Yerel irade gene yok sayıldı.
Bir anlamda Bursalılara yine söz hakkı tanınmadı.
Geçtiğimiz perşembe günü bu köşede sizlere Karacabey ve İnegöl’deki Ankara merkezli imar değişikliklerini anlatmıştım.
Bugün ise daha bilinen bir yerle ilgili 3 Ağustos’ta yayınlanan 5921 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nın detaylarını aktaracağım.
Gelin önce kararı detaylandıralım:
Mülkiyeti özelleştirme kapsam ve programında bulunan Sümer Holding A.Ş. ve Tekel İşletmeleri Genel Müdürlüğü adına kayıtlı olan Bursa ili Osmangazi ilçesi Demirtaş Mahallesi 7726 ada 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163 ve 164 parsellerdeki taşınmazlara ilişkin “Gelişme Konut Alanı, Ticaret Konut Alanı, İlkokul Alanı, Trafo Alanı, Park Alanı ve Yol” kullanım kararları getirilmesine yönelik Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı, 1/5.000 ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1.000 ölçekli Uygulama İmar Planı’nın onaylanması Cumhurbaşkanı tarafından kararlaştırıldı.
Rantın kamuda kalması adına Büyükşehir ve Osmangazi Belediyeleri devre dışı bırakılmamalıydı.
Eski Tütün Depoları arazisi; Bursa yerel yönetimleri tarafından planlanıp, uygulanmalıydı.
Ancak son dönemde sıkça rastladığımız gibi yine böyle olmadı.
Bahsettiğimiz yer aslında Ankara’nın uzun süredir özel ilgisi altındaydı.
Seneler önce de Bursa’daki belediyeler devre dışı bırakılarak imara açılmış, düzenlenen ihaleler ise sonuçsuz kalmıştı.
Bakalım Cumhurbaşkanı Kararnamesi ile yapılan değişikliğin ardından bölgedeki dev arazi kime verilecek, hangi amaçla kullanılacak?
Sosyal konut projesinde değerlendirilir mi?
Ticaret konut alanı düzenlemesine bakarsak pek sanmıyoruz.
Bölgedeki hastane ihtiyacının da karşılanmayacağını görüyoruz.
Yoksa yine geçmişte gündeme geldiği gibi gökdelenler mi inşa edilecek?
Hep birlikte göreceğiz…
BURSA’DA ECZANELER KARARACAK! KAPATMA DA KAPIDA
Bursa’da ise 1.037 eczane bulunuyor.
İlaç fiyat kararnamesinde geçtiğimiz ay yapılan güncelleme ekonomideki mevcut tablo karşısında hayli yetersiz kaldı.
100 liraya kadar olan bir ilaçtan, daha önce yüzde 25 kâr elde eden eczacılar için bu oran son artışla yüzde 28’e çıkarılmıştı.
200 liranın üzerindeki ilaçlarda ise yüzde 12’den yüzde 13’e çıktı kâr oranı.
Bu düzenlemenin sorunları gideremeyeceği aslında açıktı.
Türk Eczacıları Birliği ve 54 Bölge Eczacı Odası’nın yayınladığı son deklarasyonda dikkat çeken şu ifadeler yer almıştı:
“Eczacılık mesleği, benzeri daha önce hiç yaşanmamış bir ekonomik tehdit altındadır. Bu tehdidin ana sebebi, 2009 yılından bu yana eczacılarla ilgili olan bölümü bir türlü değiştirilmeyen ilaç fiyat kararnamesidir. Meslek onurumuzu korumak için gerekirse eczane kapatma da dâhil olmak üzere kademeli eylem planımız acilen hayata geçirilecektir.”
Dün eczacılar iş bırakma kararı aldı şeklinde haberler kamuoyuna yansıdı.
Bursa Eczacı Odası Başkanı Okan Şahin, yaptığımız görüşmede, “Türk Eczacıları Birliği ve 54 Bölge Eczacı Odası’nın yayınladığı son deklarasyon kapsamında kısa süre içinde bölge eczacı odalarına eylemlilik kararının bildirilmesini bekliyoruz. Ancak bugün, yarın hemen eczane kapatma olmayacak öncelikle diyalog yolları tam olarak tüketilecek, halkın bilgilendirilmesi için uğraş verilecek” dedi.
Şöyle devam etti:
“Eczanelerde halkın dikkatini çekmek için vitrin karartarak, beyaz önlüklerimize siyah kurdele takarak vatandaşı bilgilendirmek istiyoruz. İlaç fiyat kararnamesi öyle bir hale geldi ki bugün yurttaşın eczanelerden ilaç bulması çok zorlaştı. Zamlara rağmen vatandaş ilaca ulaşamıyor. Yurttaşın gözünde eczacılar zam yapıyor görülüyor ancak zammı yapan Sağlık Bakanlığı. Bu zam ilaç firmaları için yapılıyor. Biz zam geldikçe kârlılığı düşen meslek grubu haline geldik.”
Diyaloglardan ve farkındalık yaratma uygulamalarından sonuç alınamazsa eczaneler kapanma eylemi gerçekleştirecek.
Sağlık ve ekonomi yönetimindeki hatalı politikaların ceremesini ne yazık ki yine sağlık çalışanları kadar halk da çekecek.
MÜLAKAT SKANDALLARI ARAŞTIRILMALI
Bakın, ülkede liyakatsizliğin sirayet etmediği kurum âdeta kalmadı.
Son dönemin popüler konu başlıklarından biri malum KPSS hırsızlığı…
Uzun süredir göz ardı edilense mülakat skandalları.
Aslında KPSS’nin pek bir hükmü yok ki..
Mülakatlarda elenmeme kriterleri belli değil mi?
KPSS konusuna dürüst yaklaşılacak ise Türkiye’de son dönemde yapılan tüm atamalar detaylıca irdelenmeli.
Sosyal medyadaki paylaşımlar ihbar kabul edilmeli.
Aldıkları yüksek puanlara karşın geçmişte mülakata takılan binlerce gencin isyanına artık kulak verilmeli.