Olay Gazetesi Bursa

Bursa’da 14 bin liraya katliam ihalesi!

Doğal hayatı fazlasıyla katlettiğimiz yetmedi. Artık yaban hayvanlarını para karşılığı öldürme aşamasına geçildi. Tarım ve Orman Bakanlığı 2. Bölge Müdürlüğü Bursa İl Şube Müdürlüğü’nün bugün düzenleyeceği ihale doğa örgütlerinin tepkisini çekti. KDV hariç 14 bin liralık muhammen bedel belirlendi. Ne için mi? İnegöl Devlet Avlağı’nda bir adet kızıl geyiği acımasızca öldürmek için! İhalenin “kapalı teklif […]

Doğal hayatı fazlasıyla katlettiğimiz yetmedi.

Artık yaban hayvanlarını para karşılığı öldürme aşamasına geçildi.

Tarım ve Orman Bakanlığı 2. Bölge Müdürlüğü Bursa İl Şube Müdürlüğü’nün bugün düzenleyeceği ihale doğa örgütlerinin tepkisini çekti.

KDV hariç 14 bin liralık muhammen bedel belirlendi.

Ne için mi?

İnegöl Devlet Avlağı’nda bir adet kızıl geyiği acımasızca öldürmek için!

İhalenin “kapalı teklif usulü” gerçekleştirileceği bildirildi.

Kim daha fazla para verirse geyiği o öldürecek yani.

İhaleye katılma şartlarını incelerken bir madde dikkatimi çekti:

“Tüzel kişiliği seyahat acentesi olan isteklinin yönetmelik kapsamında bakanlıkça verilen ‘Av Turizmi İzin Belgesi’nin aslı ya da noter onaylı örneğini vermek, 2004 yılı ve sonrasındaki av dönemlerinde/av yılında av turizmi kapsamındaki av organizasyonlarından en az ikisini yabancı avcılar için düzenlemek, başarıyla tamamlamak ve bunu kanıtlamak.

Türkiye’deki pek çok lokasyonda yurt dışından gelen avcıların yaban hayvanlarını öldürdüğüne dair haberlere sıkça rastlıyoruz.

İşte acenteler bahsettiğimiz ihalelere giriyor, ardından yaban hayvanı öldürme paketleri yurt dışına pazarlanıyor!

Yabancılara konut, arazi satmak kesmemiş olacak ki bir de parayla hayvan öldürme işine girişiliyor!

Yahu bir ülke canlılarını öldürtmeyi dahi pazarlar mı!

Ayıptır, yazıktır, günahtır…

Bilecik’teki Köşk Devlet Avlağı için de yarın aynı şartlarda ihale düzenleneceğini belirtelim.

Bursa’da daha önce yine kızıl geyiklerin öldürülmesi için yapılan ihale tepkilerin ardından mahkeme tarafından iptal edilmişti.

Bu kez ise sessiz sedasız hareket edildi!

Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Güler, yaptığımız görüşmede, “Bakanlığın 14 bin liraya ihtiyacı varsa, aramızda toplayıp bu parayı biz ödeyelim de kızıl geyikler öldürülmesin” dedi.

Şöyle devam etti:

Bursa’nın yaban hayatı devlet kurumları eliyle yok ediliyor. Yaban hayatı korumakla yükümlü devlet kurumları tam tersine para karşılığında öldürülmelerine izin veriyor. Biz DOĞADER olarak buradan sorumlu devlet kurumlarına yeter artık diye haykırıyoruz. Doğal sürecin dengesinin korunması için yaban hayatı rahat bırakın.

AKPINAR’DAKİ 1050 KONUTLAR NASIL OLUŞTU?

Dün, Akpınar mahallesindeki 1050 Konutlar’ın dönüşümüyle ilgili üzerinde durulan son plana değinmiştik.

Akademik odaların geçen sene gündeme gelen bölgedeki dönüşüm planına dair itirazlarını ve Akpınar’daki yapılaşmanın geçmişini ise bugün irdeleyeceğiz demiştik.

TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu’nun 1050 Konutlar’ın tarihiyle ilgili yaptığı açıklamayı hatırlatarak başlayalım evvela:

1050 Konutlar’ın bulunduğu alan Bursa 2 nolu Yalakçayır Gecekondu Bölgesi.

Bölgenin gelişimi 24 Ağustos 1958 günü binlerce iş yerinin yok olduğu Kapalıçarşı yangını ile yakından ilişkili.

