Olay Gazetesi Bursa

Muhalefetten Bursa’da yeni saha eylemi! O proje için harekete geçildi

Yıldırım Samanlı’daki 160 bin metrekarelik taşkın alanında yapılan plan değişikliğiyle ilgili yargı süreci devam ediyor. Ciddi riske karşın bölgede lojistik merkezi kurulmak isteniyor. Mahkemenin kararı beklenmeden hızlı şekilde hareket etme gayreti, Bursa’da geçmişte sıkça rastladığımız yeni bir oldubitti tehlikesine işaret ediyor. Samanlı’da lojistik merkezi kurulmak istenen yer Deliçay Deresi taşkın etki alanı içinde kalıyor. Yoğun […]

Yıldırım Samanlı’daki 160 bin metrekarelik taşkın alanında yapılan plan değişikliğiyle ilgili yargı süreci devam ediyor.

Ciddi riske karşın bölgede lojistik merkezi kurulmak isteniyor.

Mahkemenin kararı beklenmeden hızlı şekilde hareket etme gayreti, Bursa’da geçmişte sıkça rastladığımız yeni bir oldubitti tehlikesine işaret ediyor.

Samanlı’da lojistik merkezi kurulmak istenen yer Deliçay Deresi taşkın etki alanı içinde kalıyor.

Yoğun drenaj ve taban suyu problemleri bulunuyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün bölgeyle ilgili, “Drenaj kuyusunda 2.50 metre civarında taban suyuna rastlanmıştır. Bölgenin imara ve yapılaşmaya açılmasının taban suyu, drenaj ve yüzeysel akış yönü ile bölgede sorunlar yaratacağı düşünüldüğünden tarım dışı kullanıma açılması uygun görülmemektedir” şeklinde raporu bulunuyor.

Geçen hafta gündeme yeniden getirdiğimiz konunun ardından muhalefet sahaya inmeye hazırlanıyor.

İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu, yaptığımız görüşmede “Bu düzenleme kabul edilemez. İlgili arkadaşlarımız incelemelerini sürdürüyor. Projeyi yakında sahada protesto edeceğiz” dedi.

CHP Bursa İl Başkanlığı’nın da Samanlı’yla ilgili saha eylemi hazırlığında olduğunu, plan değişikliğinin detaylarını bilim insanlarıyla görüştüklerini de öğrendim.

Daha önce hastane kurulması düşünülen ancak afet tehlikesinden ötürü akademik odaların itirazıyla vazgeçilen bölgenin bu kez lojistik merkezine çevrilmesine tepkilerin önümüzdeki günlerde daha da çoğalması bekleniyor.

Her yeri yapılaştırmamız gerekmiyor.

Üretimle ilgili yaşadığımız sıkıntılar ortadayken bari burayı tarım dışı kullanıma bir zahmet açmayalım.

Yok illaki yapılaşma isteriz, başkası bizi kesmez diyorsanız da en azından bölgenin ıslahını gerçekleştirin.

Bilim insanlarının sesine kulak verin.

Akademik odaların oluru ile proje geliştirin.

ALTYAPIMIZ YİNE SINIFTA KALDI

Haziran ayında ciddi bir sağanakla karşılaşıldı.

Kameralara sadece Bursa’dan değil Türkiye’nin dört bir yanından benzer manzaralar yansıdı.

Selden ötürü göle dönen yollar, su basan evler, kullanılamaz hale gelen iş yerleri, hepsinden en acısı şüphesiz ki hayatını kaybedenlerin haberleri…

Bursa özeline bakarsak rant uğruna, orantısız yapılaşma neticesinde kelimenin tam anlamıyla katledilen kentin yeni yerleşim yerlerinin hâli dahi rezalet ötesiydi.

7 katlı binaları yıkıp, yerlerine 15 katlı beton yığınları dikerseniz, altyapı sonra bir gün arkamızdan gelir zihniyetiyle hareket ederseniz başka sonuçla karşılaşmayı bekleyemezsiniz.

