Sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle birlikte ‘fenomen’ sözcüğü de belki de daha önce hiç kullanmamış belki de bir çoğumuzun duymadığı bir kelime olmasına rağmen lugatımızdaki yerini aldı.
Peki ama nedir bu ‘fenomen’?
Türk Dil Kurumu; olay ve görüngü sözleriyle ifade ediyor ‘fenomen’in anlamını.
Felsefede ise somut, algılanabilir ve denenebilir olay ve nesne demek. Bir nesne, olay ya da sürecin nesnel gerçekliğini vurgulayan bir ifade.
Şu sıralar daha çok günlük hayatta kullandığımız ve toplumun genel manada anladığı ‘fenomen’ ise düşüncelerine ve hareketlerine meslektaşları, çevresi ya da toplumdaki kimselerden daha çok değer verilen kişiler olarak tanımlanıyor.
***
Bana göre ise ‘fenomen’ tanımının güncel karşılığı; belirli bir mesleği (işi-gücü) olmayan ama Türkiye şartlarında ki artık bunu başarmak çok da zor değil ünlü olmuş, ama kendisi de dahil kimseye faydası olmayan kişi.
Şu sıralar sosyal medya fenomeni ünvanının karşılığını veren kişilere baktığımızda önemli bir çoğunluğun benim tanımıma katılacağını umuyorum.
Şimdi gelelim neden bu fenomen konusuna takıldığıma…
Malum Türkiye’nin en ünlü fenomeni Kerimcan Durmaz’ın uçaktaki rezalet görüntülerinin ortaya çıkmasının ardından kendi ipini çekmiş, durum böyle olunca onun boşluğunu Murat Övüç doldurmuştu.
***
Ancak son bir kaç gündür Yeşim Salkım’la Murat Övüç arasındaki tartışmayı hayretle izliyorum. Çok konuşup, eşini, sevgilisini kızdıran kadının dayak yemesini doğal karşıladığını söyleyen, gelen tepkiler üzerine ise yanlış anlaşıldığını belirtip geri vites yapan Murat Övüç, kendisine bu konuda tepki gösteren Yeşim Salkım’a konser verdiği mekanda ‘hayat kadını’ anlamına gelen küfürler ediyor. Murat Övüç’ün bu hakaretini ayakta alkışlayanlar ise yine onu izlemeye gelen kadınlar…
Gerçekten işin geldiği bu noktada söyleyecek söz kalmıyor. Kadına yönelik şiddete çözüm ararken, konuya acaba önce bu noktadan yaklaşıp, önce buna çözüm aramak mı gerekiyor?