Olay Gazetesi Bursa

Ev projesi Bursa’daki Suriyelileri geri gönderir mi?

Entegrasyonun başarısız olması kaçınılmazdı. Zaten devasa bir akına seyirci kalırsanız kimsenin bütünleşmesini sağlayamazsınız. Uyum; nüfusa orantılı, kontrollü şekilde gelen kitlelerin, bulundukları toplumun ahengini bozmaması ile gerçekleşebilir. ‘Misafir’ kendi hayat tarzını dayatırsa… Çeşitli imtiyazlarla donatılırsa… Suça karışırsa… Sosyal medyada sığındığı ülkeyi devamlı aşağılarsa… Bu kadar da olmaz dedirten görüntülere tepki gösterenler faşist olarak damgalanırsa… Yetkililer tüm […]

Entegrasyonun başarısız olması kaçınılmazdı.

Zaten devasa bir akına seyirci kalırsanız kimsenin bütünleşmesini sağlayamazsınız.

Uyum; nüfusa orantılı, kontrollü şekilde gelen kitlelerin, bulundukları toplumun ahengini bozmaması ile gerçekleşebilir.

Misafir’ kendi hayat tarzını dayatırsa…

Çeşitli imtiyazlarla donatılırsa…

Suça karışırsa…

Sosyal medyada sığındığı ülkeyi devamlı aşağılarsa

Bu kadar da olmaz dedirten görüntülere tepki gösterenler faşist olarak damgalanırsa…

Yetkililer tüm olan bitene uzun süre sessiz kalırsa…

Nihayetinde sosyolojinin s’si, ekonominin de e’si hesaba katılmadan hatalı bir politika yıllardır ısrarla uygulanırsa…

Provoke edilmeye hayli meyilli çetrefilli sığınmacı meselesi işte böyle çığırından çıkar.

Gözüken şu:

Muhalefet söz konusu problem zinciri üzerinden haklı olarak politika üretiyor ve bu politika toplumda ciddi karşılık buluyor.

Seçimin yaklaşmasının etkisiyle iktidar da sığınmacılar konusunda söylem değişikliğine gidiyor.

Ancak sadece söylem değişikliğine gitmek halkı artık pek tatmin etmiyor.

Zira vatandaş eskisi kadar kolay ikna olmuyor.

Kamuoyu eylem bekliyor.

Gerekli adımlar atılmayınca toplumsal öfke tehlikeli boyutlara ulaşıyor.

Aşırı sağ yönelimler perçinleniyor ki bu durum tehlikenin dozunu artırıyor.

Söylemlerde ise hala kaş yapayım derken göz çıkarılması bocalanıyor algısını kuvvetlendiriyor.

Sözde zor durumda oldukları gerekçesiyle Türkiye’ye kabul edilenleri gönüllü şekilde göndermek için onlara konut yapılacağı, yeni şehirler inşa edileceği ifade ediliyor.

Ülkemizde çoğu kişi için ev sahibi olmak artık hayal bile değilken…

Güllük gülistanlık içindeymişiz gibi davranılması şaşırtıcı.

Üstelik bunca tepkiye rağmen…

Peki, Suriyeliler ev de verseniz gönüllü olarak gider mi?

Bursa özelinde bakarsak resmî veriye göre 28 Nisan 2022 itibarıyla geçici koruma kapsamında şehirde bulunan Suriyeli sayısı 184.363.

Yetkililer çoğunun üretimde yer aldıklarını söylüyor ki bu doğru.

Kamuya mali anlamda yük değil tersine yük alan pozisyonda oldukları da savunuluyor.

Özellikle Vişne Caddesi ve İnegöl’de çok aktifler.

Diğer bölgelerde ise alt tabakanın üstlendiği işler el değiştirmiş durumda.

Eskiden genellikle doğu illerinden gelenlerin yaptıkları işleri artık Suriyeliler devralmış.

Türkiye genelinde süreç nasıl seyredecek şu an için muamma.

Ancak konuştuğum göçle ilgili yetkili de ben de aynı fikirdeyiz:

Barınma bağlamında Bursa’da çok sıkıntı yaşamamış, bazı mahalleleri tamamen kendileriyle özdeşleştirmiş, kısacası düzenini çoktan kurmuş Suriyeliler Bursa’da kalıcı gözüküyor.

Yani gönderilmek isteniyorlarsa konut projesi dışında tabii ki insani olmak kaydıyla çeşitli ayrıcalıkların kaldırılması gibi daha farklı politikalar üretmek gerekiyor.

TÜRKİYE ENFLASYONDA ARTIK DÜNYA 6.’SI!

Venezuela

Sudan

Lübnan

Suriye

Zimbabve

Dünyada en yüksek enflasyona sahip 6. ülke ise artık Türkiye!

Yani savaştaki Rusya ve Ukrayna

Surinam, Arjantin, İran, Etiyopya, Haiti’de bile enflasyon bizden az!

Artış beklentileri aştı.

Yüzde 70’e dayanan enflasyon 20 yılın zirvesine çıktı.

Resmî açıklamayı dün Türkiye İstatistik Kurumu yaptı.

Tüketici fiyatları bir önceki aya göre yüzde 7,25; yıllık bazda ise yüzde 69,97 arttı.

Neyse ki %70 olmadı!

Üretici fiyatlarında ise aylık artış yüzde 7,67; yıllık artış ise yüzde 121,82 şeklinde gerçekleşerek 27 yılın zirvesine tırmandı.

Tüketici ve üretici fiyatları arasındaki makas henüz zam olarak ürünlere yansımadı.

Kelimenin tam anlamıyla korkunç oranlar bunlar…

Enflasyon Araştırma Grubu’na göre enflasyonun nisanda aylık bazda yüzde 8,68; yıllık bazda ise yüzde 156,86 oranında arttığını da ekleyelim.

Faiz sebep, enflasyon sonuç ısrarının ekonomiyi ulaştırdığı nokta ortada.

Yılbaşında duyurulan ‘rekor’ maaş artışları enflasyon canavarı karşısında yok oldu.

Piyasada güven duygusu kayboldu.

Fiyat algısı tamamen bozuldu.

Şimdi bazı senaryolara göre suni bolluk yaratılacak.

Para basımı artırılacak.

Kredi muslukları açılacak.

Belki de ara maaş zamları uygulanacak.

Peki, ekonomi rahatlayacak mı?

Ocaktan mayısa ne kadar refaha ulaştıysak yine o kadar ‘bolluk’ bizi bekliyor!