Şehirde hayvancılık her geçen sene biraz daha kan kaybediyor, tarım bitmek üzere, sanayi ve turizm ise yok.
Hâliyle göç çok.
Ekonomik sıkıntılara kentte sosyal hayatın bulunmaması da eklenince gençler doğal olarak başka illere gidiyor.
Doğu Karadeniz’de Çoruh Nehri’ne yaslanan kent Bayburt’tan söz ediyoruz.
Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum.
Bu tür etkinlikleri hayli kıymetli buluyorum.
Özellikle Bursa gibi geçmişte yoğun göç alarak âdeta Türkiye’nin mozaiği hâline gelmiş bir şehrin Anadolu ile bağlarını her zaman kuvvetli tutması gerektiğini düşünüyorum.
İlk durağımız olan Bayburt’a gitmek için İstanbul’dan uçakla Erzincan’a hareket ettik.
Ardından kara yolu ile kıraç arazileri katettik.
Dağların ortasındaki uzun ince, bol virajlı yollardan geçtik.
Doğanın nadide güzelliğini bazen cömertçe sergilemekten hiç çekinmediği bu coğrafyada çok sayıda doğal su kaynağını hayranlıkla gözlemledik.
Ancak kimi zaman hayıflanmadan da edemedik.
Zira madencilik faaliyetlerinin suların o eşsiz berraklığını bulanıklaştırdığına şahitlik ettik.
Bayburtlu dostlar dere yataklarının imar uygulamaları nedeniyle daraltıldığını söyleyince de ister istemez öfkelendik.
Yine neden dedik.
Yer ve zaman tanımayan bu rant hırsı neden?
Yaklaşık 85 bin nüfusa sahip Bayburt’a ulaşınca yolların boşluğu, bir büyükşehire göre son derece ıssız sokakları açıkçası bize dinginlik verdi.
İnsan burada huzur bulur dedirtti.
Aslında bizimkisi şüphesiz ki geçici bir histi.
Dürüst olmak gerekirse metropol yaşantısından bunalanların anlık tepkilerinden ibaretti.
Çok sayıda Bayburtlu ile sohbet edince bu düşüncem pekişti.
Neden mi?
Yazının başında belirttiğim gibi Bayburt’ta tarım, turizm, sanayi yok ki.
Diyelim ekonominiz iyi.
Sosyal yaşantı bağlamında eksiklikler de had safhada Bayburt’ta…
Zaten bu nedenle şehre hiç turist gelmiyor.
Oysaki Aydıntepe Yer Altı Şehri’nden Kenan Yavuz Etnografya ve Baksı Müzesi’ne, Sırakayalar Şelalesi’nden Dede Korkut Türbesi’ne kadar üzerine biraz düşülse cazibe merkezi olabilecek çok sayıda zenginliğe sahip bir kent Bayburt.
Ancak ne yazık ki şehrin tanıtımı, sosyal hayatın canlanması adına hiçbir şey yapılmıyor.
Kentte mutlaka görülmesi gereken yerler merkezden uzakta yer alıyor.
Bu noktalara belediye otobüsü seferlerinin dahi düzenlenmemesi turizmcilerin tepkisini çekiyor.
Öte yandan şunu da ifade edelim.
Türkiye’ye Bayburt da lazım Bursa da İstanbul da…
Her il potansiyelini sonuna kadar kullansın şüphesiz ancak herkes bir Bursa, İstanbul olmayı da düşlemesin.
Bu gerçekçi olmadığı kadar gerekli de değil.
Anadolu’daki kentleri ziyaret ettiğimizde Bursa’ya olan ilginin giderek yükseldiğini gözlemliyorum. Aslında sadece Anadolu’da değil yurt dışında da ilginin arttığı kaydediliyor. Bayburt özelindeki izlenimlerimin devamı diğer yazıda.
