Yüksek enflasyonist konjonktürde ekonomik darboğaz her geçen gün derinleşirken Rusya-Ukrayna savaşı temel gıda ürünlerine ulaşmayı daha da zorlaştırdı.
Marketlerdeki ayçiçek yağı kuyrukları ve talan manzaraları kamuoyuna yansıdı.
Etiketler zamlandı.
Stokçuluk iddiaları yine gündeme taşındı.
Bursa’nın önemli yağ firmalarından birinin yetkilisiyle mevcut sıkıntılı durumu değerlendirirken “Bu iş iki günlük mesele değil. Ne zamandır söylüyoruz ancak dikkate alan olmadı” açıklamasını yaptı.
Türkiye, ayçiçek özelinde de kendine yetebilen bir ülke değil.
Yılın kalan 9 ayı tamamen ithalatla idare edilmeye çalışılıyor.
Dünyanın en büyük iki ayçiçeği tedarikçisi Rusya ve Ukrayna arasında savaş başlayınca gemiler limanlara yanaşıp ham yağ alamıyor.
Ham madde temininde yaşanan zorluk doğal olarak ürünlerin fiyatlarının artmasına yol açıyor.
Öyle bir süreçten geçiyoruz ki sektör temsilcisi, “Sabah aldığımız ham madde fiyatı öğleden sonra yüzde 20 zamlanıyor” diyor.
Kısa süre içinde ayçiçek yağı fiyatlarının bir kez daha en az yüzde 20 oranında zamlanması bekleniyor.
Şu anda markasına göre değişmekle birlikte 5 litrelik ayçiçek yağı yaklaşık 190-200 lira arasında satılıyor.
Zamla 200 liralık ayçiçek yağının fiyatı 240 liraya çıkacak…
Sektör yetkilisinin aktardığına göre ürünlerin yakında fabrikadan çıkışı 200 lirayı aşacak.
“Bugünkü hareket yarın da devam ederse herkes zammı yansıtmaya mecbur. Yansıtmayan kimse kalmaz” sözleri çarpıcı.
Ambalaj fiyatlarındaki, akaryakıttaki artışın hız kesmediğini hesaplarsak maliyetler katlanıyor…
Örneğin fabrikanın 29 lira olan teneke giderleri de dün zamlanarak 33 liraya çıkmış.
STOK SIKINTISI VAR MI?
Temel gıda ürünlerindeki stokçuluk iddiaları sıklıkla dillendiriliyor.
Sektör yetkilisi, “Malı alıyorsunuz diyelim 100 liraya. Deponuza koydunuz 200 lira oldu. Kaç liradan satmanız gerekiyor o malı yerine tekrar koyabilmeniz için? Yerine aynı miktar koymazsanız küçülüyorsunuz ticari mantık bu. Bence stokçuluk suçlamaları yerine fiyat artışlarının önüne geçilmesine odaklanılmalı” düşüncesinde.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, dün “Ayçiçek yağında temmuz ayına yetecek kadar stok var” dedi.
“Sadece vatandaş almıyor yağı. Pek çok yerden talep var. Pirinççi bile alıp pirincini yağlıyor parlak görünmesi için” ifadelerini kullanan sektör yetkilisi ise “Raflar dahil olmak üzere Türkiye’nin bir aylık stoğu var” iddiasında.
Ham madde sıkıntısına dönersek…
Sektörde aylar önce önlem alınmalıydı, alternatifler oluşturularak vatandaş üzücü yağ izdihamı görüntüleri ile anılmamalıydı görüşü ön plana çıkıyor.
Güçlü politika refleksine tam da bu dönemde ihtiyaç var aslında.
Coğrafi avantaj kullanılarak iki ülkeden de ham madde temininin yapılabilmesi hakikaten takdiri hak ederdi.
Bu yöndeki çabaların başarıyla sonuçlanabilmesi yurttaşın ekonomisi için hayli ehemmiyetli.
Asıl önemli olansa dünyanın en verimli topraklarını bünyesinde barındıran Türkiye’nin kendi kendine yetebilmesi!
Ayçiçek yağı krizini çiftçi perspektifinde yarın inceleyeceğiz.
Ayrıca hayvancılıkta beliren tehlikenin de detaylarına yer vereceğiz.