Türkiye’de otomobil sahibi olmak olanaksızlaşıyor…
Kurun yine yukarı yönlü patlamasıyla yıl sonuna kadar fiyatlarının en az yüzde 20 artması beklenen sıfır arabalara yaklaşmak şöyle dursun ikinci el piyasası da tamamen çığırından çıkmış durumda.
Akaryakıt ücretleri, bakım masraflarının ulaştığı seviye de ortada…
Trafik sigortası ve kasko bedelleri ise apayrı bir mesele!
Gelin bir örnek verelim:
Hiçbir kazaya karışmamış 2018 model bir araca geçen sene 1.830 liraya yaptırılan aynı özelliklerdeki kasko için bu yıl %118’lik zamla tam 4.000 lira talep ediliyor.
Geçmişte otomobil sahibi olabilmiş neredeyse herkes araçlarını korumaya büyük önem gösteriyor.
Sigorta ve kasko ücretlerinin uçmasının yanında fırsatçılar da işbaşında olduğundan hayli dikkatli hareket etmek gerekiyor.
Sektördeki son durumu değerlendirdiğimiz Bursa’daki bir sigorta yetkilisi özellikle internet üzerinden yapılan poliçelere karşı uyarıyor.
Zira ucuz diye tercih edilen kaskoların içleri boşaltılmış vaziyette.
Detaylandırmak gerekirse…
Bazı kasko poliçelerinde İhtiyari Mali Mesuliyet (İMM) teminatına hiç yer verilmiyor.
Sektör yetkilisi, “Trafik sigortası ve kaskosu olan bir araçla kazaya karıştınız diyelim. Trafik sigortası şu anda sizin suçlu olduğunuz durumlarda karşı tarafın 50 bin liraya kadar hasarını ödüyor. Zarar verdiğiniz otomobilde 150 bin liralık hasar oluştuysa kasko poliçenizde İMM teminatınız yoksa kalan 100 bin lirayı sizin ödemeniz gerekiyor” dedi ve ekledi:
“Bazen müşterilerimiz aynı kasko firması sizde pahalı, internette daha ucuz diyebiliyor. Kasko ücretini artıran İMM bedeli, ikame araç, yetkili servis geçerliliği, orijinal parçaları karşılayıp karşılamadığı gibi pek çok teminat unsuru vardır. Siz İMM’yi 300, 400 bin liraya da çıkarabilir, limitsiz de yapabilirsiniz ya da İMM bedelinin hiç olmadığı bir kasko da hazırlanabilir.”
Yani yüksek maddi hasarlı kazaya karıştığınızda nasılsa kaskom var zorlanmam diye düşünürken, poliçenizde İMM yoksa yüklü para harcamak zorunda kalabilirsiniz.
Ucuza yaptırılan kasko işlevsiz olduktan sonra hiçbir anlam taşımıyor.
Bu nedenle uygun fiyatlı diye sunulan poliçelerin neyi kapsadığını iyi incelemek gerekiyor.
Otomobillerin çok fazla pahalanmasından sonra bazı araç sahipleri sadece zorunlu trafik sigortası yaptırmakla da yetinebiliyor.
Ancak kasko sizin kusurunuzun bulunmadığı kazalarda da maddi yönden imdadınıza yetişiyor.
Sadece trafik sigortalı bir araç size çarptığında yukarıda da belirttiğimiz gibi sizin de kaskonuz yoksa aracınızın en fazla 50 bin lira zararı karşılanıyor.
Karşı tarafın daha fazla oluşacak zararı ödeme gücü yoksa size tek yol mahkemeye gitmek kalıyor.
Sektör yetkilisi açılan davaların senelerce sürdüğünü belirtiyor.
Son olarak ucuz kaskolarda ikame araçlara yer verilmediğini de belirtelim.
TENCEREYİ VURAN BÜYÜK ARTIŞLAR
Değerlendirmeyi salt resmî verilerle bile yaptığınızda içinde bulunduğumuz durum içler acısı.
Tarımsal girdi fiyat endeksi (Tarım-GFE), TÜİK’in aktardığına göre yıllık %105,70, aylık ise %15,16 arttı.
Yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar %228,20 ile gübre ve toprak geliştiriciler, %175,39 ile enerji ve yağlar, %118,60 ile bina bakım masrafları, %107,41 ile hayvan yemi şeklinde sıralandı.
Tarım-GFE verileri hepimizin sofrasını yakından ilgilendirdiğinden hayli önemli.
Ekonomi yönetimi uzun süredir tarımsal girdideki aşırı fiyat artışlarını önleyemedi.
Bu durum yurttaşın tenceresinin kaynamamasının temel nedenlerinden biri.
Peki, gidişat pozitife dönecek mi?
Bu sorunun yanıtı gelecekle ilgili öngörülerde saklı:
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Mayıs ayı Piyasa Katılımcıları Anketi’nin sonuçlarına göre, yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 57,92’ye çıktı.
Bir önceki anket döneminde bu oran yüzde 46,44’tü.
Yıl sonu dolar/TL beklentisi de 16,85’ten 17,57’ye tırmandı.
Gördüğünüz gibi yarın gelecek zamları hesaba kattığımızda tezgahlardaki ürünlerin bugün hala ucuz olduğunu ifade edebilir, ilgilileri başarılarından ötürü alkışlayabiliriz!
EKONOMİ YÖNETİMİ BU CEVHERLERİ KEŞFETMELİ
Bu dahiyane öneri akıllara “Ben kasaba gidip 100 lira verip et almıyorum. Gidiyorum kuzuyu kestiriyorum ya da toplu bir hayvanı, oradan parçalayıp alıyorum” diyen Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici’yi de getirdi.
Yılmazer zaten iktidar partisi mensubu.
İktidar; Tarım-GFE’de mevcut tablo, yıl sonu enflasyon, dolar/TL beklentisi ortadayken inanılmaz çıkış yolları gösteren Yılmazer ile Destici’ye en azından tarım ve hayvancılığı bırakmayı neden düşünmez!
Olacak iş mi?
Açsanıza önlerini…
Ülkemiz bu cevherleri mutlaka iyi değerlendirmeli!