Dün yayınlanan Resmî Gazete’de son dönemde sıkça karşılaştığımız bir manzaraya rastladık yine.
4 Ekim 2022 tarihli, 6177 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı özetle şöyle:
Söz konusu karar kapsamında Balıkesir, Aydın, Antalya, Ankara, Afyonkarahisar, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Mersin, Yozgat, Adana ve Bursa’da toplam 99 taşınmaz özelleştirme kapsamına alındı.
Özelleştirme işlemlerinin 31/12/2025 tarihine kadar tamamlanması kararlaştırıldı.
Bursa’da özelleştirilecek Maliye Hazinesi Osmangazi ilçesi Dereçavuş mahallesi 4965 ada 62 parselde yer alıyor.
44.917,18 metrekare büyüklüğe sahip.
Biraz araştırdığımızda, Büyükşehir Belediyesi tarafından Bursa 2. İdare Mahkemesi’nin bahsettiğimiz yerle ilgili 2012/222 esas nolu yürütmeyi durdurma kararı doğrultusunda onaylanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği hazırlandığını gördük.
Yani 10 seneden beri ilgilenilen bir parsel var karşımızda…
Bursa Çevre Yolu’na cephe parselin hemen gerisinde karşılıklı iki Oksijen tesisi yer alıyor…
2012’de 4965 ada 7 parsel olarak plan değişikliği yapıldıktan sonra 62, 63, 64 parsele ayrılmış bölge.
Yani çevre yolunun karşısı da fotoğrafta göreceğiniz üzere işin içine katılmış.
Bakalım özelleştirme kapsamında nasıl bir plan hazırlanacak?
Daha sonra kime, hangi şartlarda kullanım hakkı tanınacak?
Bugün geldiğimiz noktada yine Bursa’ya ait bir yerin yerel iradeler yok sayılarak özelleştirilmeye çalışıldığını görmek artık ne yazık ki şaşırtmıyor.
Bursa’nın rantı Bursa’da kalmıyor…
Rant odaklı parsel bazlı kararlar yerine keşke büyük yatırımlara imza atılsa kararnameler ile!
Kentin senelerdir bekleyen makro projeleri nihayete erdirilse…
Muhalefet neye odaklanmalı?
Kamuoyunun, üstelik yeni değil, hayli uzun süredir en önemli iki gündem maddesi ekonomi ve sığınmacılar meselesi…
Herhâlde tek tek örnekler vermeye gerek yok.
Her iki konu özelinde de ciddi sıkıntılar yaşanıyor.
Reel enflasyon yüzde 100’ü geçmişken ekonomide rahatlamaya dair işaret edilen tarihler de devamlı değişiyor.
Neredeyse her şey, her gün ışıltılı ışıltılı zamlanıyor.
Ortada vatandaşı doğrudan etkileyen kritik ana problemler varken muhalefetin bu sorunlarla ilgili çözüm odaklı politikalar üretmesi gerekiyor.
Bakın, şu anda mecliste, seçim öncesi vatandaşın haber alma özgürlüğünü ciddi biçimde etkileyebilecek bir yasa tartışılıyor.
Elbette temeli yıllar öncesine dayanan bazı algıların kırılmasına yönelik atılacak adımlar da muhalefet adına kıymetli.
Ancak siyasette zamanlama çok önemli.
Önce temel sorunlarla ilgili seçmen ikna edilmeli.
Üstelik sıkıntılar sadece ekonomi ve sığınmacılarla da sınırlı değil ki!
Liyakatsizlik, yolsuzluk iddiaları, adaletin hâli, kamuya ait alanların parsel parsel satıldığı şehirlerin vaziyeti…
KYK borcu ve ÖTV indirimi gibi önemli konularda yapılan çıkışlarla bir süredir söylem üstünlüğünü ele geçiren muhalefet, ana sorunların çözümü için seçmeni tam olarak ikna etmeden güncel tartışma konusu olmayan alanlara erken girdi gibi.
Özel hastanedeki rezalet münferit bir olay mı?
Suratına paralar fırlatılıyor…
Küfürler savruluyor…
Bir grup sözde sağlık çalışanı insanlık dışı varlık, yemek borusu delinmiş konuşamayacak durumdaki yaşlı kadın hastayla acımasızca alay ediyor.
İhmalden dolayı bir başka hastanın hayatını nasıl kaybettiği de açıkça görülüyor.
İstanbul’daki özel bir hastanede çekilen bahsettiğimiz görüntüler sosyal medyaya yansıyınca tepkiler çığ gibi arttı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, dün olayla ilgili “Suçlular kesinlikle cezasını çekecek” açıklamasını yaptı.
Ancak bununla sınırlı kalınmamalı.
Bilhassa yoğun bakımlarla ilgili acilen yeni bir kontrol mekanizması oluşturulmalı.
İnsanların hayatlarıyla bu kadar pervasızca oynayan sağlık çalışanlarını ağır yaptırımlara tabi tutacak düzenlemeler yasalaştırılmalı.
İstanbul’da yaşananlar münferit bir olay değil.
Devrim yapıldığı söylenen sağlık sisteminin geldiği noktanın özeti aslında.
Siz sağlık sistemini hunharca ticarileştirirseniz…
Özel hastanelerin sayısını kontrolsüz şekilde yükseltirseniz…
Devlet hastanelerini kapatarak vatandaşı özel hastanelerin kucağına iterseniz…
Uyguladığınız politikalarla nitelikli insanları kaybederseniz başka ne bekleyebilirsiniz ki!