Sosyal hayatın durduğu, zor zamanlardan geçtiğimiz şu günlerde geleceğe umutla bakmak istiyor insan. Elbette bugünler geçecek, zorluklar atlatılacak. Hele hele bugünlerde ne yapmamız gerektiğine dair hemen herkesin söylediği, paylaştığı önemli bilgiler var. Aynı klişelere de ben de girmeyeceğim. Ama bugüne dair en çok ünlü yönetmen Çağan Irmak’ın düşünce ve tespitleri tercüman oluyor sanki hislerimize. Şöyle diyor Çağan Irmak;
‘Bugünlerde sıklıkla 90’lı yılları ve ilk gençliğimi özlüyorum. Yaş almakla ilgili değil, içinden geçtiğimiz günlerle alakalı bir duygu galiba. Bir bardak çayla dünyanın en zengini hissedip, yeni çıkan Sezen kasetini sahilde dinlerken gelecek güzel günlerin hayalini kurduğumuz ve bunları yaşarken bu ümidin hiç bitmeyeceğini düşündüğümüz için ,dünyanın (tüm kuşkularımıza rağmen) hep böyle, aynı yaşlı çarkında döneceğini sandığımız için o an çok da önemsemediğimiz o günleri. Hani çok meşhurdur ya o laf ‘mutluluk yaşanmaz sonradan hatırlanır’ diye. Keşke diyorum ki o zaman biri çıkıp da bugününü en mutlu gününmüş gibi yaşa deseydi bana.’
Gerçekten de insan mutlu olduğu anları yaşarken anlayamıyor galiba. Tıpkı bugünlerde olduğu gibi daha zor zamanlar gelince anlıyor güzel, mutlu günlerin kıymetini.
Finali yine Çağan Irmak’la yapalım. Şöyle diyor Türk halkının duygularını beyaz perdeye aktaran adam;
‘Umudunu kaybetme kardeşim, yaşayacağız, paylaşacağız, yine üretecek, yine sokağa çıkacağız ve umuyorum ki artık birbirimize karşı daha anlayışlı olacağız’