30 Ağustos’ta yayınlanan “Bursa’da o zeytinlik parseller fabrikaya mı dönüşecek?” başlıklı yazımda 2006’da İnan Kıraç’ın kurucusu olduğu Kıraça Holding bünyesinde bölgede faaliyete başlayan Sirena Marine isimli lüks seri tekne üreticisi için hazırlanan imar düzenlemesini irdelemiş, “145 ada; 5, 8, 9, 10, 11, 12 numaralı parsellerde büyümek isteniyor. İddiaya göre fabrika için sanayiye dönüştürülmek istenen bahsettiğimiz parseller 1/100.000 Ölçekli Bursa Çevre Düzeni Planı’nda özel ürün (zeytinlik) arazisinde kalıyor” demiştik.
Yazının ardından Sirena Marine’den ve CHP Orhangazi İlçe Başkanı Ender Teke’den açıklamalar geldi.
“Olay Gazetesi’ndeki köşenizde 30 Ağustos 2022 tarihinde kaleme aldığınız “Bursa’da o zeytinlik parseller fabrikaya mı dönüşecek?” başlıklı yazınızda çevre ile gösterdiğiniz hassasiyete öncelikle teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Aynı hassasiyetleri, Sirena Marine olarak bizim de paylaştığımızı bilmenizi isteriz. Ancak bununla birlikte yazıda belirtilen şirketimiz ile ilgili hususlarda yanlış bir bilgilendirme olduğunu görüyoruz. Kamuoyunu daha doğru bir şekilde bilgilendirmek adına bu konudaki gerçek bilgileri sizinle paylaşmak istiyoruz.
Yazınızda söz ettiğiniz 145 ada 5 parsel toplam 100 dönüm arsa, sanayi planı mevcut olan, en az 40 yıldır sanayi bölgesi olan bir alandır. Burası zaten bugün 1.000’den fazla çalışanın istihdam edildiği bir fabrikadır.
Sözünü ettiğiniz 145 ada, 8-9-11-12 numaralı toplam 4 parsel ise 2010 yılında satın alınmış olan “Sele, Kasa ve Palet İmalathanesi ve İdari Binalar” 1/1000 ölçekli imar planı olan bir arsadır.
Bir başka ifade ile toplam 5 parsel arsamızın tamamı 1/1000 sanayi imar planı olan ve 0:25 gibi çok küçük imar planı emsal oranına sahip arsalardır.
Biz sözünü ettiğiniz bu parsellerde herhangi bir tarım arazisine veya zeytinlik alana sahip değiliz. Zeytin ağaçlarının bulunduğu tarım arazileri bize ait olmayan komşu parsellerde bulunmaktadır.
Sirena Marine olarak son yıllarda hızla artan kapasite ve istihdam artışlarına paralel olarak imar planındaki emsal oranımızı artırmak üzere bağlı bulunduğumuz Orhangazi Belediyesine başvuruda bulunmuş olup; başvuru dosyasında gerekli olan tüm resmî kurumlardan yazılı onayları almış durumdayız. Üretilen teknelerin ebatlarından dolayı daha büyük üretim binalarına ihtiyaç duyulduğu için bu sürece başlamak ihtiyacı doğmuştur.
Orhangazi İlçe Belediye Meclisi’nde onaylanan imar planı değişikliği Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi’ne gelecek şekilde süreç olağan olarak devam etmektedir.
Yazınızda belirtiğiniz konunun bu şekilde gelişmekte olduğunu ve herhangi bir tarım arazisinin imara açılmasının söz konusu olmadığını bir kez daha belirtir, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına bu konudaki yanlış bilgilerin düzeltilmesini önemle rica ederiz.”
Şimdi bir kere 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı’nı Bursa 2. İdare Mahkemesi iptal etmişken, alt ölçekli plan değişikliğini meclise getirmek temelde hukuka aykırı.
Ayrıca bir yerde zeytinliklerin kesilmiş olması oranın tarımsal niteliğini kaybettiği anlamına gelmiyor.
Neticede büyümek istenilen alan 1/100.000 Ölçekli Bursa Çevre Düzeni Planı’nda özel ürün (zeytinlik) arazisinde kalıyor.
Plan değişikliği açıklamada da belirtilen komşu parsellerdeki zeytinliklerin geleceğini tehdit ediyor.
Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı’nın yapılmak istenen düzenlemeye ilişkin kurum görüşü yazısında bakın ne deniyor:
“Plan değişikliği talebiyle alanın “Sanayi Alanı” olarak planlandığı görülmektedir. Bu kapsamda 1/100.000 ölçekli Uygulama İmar Planına aykırı olarak noktasal ve kullanım amacının ne olacağı belirlenmeyen sanayilerin oluşmaması için Sanayi Alanı plan değişikliği uygun olmayıp, mevcut 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planındaki kullanımın devam ettirilmesi uygundur.”
