Yurt dışında tedaviye yeni giren ilaçların yaklaşık yüzde 80’i ülkemizde yok.
Haliyle Bursa’da da bulunmuyor.
Neden mi?
Onaylanıp, ruhsat alan ilaçların firmaları ürünlerini artık Türkiye pazarına getirmiyor da ondan…
Yabancı firmalar Türkiye’de 3-4 tane ilaç satıp elde edeceği kârı Avrupa’da bir adet satarak kazanıyor.
Sizin reel euro kurunuz 17,71 seviyesindeyken, ben ilaçta 6,29’luk kuru baz alırım derseniz başka bir sonuçla karşılaşmayı zaten bekleyemezsiniz.
Yeni ilaçlar haricinde eczanelerdeki piyasa yokluğu ise şu anda yüzde 15’ler seviyesinde.
Bursa Eczacı Odası Başkanı Okan Şahin, görüşmemizde ağustos ayında ilaç bulunamama oranının yükselebileceğini söyledi.
Şöyle devam etti:
“Euro kuru tırmanışını sürdürürse ilaç yokluğunun ağustos ayında yüzde 30’ları bulabileceği konuşuluyor. Bundan çekiniyoruz. Euro kurunun güncellenmesi ile ilgili görüşmeler var. Şu anda 7 ilaçtan bir tanesi yok. Aralarında bazı özel ilaçlar mevcut. Özel hastalıklarda kullanılıyorlar. Kanser, tüp bebek, kardiyoloji, çocuk hormon ilaçları gibi. Bunların hasta sayısı daha az. Vatandaşın ilaç yokluğu ile karşılaşma oranı bu nedenle nispeten düşük. Ancak önlem alınmazsa ağustos ayında çok daha fazla kişi ilaç yokluğu ile yüzleşecek.”
İlaç sektörünün temsilcileri de eczacılar da uzun süredir mevcut sistem güncellenmeli diye bas bas bağırıyor.
Herhalde kanser, tüp bebek, kardiyoloji, çocuk hormon ilaçlarına ihtiyacı olanların sayısı az diye sorun görmezden geliniyor!
Herhangi bir konuda harekete geçilmesi için illa bıçağın kemiğe dayanması mı gerekiyor?
Bu duyarsızlığın makul bir açıklaması varsa dinlemek isteriz.
ADALETTE ÖDÜL ZAMANI
Hâkim Akın Gürlek, Cumhurbaşkanı kararıyla Adalet Bakanlığı Bakan Yardımcılığı’na getirildi.
Tartışmalı davalarda verdiği kararlarla sıkça adından söz ettiren Gürlek’in ödüllendirilmesi şüphesiz ki gerekliydi!
Ne de olsa Anayasa Mahkemesi (AYM) kararını anayasal zorunluluğa rağmen uygulamamasıyla ünlenmişti.
AYM kararını uygulamayan bir başka isim Orkun Dağ da hakkındaki şikayetlere rağmen Yargıtay üyeliğine atanmıştı hatırlarsanız…
Bu atamalar adalete olan güveni pekiştirdiği için takdiri sonuna kadar hak ediyor!
Türkiye’nin her alanda yeniden normalleşmesi mi?
O epey zaman alacak gibi.
İHRACAT REKORU NARALARI MANTIKLI MI?
Türkiye ekonomisinin mayıs ihracatı yüzde 15,22 artışla 19 milyar dolar; ithalatı ise %43,8 artışla 29,7 milyar dolara ulaştı.
Ticaret Bakanı Mehmet Muş, “İhracatta güçlü performansımızı Mayıs ayında da sürdürdük. Mayıs ayı ihracatımız, yüzde 15,2 artışla 19 milyar dolar oldu. Bu tüm zamanların en yüksek Mayıs ayı ihracatıdır. 2022 yılında, ilk 5 ayın tamamında en yüksek aylık ihracat değerine ulaştık ve beşte beş yaptık” ifadelerini kullandı.
Sadece geçtiğimiz ay 11 milyar dolara yakın açık vermişken Türk Lirası’ndaki korkunç değer kaybının etkisiyle rekor kırdık diye sevinmek ne kadar mantıklı?
Yani gördüğünüz gibi öyle katma değeri yüksek ürünlerle ihracat rekoru falan kırmamışız.
Kimse ürününü iç pazara vermek istemiyor.
Döviz kuru yükseldiği için herkes yurt dışına yöneliyor.
Arz-talep dengesi bozuluyor.
Enflasyon rekor kırıyor.
Piyasa çıldırmışken şu ortamda rekor naraları atmak gerçeklerden ne kadar kopulduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
ZAMLAR ARTIK GÜNLÜK DEĞİL DAKİKALIK
Bursa Pastacılar, Tatlıcılar, Süt ve Süt Ürünleri Esnaf Sanatkar Odası Başkanı Necip Daş’la sohbet ederken son dönemin bilindik konularından yakındı:
“İşler sıkıntılı. Alım düştü. Ham madde, ambalajdaki fiyat artışlarına yetişemiyoruz.”
Daş, zam sisteminin değiştiğini de açıkladı.
Günlük fiyatlandırmaya alışmıştık da dakikalığa şaşırdık doğrusu.
Sorduğun anda aldın, aldın; 15-20 dakika sonra aradığınızda fiyat değişebiliyormuş.
Un tedarikçilerine de sitem etti Daş…
Sürekli zam geldiği için 50 kiloluk unlardan en fazla 10 torba gönderdiklerini söyledi ve ekledi:
“Senelerdir çalıştığımız yer bir de bunu yapan. Yeni esnafın halini de siz düşünün…”