BAYBURT’A DAİR 10 NOT
2- Bayburtluların milliyetçi yönü son derece kuvvetli, vatan sevgileri üst seviyede. Bayburt’un muhafazakar bir yapısı var. Anadolu’da İslamiyet’i şehir olarak kabul eden ilk kentin Bayburt olması muhafazakarlığın temelini oluşturuyor. Kentte alkollü mekan yok. Gece kulübü tarzında işletilen bazı işletmeleri saymazsak elbette…
3- Z Kuşağı’nın temsilcileri ile eski nesil arasında dünya görüşü açısından fikirsel çatışmalar yaşanıyor. Kentin eskiden daha tutucu olduğu son yıllarda ise bu durumun yavaş yavaş tersine dönmeye başladığı söyleniyor. Gençlerin özgürlük talebi kentin kabuklarını kırıyor.
4- Yakında açılması planlanan Bayburt-Gümüşhane Havalimanı’nın inşa edildiği yerle ilgili eleştiriler duydum. Şehirde o bölgenin rüzgarlı yapısından ötürü uçakların iniş kalkış yapmakta zorlanacağı konuşuluyor. Keşke önce sanayi yatırımı gelseydi de gençler kentte kalsaydı diyenler de azınlıkta değil.
5- Yine Bayburt’un aslında Uludağ’ı aratmayacak bir kayak merkezine sahip olabileceği ancak yanlış yer tercihi nedeniyle bu fırsatı değerlendiremediği söyleniyor.
6- Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bayburtlular tarafından çok seviliyor. Nereye gittiysek yakın ilgi gördü, Aktaş’ı tanımayana da rastlamadım. Bayburtluların Bursa’yla ilgili düşünceleri de çok pozitif. Başkan Aktaş’ın Anadolu’yla kurduğu yakın temas Bursa’nın imajını pozitif anlamda çok yükseltmiş.
7- Düşünsenize şehrin tek merkezi kentteki Cumhuriyet Caddesi… Gelirseniz dönüp dolaşıp aynı yere çıkacaksınız, şaşırmayınız.
8- Ev fiyatları burada da uçmuş. 1 milyondan başlıyor yeni dairelerin fiyatları.
9- Çok sayıda yerde arı kovanı var. Bayburtlular son yıllarda bal üretimini yaygınlaştırmışlar. Tadına bakma fırsatım olmadı ancak oldukça lezzetli olduğu söylendi.
10- Bayburt’a mutlaka ama mutlaka gidin. Sizi de değişik duyguların saracağını göreceksiniz. Özellikle Bursa gibi bir büyükşehirde uzun süre yaşadıktan sonra Bayburt gibi illeri ziyaret etmek bir anlamda insanda geçici de olsa arınma sağlıyor. Bu kenti mutlaka tekrar ziyaret etmek istiyorum. Umarım eksiklikler giderilir ve Bayburt hak ettiği değeri kısa sürede bulur.
BAŞKAN AKTAŞ’TAN İNEGÖL AÇIKLAMASI! İL OLACAK MI?
Deneyimli siyasetçi AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz’ün 81 olan il sayısı 100’e çıkacak açıklamasıyla yeniden alevlenen İnegöl il olacak mı tartışması bir süredir kentin gündeminde malum.
2004-2017 yılları arasında İnegöl Belediye Başkanlığı yapan, 2017’den itibaren de Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini sürdüren Alinur Aktaş, bu konuyla ilgili dikkat çeken sözler sarf etti.
Başkan Aktaş, “Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevim boyunca 100 il konusunun Ankara’da nokta kadar muhabbetini duymadım” dedi ve ekledi:
“Bir şehri geliştirmenin yöntemi vilayet yapmak değil.”
Başkan Aktaş, il sayısının artmasının devlete getirdiği yüklere de dikkat çekerek konuyu bir yer ne kadar oy getiriyor perspektifinin dışında değerlendirdiğinin de altını çizdi.
İnegöl’ün il olma hayalinin gerçekleşmesi yakın gelecekte pek mümkün değil gibi.