Sağlık sisteminde bilhassa son dönemde artan sıkıntılar göze çarpıyor.
Merkezi Hekim Randevu Sistemi’nde (MHRS) tıkanıklık yaşanıyor.
Doktorlar yoğun mesai şartları altında adeta eziliyor.
Özlük ve mali hakları iyileştirilmiyor.
Hekimlerin mesleki itibarı her geçen gün biraz daha erozyona uğruyor.
Popülist söylemler hastalarla doktorları karşı karşıya getiriyor.
Fiziksel ve psikolojik şiddet vakaları bitmek bilmiyor.
Bu nedenlerle Türkiye’den yurt dışına hekim göçü hız kesmiyor.
Önlem alınmazsa yakın gelecekte kamu hastanelerinde uzman doktor bulmakta güçlük yaşanacağı ifade edilirken mevcut vahim tablonun acı sonuçlarıyla Bursa’da yüzleşilmeye başlandı.
İnegöl’deki hastalar doktorsuz kaldı!
CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın, İnegöl Devlet Hastanesi’nde günde yaklaşık 150 hasta bakan, aşırı iş yüküne ve strese dayanamayan bazı doktorların istifa ederek ilçeden ayrılmasıyla başlayan sıkıntıyı Sağlık Bakanı Fahrettin Koca‘ya verdiği soru önergesiyle meclis gündemine taşıdı.
Ortalama bir doktorun maksimum 40-50 arasında hasta bakması gerekiyor.
Buna karşın İnegöl Devlet Hastanesi’nde doktorlar bazı branşlarda uzman olmaması nedeniyle günde normalin iki, üç katı hasta bakmak zorunda kalıyor.
Erkan Aydın, İnegöl Devlet Hastanesi’nde yaşanan sıkıntıların doktorların istifaları ile sonuçlandığını ve bunun hekim sayısında düşüşü daha da artırdığını ifade etti.
Bazı bölümlerin doktor bulunmadığından tamamen kapandığını dile getiren Aydın, “Takriben 300 yataklı İnegöl Devlet Hastanesi kaderine bırakılmış durumda. İnegöl Devlet Hastanesi’nde de sıra yok, çünkü hastaların gidebileceği doktor yok, doğal olarak randevu da yok” dedi ve Bakan Koca’ya şu soruları yöneltti:
–İnegöl Devlet Hastanesi’nde nüfusa doğru orantılı doktor açığının kapanması için bir çalışmanız var mı?
-İnegöl sakinlerinin gerekli sağlık hizmetlerini alabilmeleri için bir planlamanız var mı?
–İnegöl sakinlerinin hastane çilesi ne zaman bitecek?
-Yoksa hastalar özel hastanelerin insafına mı bırakılacak?
KUYRUKLARI ÖNLEMEK İÇİN MHRS DEVREYE GİRİYOR
Öyle bir noktaya geldik ki fırsatını bulan ülkeyi terk ediyor.
Türkiye’de kalan hekimlerin çoğu ise devletten istifa edip özele geçiyor.
Hastaların kamudan randevu bulmakta yaşadığı güçlüğün temelinde bu sebepler yatıyor.
Devrim yaptık denilen sağlık sisteminde eskisi gibi hastanelerde kuyruk görüntülerinin oluşmasının önlenmesi için devreye MHRS sistemi giriyor.
Randevu alamayan vatandaş devlet hastanesine gidemeyince haliyle kuyruk olmuyor.
Her şey güllük gülistanlık sanılıyor.
Ancak illüzyon yaratmak gerçekleri değiştirmiyor.
Herhalde vatandaşlar özel hastanelere mahkum edildiğini unutur sanılıyor.
Oysaki temel gereksinimlerin dahi karşılanmasının hayli sıkıntılı olduğu günlerden geçerken halkın kamuda tedavi olma hakkından mahrum bırakılmasının doğurduğu tepki sosyal medyada çığ gibi büyüyor.
UZMAN DOKTOR İSYAN ETTİ: “DEVLETTE ÇALIŞMAK ENAYİLİK”
İnegöl Devlet Hastanesi’nde görevli bir uzman hekimle doktorların istifaları hakkında konuştum.
Sözlerine “Bu sadece İnegöl’ün derdi değil” diyerek başladı.
Ülkedeki sağlık sisteminin geldiği noktayı işaret ederek hastaneden bazı bilgiler paylaştı:
“Bizde görevli 45 tane sekreter var. Hastalık sebebiyle şu an 25’i yok. Çalıştığımız polikliniğe sabahtan bir sekreter, öğleden sonra başka bir sekreter bakıyor. Doktorlara bir sekreter bile verilemiyor. Şehir Hastanesi’nde de benzer sıkıntı var. Bir koridorda tek sekreter 4 doktora bakıyor. Kayıtları biz yapıyoruz, reçeteleri yazıyoruz. Bu yoğunlukta bir de bunlarla uğraşıyoruz. Performansımız sürekli düşüyor.”
Enerjideki fahiş zamlar hastaneleri de vurdu…
“Hastanenin elektrik faturası çok fazla artmış. Döner sermayeden gelir de kalmadı. Uzman doktor olarak 10 bin lira civarında maaş alıyorum. Bununla yetin deniliyor. Bundan sonra devlette çalışmak enayilik! Hastanede de eksiklik çok. 1.000 dolarlık çok basit temel cihazlarımız bile yok. Hastaların açıkça özele mahkum edildiğini düşünüyorum.”
Doktorların baktıkları hasta sayısında skor peşinde koşması kabul edilemez.
Kamu hastaneleri salt kar elde etme odaklı bir zihniyetle yönetilemez.
Norm kadro sınırlamaları ile hekimlerin özel hastanelere geçişlerini engellemeye çalışmakla da var olan sorunlar çözülemez.
Devletin hastanelerdeki ticari zihniyeti sona ermeli.
Sağlık sektörünün tüm aktörleri bir araya getirilmeli.
Problemlerin giderilmesi için ortak akıl devreye girmeli.
Kamucu köklü bir reforma daha fazla geç kalmadan start verilmeli.