Serapa tarih kokması büyüleyicidir.
Huzur verir.
İnsana kendini iyi hissettirir.
Zaten bu niteliklerinden ötürü kentin en kıymetli köşelerinden biridir.
Şehir dışından gelenler tarafından da mutlaka ziyaret edilir.
Bursa’nın mistik atmosferini soluyarak çınar ağaçlarının altında içilen çay ya da kahvenin tadı bir başka lezzetlidir.
Ancak turistlere sipariş vermeden önce bundan böyle iyice düşünmeleri tavsiye edilmektedir!
Zira her mevsim ayrı kartpostallık görüntüler sunan Kozahan da kontrolden çıkan enflasyondan fazlasıyla nasibini aldı.
İki ayran için 36 lira talep ediliyor örneğin.
Bir Türk kahvesinin ise 20-25 liradan satıldığı ifade ediliyor.
30 liraya içtiğini dile getirenlere de rastlanılıyor.
Bazı okuyucularımızdan ve turistlerden gelen şikâyetlerin ardından bölgedeki esnafla görüştüm.
Onlar da fiyat istikrarsızlığından yakındı.
Aynı içecekler farklı mekanlarda nasıl iki kata yaklaşan farklarla satılabiliyor, açıkçası şaşırtıcı.
Vatandaşın en azından soluklanması bu kadar pahalı olmamalı.
Serbest piyasadan kontrollü ekonomiye geçtik malum!
Marketlerdeki zabıta denetimleri hız kesmiyor, yüzde 25 sınırları getiriliyor…
Bölge turistik bir yer olduğundan eğer belediye devreye girerse, onların yönlendirmesiyle işletmecilerin fiyatları makul ve eşit bir seviyeye çekeceğine inanıyoruz.
KOZAHAN’DA RUHSATLAR İPTAL EDİLİYOR
Anıtlar Kurulu tarafından hazırlanan restorasyon projesinde yer almayan bilhassa alt katlardaki sonradan imalatla yapıldığı belirtilen dükkanların ruhsatları zabıtalar tarafından iptal ediliyor.
Bu işletmelerin daha sonra cezadan kurtulmak için farklı isimlerle faaliyetlerini sürdürmeye devam ettikleri belirtiliyor.
Kozahan’ın nispeten daha az popüler olduğu dönemlerde ara kapatmalar yapıldığı biliniyor.
Ruhsatları iptal edilen işletmeler sonradan eklendiyse, tarihî dokunun korunması adına şüphesiz ki kaldırılmalı.
Ancak bazı esnaf, restorasyon projesinde sorunlar bulunduğunu da öne sürüyor.
Problemin köklü çözümü, Kozahan daha fazla zarar görmeden bir an önce restorasyon çalışmasının aslına uygun proje ile tamamlanmasından geçiyor.
SURİYELİLER ŞEKER TİCARETİNE BAŞLADI İDDİASI
Hatalı politikalar neticesinde üretimine kota koyduğumuz şekeri 400 bin ton ithal eder duruma düşmemizi daha önce bu köşede eleştirmiştik.
Bursa’daki bir market yetkilisi ile sohbet ederken ise ilginç bir bilgi öğrendik.
İddiaya göre Suriyeliler marketlerden Türk Şeker’in paketlerini toplayıp, çuval haline getiriyormuş.
Daha sonra 50 kilogramlık bu çuvallar 1.000 liradan piyasaya sürülüyormuş.
Tamamen kayıt dışı alışverişlerden çuval başına 450 lira kâr elde ediliyormuş.
Temiz iş doğrusu!
İlgililerin dikkatine sunmuş olalım…
DÜZENLEME NEDEN SADECE TÜKETİCİ KREDİLERİNE GELDİ?
Ayrıca limiti 25 bin TL üzeri olan kredi kartlarının asgari ödeme tutarı dönem borcunun yüzde 20’sinden %40’ına yükseltildi.
Peki, düzenleme neden sadece tüketici kredilerine geldi?
Ticari kredilerin es geçilmesinin sebebi dar gelirliyi yok sayan politikanın devam ettirilmesi.
Zaten satın alma gücü tükenen vatandaşın kredi yönünden de darbelenmesi ne kadar hakkaniyetli?
Makro ihtiyati tedbirler gelsin, eyvallah da eşitlik ilkesi çiğnenmesin.
Sıkılaştırma politikası sadece kredilerle sınırlı kalmasın, bir zahmet faizlerde de uygulansın.
Gelire endeksli devlet iç borçlanma senedi, kur korumalı mevduatla faizin kralını verip, kimse bizden faiz artırmamızı beklemesin deme inadını artık bırakın.
Hiçbir şey söylenmese kur bu kadar ateşlenmeyecek belki.
İnat ve egonuzu sürekli tatmin etmeniz neden gerekli?