki.
Otoyol ve köprümüz de var!
Biraz pahalılar ama sağlıktan önemli mi?
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum alanlarında da Bursa merkez ve ilçeler dahil herhangi bir randevu kaydı bulamadım.
Nasıl iş bu, acaba bir yanlışlık mı yapıyoruz diye düşünerek 182’yi aradık.
Bir poliklinikte 15 günlük süre doluysa randevu verilemiyordu.
Peki, 15 gün sonrası için uygunluk var mıydı derseniz, konuştuğumuz ilgili kişi ilçelerde randevunun mevcut olduğunu ancak şu an randevu veremediklerini, ilerleyen saatler ya da günlerde tekrar denememiz gerektiğini bildirdi.
Ortopodi ve Travmatoloji, Nöroloji, Kardiyoloji, Göz Hastalıkları, Genel Cerrahi’de de merkezde kayıt bulunamadı.
Yani haksızlık yapmayalım lütfen!
Yaz da geldi; Gemlik’te deniz, İznik’te göl havası alıp aynı zamanda muayene olma imkanımız mevcut işte.
Zaten ekonomimiz de müsait bu keyifleri yaşamaya…
Merkezde sistem tıkansa da sağlıkta işler yolunda!
GENÇLERİ KONSERLERLE KAZANMAK MÜMKÜN MÜ?
240 bin kilometrede…
Düz vites B sınıfı bir otomobil…
Değişmeyen parçası, boyasız yeri neredeyse yok.
Zaten tramer kaydı da hayli kabarık…
İlanına rastladığım 75 beygirlik yukarıdaki niteliklere sahip güzide araç için tam 143 bin lira isteniyor.
Çok değil, 5-6 sene önce premium otomobil markalarını sıfır olarak alabileceğiniz fiyatlarla artık hurdadan hâllice arabalar satışa çıkarılıyor.
İnternet sitelerinde kullanıcıların 150-200 bin liraya hangi araç alınır şeklindeki sorularına iyi bir ikinci el ilanıyla yanıt vermekte dahi zorlanılıyor.
Üniversiteyi bitirip iş hayatına merhaba dediniz diyelim.
Kimsenin hayalindekine ulaşması şu ortamda mümkün değil de…
Desteksiz şekilde 240 bin kilometredeki bir otomobili satın almak için ne kadar çalışmanız gerekli?
Peki, barınma ihtiyacı nasıl karşılanacak?
Sosyal hayatı, yeme içmeyi, giyinmeyi, gezmeyi zaten hiç hesaba katmıyoruz!
Böyle bir ekonomide Türkiye’nin beyin göçünü durdurabilmesi mümkün değil.
Gençleri kazanması da…
Bedava konserleri izlemeye gelen gençleri görüp onlar bizimle diyenler yanılıyor olabilirler.
Bizden söylemesi!