Görüldüğü gibi Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Ulaş Akhan imzalı yazıda da sanayi alanı değişikliğinin uygun olmadığı açıkça ifade ediliyor.
Şehircilik açısından Bursa’nın kişiye özel parsel bazlı değil bütüncül plan değişikliklerine ihtiyacı bulunuyor.
50 DÖNÜMLÜK ARAZİYE 160 DÖNÜM FABRİKA MI KURULACAK?
Sirena Marine ile ilgili yazının ardından CHP Orhangazi İlçe Başkanı Ender Teke de bir açıklama yolladı.
Teke, “Köşe yazılarınızı takip ediyorum. 30 Ağustos tarihli yazınızda değindiğiniz yat fabrikası imar değişikliği ile alakalı benim de çalışmalarım ve açıklamam olmuştu sizinle de paylaşmak istiyorum. Plan değişikliği yapılan parselin bitişi Orhangazi Belediye Başkanı Bekir Aydın’ın babasının yeri, zeytinlik ama 25.000’lik planda sanayi alanında kalıyor” dedi.
“Gücü olana, bağlantısı olana değil, herkese eşit bir çalışma ile ilçemize değer katacak bir planlama yapılsın. Bursa yolu sınırdaki ticari imarlı arazilerin tümünün emsali eşit şekilde artırılsın.
İznik Gölü 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı’nı Bursa 2. İdare Mahkemesi iptal etmişken, alt ölçekli plan değişikliği hukuka aykırı bir şekilde Orhangazi Belediye Meclisi’ne geliyor. Çeltikçi altında mevcut fabrika ve yanındaki boş arazisi için imar izninin, yani kapalı alanının %320 gibi bir artış yapılmasının gerekçesi nedir? Örneğin 50 dönümlük bir arsaya 12.500 m2 kapalı alan yapılacakken, 40.000 m2 kapalı alan yapılmasına izin verilmek isteniyor. Yani 50 dönümlük arsaya 160 dönümlük bir fabrika alanı yapılmasına izin verilmek isteniyor.”
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin açık bir şekilde mevcut durumun korunması, ilave imara izin verilmemesi gerektiğini bildiren bir yazısı olduğunun altını çizen CHP’li İlçe Başkanı Teke’nin şu sorusu da dikkat çekici:
“Bu imar değişikliği için meclise gelecek yerin sınır parselinin, Belediye Başkanı Bekir Aydın’ın birinci derece yakınının olmasının da değişiklikte bir faktörü var mıdır?”
Olumsuz kurum görüşüne karşın Büyükşehir meclisinden söz konusu düzenleme geçecek mi, hep birlikte göreceğiz!
NİLÜFER ÇAYI NASIL CANLANIR?
Geçtiğimiz cumartesi bu sütunlarda, Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şubesi 2. Başkanı Vedat Sezer’in çarpıcı tespitlerini aktarmıştık.
Kısaca tekrar altını çizmek gerekirse…
Mahvedilen Nilüfer Çayı’nın koyu rengini açmak için de kimyasallar kullanılıyor.
Zehir akan Nilüfer Çayı, ovada tarımsal sulamada kullanılıyor!
Turanköy, Barakfakih, Kestel, Gürsu, Kazıklı, İsmetiye, Demirtaş gibi bölgelerdeki boyahanelerin atık suları artık Nilüfer Çayı’nı oluşturuyor ve bu çay kısmen zemine süzülürken Uluabat-Karacabey Longozu Bölgesi’nden Marmara Denizi’ne dökülüyor.
Felaketin boyutu ortada.
Peki, şimdi ne yapılmalı?
Vedat Sezer, şöyle diyor:
“Suyun tasarruflu kullanımının yan ısıra, kirletme kaynaklarının önlenmesi, giderek yaşamsal önem kazanıyor. Evsel ve kamusal atıklardan gelen farmasötikler, temizlik malzemeleri, kişisel bakım malzemeleri ve yemeklik yağ atıkları, sanayi atıklarından gelen petrokimya türevi yağ ve yakıt artıkları ile tekstil kimyasalları ve boyar madde atıkları, arıtma tesisi çamurlarındaki yoğun kimyasallar, tarım ve hayvancılıktan gelen zararlı bitki ile haşere öldürücü zirai kimyasallar, hormonal takviye atıkları, kostik vb. güçlü bazik ve asidik kimyasalların rutin analizlerle takibi, tespiti ve uygun yöntemlerle önlenmesi gerekiyor.”
Gerekiyor da Bursa’da bahsedilen işlemleri yerine getirecek, çevreye sahip çıkacak irade var mı?
İşte bu gerçekten koca bir soru işareti…