İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 22 Eylül Perşembe günü Bursa’da düzenlenecek İş Dünyası Büyük Buluşması’na katılacak.
Kritik toplantıda İYİ Parti’nin ‘Ekonomide Kurtuluş Planı’ ana başlığı altında ‘Acil İstikrar ve Kapsayıcı Büyüme Eylem Planı’ ile ‘İstikrarlı ve Üreten Türkiye’ konulu sunumları yapılacak.
Ardından iş dünyasının temsilcileri sorunlarını aktaracak.
Daha önce 16 şehirde düzenlenen toplantı; Türkiye ekonomisinin lokomotif kenti Bursa’da İYİ Parti’ye olan ilgiyi de hesaba katarsak diğer kentlere nazaran şüphesiz çok daha geniş bir katılıma sahne olacak.
Bu girizgahtan sonra gelelim bugünkü yazının ana konusuna.
Bahsettiğimiz büyük iş dünyası programının tanıtımı ve yapılacak sunumların ön bilgilerini dinlemek için İYİ Parti Bursa İl Başkanı Selçuk Türkoğlu’nun düzenlediği basın toplantısına katıldık dün.
İYİ Parti TBMM Grup Başkanı, Bursa Milletvekili Prof. Dr. İsmail Tatlıoğlu, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı, Bursa Milletvekili Ahmet Kamil Erozan, İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Hasan Toktaş ile İYİ Parti Bursa İl Başkanlığı İş İnsanları Komisyonu üyeleri de toplantıda Türkoğlu’na eşlik edenler arasındaydı.
Başkan Türkoğlu’na konuşmasının ardından bazı sorular yönelttim.
Bu sorular ve yanıtlara geçmeden önce Türkoğlu’nun açıklamalarında önemli bulduğum bazı tespitlere kısaca değineceğim:
Türkoğlu, 2012 yılında 50 iş insanı ve 650 izleyicinin katılımı ile başlayan Uludağ Ekonomi Zirvesi’nin bu sene Sapanca’da yapılacak olmasını eleştirdi.
“Zirvenin adı Uludağ, patenti Bursa’ya ait ve Sapanca’da yapılıyor. Doğrusu sözün bittiği yerdeyiz” dedi.
Sanayide son bir yılda enerji maliyetlerinin yüzde 500’ü aştığının altını çizdi.
Mevcut tabloda ürünlerin zamlanmasının ve işten çıkarmaların artmasının kaçınılmaz olduğunu belirtti.
Türkoğlu’nun Bursa’daki sanayinin yerleşimiyle ilgili tespitleri de kayda değerdi:
“Sınırları içinde 17 Organize Sanayi Bölgesi (OSB) bulunan Bursa’nın, toplam yüz ölçümü içindeki sanayi alanının, 110 milyon metrekare olduğu biliniyor. OSB’lerdeki alan ise 50 milyon metrekare. Yani bundan da mevcut sanayi üretiminin yüzde 55’inin plansız sanayi alanlarında olduğunu anlıyoruz. Asıl sorunun kaynağı buysa, bugüne kadar neden çözülemedi? Bunda kent yöneticilerinin hiç mi suçu yok? OSB’lerde yeterli derecede alanın olmaması ve ilk yatırım arsa maliyetlerinin çok yüksek olması, sanayicinin elini kolunu bağlayan bir başka dert olarak karşımıza çıkıyor.”
KOBİ OSB’ye destek var ama nasıl?
Bu köşede sıkça vurguladığımız üzere çevre ve trafik gibi kentin kronikleşen sorunlarının çözülmesi için düzensiz sanayinin şehir merkezinden uzaklaştırılarak yeni OSB’lere taşınması gerekiyor.
Artık kabuğuna sığmayan sanayi de yeni üretim alanları istiyor.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay, yeni döneme dair hedeflerini açıkladığı toplantıda, âdeta iş dünyasının manifestosu hüviyetini kazanan çarpıcı açıklamalar yapmış, kentin 4 yeni TEKNOSAB ve 2 KOBİ OSB’ye ihtiyacı olduğunu vurgulamıştı.
Şehirdeki tablo çok net olmasına karşın 2040 yılı Bursa Çevre Düzeni Planı’nın taslağında yeni OSB’lere yer ayrılmamıştı.
Selçuk Türkoğlu; İYİ Parti olarak Bursa’da yeni sanayi alanlarını destekliyor musunuz, karşı mısınız sorumu şöyle yanıtladı:
“KOBİ OSB’nin mantığı doğru. Plansız sanayi tesisleri şehir dışına çıkmalı. Çataltepe’deki gibi kötü örnekler nedeniyle endişe taşıyoruz. Bursa’nın şu anda anayasası yok! Kentin bütün değerleri ile doğayı kaybetmeden doğru planlama ile adımlar atılmalı. Bursa’da önce rant belirleniyor. Sonra ona göre planlama yapılıyor. Bu yanlış.”
İş dünyası da zaten yerleri yerel yönetim belirlesin diyor.
Geriye dönük tapu değişimleri araştırılsın, en ufak şüphe varsa o alanlar yatırıma açılmasın vurgusu hep dile getiriliyor.
Dolayısıyla Türkoğlu’nun açıklamaları ile iş dünyasının perspektifi bu bağlamda örtüşüyor.
İYİ Parti, BTSO seçimlerinde taraf mı?
İbrahim Burkay, şu anda tek aday.
Büyük olasılıkla da tek aday olarak seçime gidecek ve bir dönem daha başkanlık görevini üstlenecek.
‘6’lı masa’nın Burkay’a karşı aday çıkarma hazırlığında olduğu iddiaları ortaya atılmıştı.
Selçuk Türkoğlu, konuyla ilgili sorumu şöyle yanıtladı:
“8 aydır aralıksız Bursa iş dünyasının nabzını tutuyoruz. Tablo felaket. Bu sorunları BTSO dile getirmeyecek de kim dile getirecek? Ben bu görevi yerine getirmekten daha çok iktidar sözcüsü görüyorum. Ben de bir BTSO üyesiyim. Takdir üyelerin ancak birden fazla adayla seçime gidilmesini isterdik.”
Açıkçası muhalefet elbette BTSO’da belirli dozda siyasal eleştiri görmek isteyebilir.
Bu son derece normal bir taleptir.
Bazı kesimlerce söz konusu eleştiri haklı bulunabilir.
Ancak şunu da belirtmek gerekir:
Bazı kurumlar üyeleri adına sorunların çözümüne odaklanabilir.
Çatışma ile giderilemeyecek çok sayıda problemi diyalog yoluyla iş dünyasının lehine nihayete erdirmek şüphesiz kıymetlidir.
BTSO özelinde bakılması gereken husus bizce şu:
Ekonomik gidişat ortadayken güzelleme mi yapılıyor?
Yoksa mevcut durum, üyelere, net ve tarafsız şekilde mi aktarılıyor?
BTSO’nun meclis toplantılarını takip ederseniz ekonomik gidişatla ilgili şu ana kadar muhalefet partilerinden dahi hiç duymadığınız bilgilendirmelerin yapıldığını görebilirsiniz.
İYİ Parti: Siyaset Bursaspor’dan elini çeksin
Yanıtıyla yazıyı noktalayalım:
“Bursaspor, siyaset karıştığı günden bu yana kaybediyor. Atatürk Stadyumu yıkıldığından beri sadece Bursaspor değil, Bursa komple küme düşüyor. Bursaspor ikinci lige düşünce hesabını vermeliler dedik. Kümede kalsalardı alkışlayacaktık. Düştüklerinde de eleştirmemiz normal.”