Pandemide kâr rekorları kırdılar.
Ekonomik krizde stokçuluk iddialarıyla gündeme gelen bazıları ise vatandaşın doğal olarak öfkesini kazandılar.
Market zincirlerinden söz ediyoruz.
Mali şartların ağırlaşmasından ötürü daha hassas davranmaları hususuna dikkat çekmek istiyoruz.
Bursa kökenli olmasalar da çeşitli kampanyalar ve sosyal sorumluluk projeleriyle hem kente hem de yurttaşa destek olanları ayrı tutuyoruz.
Yine şehrimizden çıkan duyarlılık sahibi marketleri de elbette eleştirmiyoruz.
Ancak şu konjonktürde para üstü bile vermekten imtina edenleri kendilerini gözden geçirmeye davet etmemiz gerektiğine inanıyoruz.
50 kuruşun altında para üstünü ödemeyenleri mutlaka uyarın, hakkınızı isteyin.
Her şeyden önce suç işlediklerini bilin.
Vatandaşlık bilinciyle hareket ederek mutlaka ilgili birimlere şikayet de edin.
Etiket oyunları, bayat ve çürük satılan ürünler, kredi kartından mükerrer çekimler…
Bunlara dair şikâyetleri internette çok okuduk da para üstü vermemeyi normalleştiren çalışanlara sahip marketlerin varlığına şaşırdık doğrusu.
Keşke otopark değnekçiliğine gösterdiğiniz ilginin birazını marketlerinizde bozuk para bulundurmaya da ayırsanız.
Böylelikle belki hakkını isteyen vatandaşa al sana 1 lira verelim deme aymazlığına kalkışmazsınız.
Piyasada kuruş bulmak zorsa fiyatları yukarı değil aşağı yönlü yuvarlayınız.
İnsanların çoğunun ay sonunu getiremediği bir zahmet aklınızdan çıkarmayınız.
YİYECEKLERİN TADI TUZU KALMADI
Farkında mısınız bilmiyorum.
Bilhassa süt ürünlerinin son dönemde ne tadı kaldı ne de tuzu…
Girdi maliyetlerindeki korkunç artışın ardından önce gramajlarda küçülmeye gidildi.
Buna karşın sosyal medyada da çokça dile getirildiği gibi ürünlerin kalitesinden de hayli ödün verildi.
Senelerdir tüketilen markalarda, büyük fiyat artışlarına rağmen eski lezzetin bulunamaması gıda güvenliğiyle ilgili soru işaretlerini de artıyor.
Merdiven altı üretim zaten her yerde patlamış gidiyor.
Yetkililerin içinde bulunduğumuz süreçte kaçak imalathaneler kadar isim yapmış firmaları da sıkı şekilde takip etmesi gerekiyor.
Gıda kodeksine uygun üretim yapılıyor olabilir.
Ancak örneğin peynirde bir firma eskiden kullandığı süt oranını azaltmışsa tüketici bunu bilmelidir.
Tüm kalemlerdeki girdi artışlarını etiketlere tek tek yansıtıp, ürünün de kalitesini bozuyorsanız bu fırsatçılık değil de nedir?
GÖRÜKLE’DEKİ ATM’LER MERCEK ALTINA ALINMALI
Sıkça duyuyordum.
Geçtiğimiz gün bizzat da şahit oldum.
Para çekenleri açıkça taciz ediyorlar.
Fiziksel temasta bulunup, size büyü yapmışlar gibi saçma çeşitli söylemlerde de bulunuyorlar.
Genellikle genç kızları hedef alıyorlar.
Bir şekilde para almaya çalışıyorlar.
Can sıkıcı bir olay yaşanmadan önlem için güvenlik güçlerini bilgilendirmiş olalım.
ÖZEL MERKEZLERE ÖZEL İLGİ GÖSTERİLMELİ
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın (BTSO) iş dünyasına yönelik eğitim ve gelişim platformu olan BTSO Akademi Projesi kapsamında ‘Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezleri Çalıştayı’ düzenlenmişti.
Sektörün tüm sorunlarının masaya yatırıldığı çalıştayın koordinatörü, BTSO 59. Meslek Komite Üyesi Öznur Yavuz Yağcı, yaptığımız görüşmede çarpıcı bilgiler aktardı.
“Özel gereksinimli çocuklara verilen ayda sekiz saatlik bireysel eğitim oldukça yetersizdir. Bunun en az 16 saate çıkarılması gereklidir. Özellikle 0-6 yaş arasında eğitim saatleri yoğun olmalı, 10 yaştan sonrakilere 8 saat verilsin, maliyet düşünülüyorsa 20 yaşından sonra hatta hiç verilmesin ama 6 yaşa kadar eğitim saatlerinin artırılması çok önemlidir” dedi ve
“Bunun yanında grup eğitimleri de tüm özel çocuklarımıza verilmeli. Rehabilitasyon merkezlerinde düzenlenen grup eğitimleri ile çocuğun okulda derse katılımı artıyor. Kaynaştırma eğitimi önerilen çocuklar okullarda kendilerini gösteremiyor, ancak rehabilitasyon merkezindeki grup eğitiminde kendine güveni gelişiyor bu da sınıf ortamına yansıyor.”
Öte yandan kamunun özel eğitim okullarında ve özel alt sınıflarda servis ücretini devlet karşılarken özel kurumlardaki öğrencilerin servis ücretinin karşılanmaması da öne çıkan problemler arasında yer alıyor.
Sektör temsilcileri içinde bulunduğumuz ekonomik ortamda 150 TL seans ücreti ile servis hizmetini karşılamanın imkansız hale geldiğini belirtiyor.
Servis olmadığında aile çocuğunu eğitime getiremiyor.
Bu durum çocuğun gelişimini aksatıyor.
DEVA BURSA’DA YAPRAK DÖKÜMÜ SÜRÜYOR
Motivasyonumuz bilinçli ve sistemli bir şekilde il başkanlığı tarafından yok edildi dedi.
Genel merkeze gönderdiği istifa dilekçesinde ötekileştirme, ayrımlaştırma, adaletli davranmama, itibarsızlaşmadan yakınması dikkat çekiciydi.
Ancak şaşırtıcı değildi.
Harmancık ve Mudanya ilçe başkanları da benzer gerekçelerle istifa etmişti.
İşin ilginci bacanak usulü siyaseti, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın da onayladığı artık net gibi.
DEVA’nın bu zihniyetle daha kendisine deva olamayacağı da belli…