Bu dünkü yağış ve ardından ortaya çıkan görüntüler ortadayken taşkın bölgesine lojistik merkezi kurmayı düşünüyoruz bir de…

Akıl, fikir nerede?

BURSA’YI MAHVEDEN HEYULALAR NASIL OLUŞUYOR?

Öncelikle kent değil, salt rant odaklı plan değişiklikleri yapılıyor.

Ardından yangından mal kaçırır gibi hemen inşaata başlanıyor.

Bu süre zarfında daha temelden daireler pazarlanıyor.

Satışlar gerçekleştiriliyor.

İmza attığınız işlemlerin hukuksuzluğu herhangi bir probleme yol açmıyor.

Zira mahkeme kararları uygulanmıyor.

Türkiye’deki yargı sürecinin nasıl işlediği zaten herkes tarafından biliniyor!

Hadi diyelim bir mucize oldu.

Kanunsuz plan değişikliği mahkemeden kısa sürede döndü, yürütmeyi durdurma kararı alındı farz edelim.

Uygulanmıyor ki!

Bursa’yı mahveden heyulaların gelin en meşhurlarından birini, Mudanya Yolu’ndakini inceleyelim.

Burada yapılan plan değişikliğine dayanak alınan Büyükşehir Belediye Meclis Kararı hakkında yürütmenin durdurulması/iptal kararı bulunuyordu.

Ancak bunu umursayan elbette yoktu!

İmar Kanunu’nda yer almayan yetkiyle uygulama imar planı ve değişikliği yapılan ucubenin diğer aykırılıkları mı?

Saymakla bitmiyor:

İmar Yasası’nın 5 ile 8/B maddelerine…

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un 1 ile 6. maddelerine…

1/100.000 ölçekli Bursa 2020 Yılı Çevre Düzeni Planı hükümlerine…

1/25.000 ölçekli merkez planlama bölgesi plan notlarına…

Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’ne…

Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği’ne…

Bursa Büyükşehir Belediyesi İmar Yönetmeliği’ne aykırıydı.

Mimarlar Odası söz konusu hukuksuzluklar nedeniyle mahkemeye yaptığı başvuruda bakın ne demişti:

Bursa bütününde düşünüldüğünde, davaya konu bu tip plan değişikliklerinin kentimize getireceği zararlar, artan nüfus yoğunluğunun geri dönülemeyecek şekilde olumsuz etkileri, alınacak her türlü ruhsatın kazanılmış hak sayıldığı  düşünüldüğünde, bu tür kontrolsüz yapılaşmanın önüne geçilmesi zorunludur.

Davaya konu parselde hızla yapılaşma çabası vardır. Daha yapı ruhsatı alınmadan temel kazısına başlanmıştır. Ayrıca, gazete, dergi, internette satış ilanları yayınlanmıştır. Arsa sahibinin anlaştığı yüklenici şirket kendi satış bürolarında hızla satış yapmaktadır.

Satışların kolaylaşması bakımından yapı ruhsatı ile birlikte kat irtifakı kuruluşu hızlanmıştır. Şu anda temelde kazım tamamlanmış, betonlama sürmektedir.

Bursa’da adı geçen parseldeki gibi hızla inşa edilen AVM ve Konut Projesi’nin imar plan değişiklikleri, yapı ruhsatları iptal edilmiştir. Şu anda bu yapılar kaçaktır ama fiilen kullanılmaktadır. Her bir bağımsız bölümün tapu kaydında şerh bulunmaktadır.

Bursa kentinin kamusal çıkarları, sunulan yasal aykırılıklar ile arsa üzerine yapılacak projeden alım yapacakların mağduriyeti karşısında davalıların savunması beklenmeden yürütmenin durdurulması kararı verilmesi gerekir.”

Sonra ne mi oldu?

Biliyorsunuz işte…

Mimarlar Odası’nın uyarıları dikkate alınmadı, fiilen kullanılan ancak aslında kaçak olan nur topu gibi bir heyulamız daha doğdu…