Retoriği her zamanki gibi hayli kuvvetliydi.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay’ın göreve geldiği 2013 yılından bu yana hayata geçirdiği projeleri ve yeni dönemdeki hedeflerini açıkladığı toplantıda yaptığı konuşma kent adına âdeta bir manifestoya evrildi.
Zaten 50 binden fazla üye, 70 komite ile Türkiye’nin en büyük ticaret ve sanayi odasının liderliğini üstlenmek doğrusu bunu gerektirirdi.
16 makro proje ile yola çıkıp 60 makro projeye imza atmak da ancak güçlü bir vizyon ile gerçekleştirilebilirdi.
Türkiye’nin ilk uzay temalı eğitim merkezi GUHEM’den, BTSO Teknoloji ve Eğitim Adası’ndaki mükemmeliyet merkezlerine…
Dünyanın en büyük fuarlarına imza atma potansiyeline erişip düzenlediği organizasyonlar ile Türkiye’nin ekonomik hedeflerine büyük katkı koyan Küresel Fuar Acentesi’nden, firmaların ihracatını yüzde 100’den fazla artıran UR-GE projelerine…
Tüm bunları hayata geçirmek güçlü liderliğin yanı sıra şüphesiz ekip işiydi.
Başkan Burkay, konuşmasında bu nedenle hep ben değil biz dedi.
Sürekli altını çizdiği “Ortak akılla başardık, ne yapsak Bursa’mız için az. Ne yaptıysak Bursa’ya değer” vurgusu dikkat çekiciydi.
Yeni dönem mottosunu “Kendine İnan Ülkene Güven” şeklinde belirledi.
İş dünyasının neredeyse tam kadro katıldığı konuşması yeni dönem hedeflerini açıkladığı sırada yavuz alkışlarla kesildi.
BURSA’NIN GELECEK VİZYONU: 4 YENİ TEKNOSAB, 2 KOBİ OSB
İbrahim Burkay’ın gelecekle ilgili çizdiği perspektif de kayda değerdi.
Lafı çevirmedi, her zamanki gibi netti:
“Orta ihracat tuzağından kurtulmanın tek yolu doğru mekânsal planlamadır. Bursa’nın yeni nesil teşviklerle 4 yeni TEKNOSAB ve iki KOBİ OSB’ye ihtiyacı var.”
Yerelde son dönemin en çok tartışılan konusu aslında bu.
Aksi takdirde kentin ekonomideki lokomotif özelliğini kaybedeceği ifade ediliyor.
Bu köşenin okuyucuları söz konusu hususla ilgili “Geçmişte kaybeden Bursa, geleceği kazanabilecek mi?”, “Bursa sanayiye doydu mu?” başlıklı yazılarımızı hatırlayacaktır.
Resmî verilerle tabloyu net şekilde ortaya koymuştuk.
Kısaca yinelemek gerekirse…
Bursa’daki alan dağılımı yüzde 44,5 orman, yüzde 30,8 tarım, yüzde 13,6 yerleşim, yüzde 5,6 akarsu-göl, yüzde 2,5 mera, yüzde 7 diğer alanlar şeklinde.
İhracat birim değeri özelinde 2023 hedeflerini 2018’de yakalamayı başaran Türkiye’nin en yüksek dış ticaret fazlası veren kenti Bursa’nın 10.880 kilometrekare toplam yüz ölçümü içinde sanayinin payı ise sadece binde 8!
Öngörüsüzlük neticesinde yol kenarlarına kurulan fabrikalar nedeniyle oluşan Bursa sanayiye doydu algısı gerçeği yansıtmıyor.
Kent içinde 8 binden fazla üretim tesisi bulunuyor.
OSB’lerde 190 bin çalışan varken bu plansız sanayi alanlarında 230 bin kişi çalışıyor.
Çevre ve trafik gibi Bursa’nın kronikleşen sorunlarının çözülmesi için düzensiz sanayinin şehir merkezinden uzaklaştırılarak yeni OSB’lere taşınması gerekiyor.
13 ana sektörde 2.556 BTSO üyesi şimdiden taşınma taahhüdü verdi.
Yoğun taşınma talebi olan lokasyonların tamamı şehir merkezinde.
Peki, yeni OSB’ler söylendiği gibi çok göç aldırır mı?
Hayır.
Sözü Başkan Burkay’a bırakalım:
“Sanayi artarsa nüfusun artma ihtimali yok. Evde oturan kesimi ekonomiye katmak zorundayız. Kırsalda kente göç edecek nüfus kalmadı. Bursa son 10 yılda 146 bin göç aldı.”
KOBİ OSB, Gıda-Tarım İhtisas OSB ile sanayide dönüşüm ihtiyacını gidermek isteyen Burkay’ın yeni dönem hedefleri arasında lojistik merkezler, organize ticaret ve konut bölgeleri, serbest ticaret bölgeleri, yeni fuar merkezi, BTSO Teknoloji Üniversitesi, Payitaht Çarşı’nın dijital dönüşümü de yer alıyor.
Payitaht Çarşı’nın canlanması ekonomik inovasyon gerçekleşmeden ne yaparsanız yapın mümkün değil.
Bu nedenle biz de bu hedefi çok önemsiyoruz.
BİR DÖNEM DAHA BURKAY
BTSO’da 1 Ekim’de gerçekleştirilecek komite seçimlerinden bir hafta sonra 5 kişilik meclis divanı ve 11 kişilik yönetim kurulu seçimine gidilecek.
Yoğun katılımın gerçekleştiği toplantıda edindiğim izlenime göre şu anda tek aday olan İbrahim Burkay bir dönem daha başkanlık görevini üstlenecek.
Aslında yeni dönemde belirlediği hedefler bir anlamda Türkiye’nin kalkınması için yol haritası hüviyeti taşıyor.
Bir saatten fazla sürmesine karşın su gibi akan konuşmasının sonunda sarf ettiği şu sözlere de ayrı bir parantez açmak gerekiyor:
“Kurallara uyan değil kuralları koyan olacağız. Bursa için birileri kalıplar çizmiş olabilir. Ancak geleceği ıskalarsak tarih önünde hesap veririz. Tarım, turizm ve çevreyi ihmal etmeden birçok alanda yatırımlar yapacağız.”