Zaten söz konusu yangın, Bursa’nın kentleşmesini, ticari yaşamı ve bayındırlık hizmetlerini büyük ölçüde etkiledi.

Yangının hemen sonrasında Belediye Başkanı Reşat Oyal’ın girişimleri, İller Bankası ve Emlak Bankası’nın desteği ile Mimar Emin Canbolat’ın yönetiminde İmar Planlama Bürosu kuruldu, bu büroda İtalyan şehircilik uzmanı Piccinato’nun danışmanlığında 1/4000 ölçekli Bursa Nazım Planı hazırlandı.

Bu planda kentin Ankara-Bursa-Mudanya doğrultusunda gelişmesi önerildi.

Piccinato Planı’nda Bursa-Mudanya Yolu üzerindeki tarım arazisi (Yalakçayır), Organize Sanayi Bölgesi olarak belirlendi.

Bölgenin gelişimini hızlandıran bir diğer etmen de Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından 1961 yılında yapılan 5 yıllık kalkınma planına göre Türkiye’nin ilk Organize Sanayi Bölgesi’nin Bursa’da kurulmasına karar verilmesi oldu.

1960’lardaki ‘sanayi hamlesi’nin neticesinde tüm Türkiye’de uygun bir sanayi alanı bulmak adına araştırma yapılmış ve bu araştırma özellikle Bursa, İstanbul, Adapazarı, Adana, Mersin ve Zonguldak şehirlerinde yoğunlaştırılmıştı.

Araştırmanın sonucunda konum olarak bu amaca hizmet edecek en uygun şehrin Bursa olduğuna karar verildi.

1962’de Yalakçayır’da Bursa Organize Sanayi Bölgesi inşaatına başlandı.

Sanayi sektöründe meydana gelen hızlı büyüme beraberinde göç ve çarpık kentleşmeyi getirdi.

Organize Sanayi Bölgesi’nin oluşumu yoğun bir iş gücü talebi doğurdu.

Bölgede potansiyel olarak oluşan yaklaşık 18.000 nüfusun taleplerini ve istenmeyen gecekondu yapılaşmasını önlemek amacıyla Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nca az yoğunluklu konut alanlarını hedefleyen bir plan üretilerek, yürürlüğe girmesi sağlandı.

Bu planla; 1050 Konutlar adı ile bilinen konut alanları planlamasında tekli ve ikiz olmak üzere toplam 236 blokta, 2.290 adet bağımsız birimin bulunduğu 117.256 m2 konut alanı ve 9.567 m2 inşaat alanı planlandı.

TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu’nun bugün yıkılma tehlikesi yaşayan binaların dönüşümüyle ilgili geçen sene gündeme gelen plana itirazının temeli ise şuydu:

“Bursa genelinde bir değerlendirme yapıldığında yürütülmesi planlanan kentsel dönüşüme konu olan alanlarda bütüncül bir yaklaşım geliştirmek, dönüşümün belli ilkeler ve esaslar üzerinden ilerlemesini temin etmek ve kentsel dönüşüm uygulamalarının başarısını artırmak üzere tasarım ilkelerinin ve planlama kriterlerinin belirlenmesi ve bu kapsamda yasal mevzuatın çizdiği çerçeveden çıkılmaması gerekmektedir.

Bursa’da yürütülecek kentsel dönüşüm çalışmalarında bu boyutlar ve planlama ilkeleri bir bütün olarak ele alınıp 1050 Konutlar kentsel dönüşüm projesi de bu kapsamda değerlendirilmelidir.”

BURSA’DA PLANSIZ SANAYİ KATLİAMI!

Bursa, bu manzarayı hak ediyor mu?

Uzaktan bakanlar yangın var sanıyor…

Oysaki ovanın ortasında peşi sıra dizilmiş plansız üretim tesisleri çevreye zehir saçıyor!

Nasıl ruhsat aldılar, hangi kriterleri yerine getiriyorlar bilinmiyor!

Üstelik bu manzara ne yazık ki şehirdeki yetkili kimseyi rahatsız etmiyor…

Plansız sanayinin Bursa’ya verdiği zararlar o kadar net ki…

Bursa değil ancak hoyratlıklara seyirci kalan hepimiz hak ediyoruz zehirlenmeyi!