2020’nin en büyük belası koronavirüs salgınının bulaşma hızı bir türlü istenen ölçüde kontrol altına alınamayınca yeni önlemlerin (yasakların) gelmesi de elbette kaçınılmaz oldu. Hoş bir çok Avrupa ülkesine nazaran yine de hafif önlemlerin alındığı ülkemizde sosyal hayatın saat 22.00’de bitirilmesi kararı en çok eğlence mekanı işletmecilerini ve bu sektörde çalışan müzisyeninden garsonuna, valesinden mutfak çalışanına kadar herkesi üzdü.
Artık restoran, kuaför, düğün salonu, havuz, halı saha, tiyatro, sinema, konser salonu ve benzeri işyerlerinin 22.00’de kapanacak olması en çok eğlence mekanlarında (gece kulüpleri) durumun ne olacağı konusunu gündeme getirdi. Ancak mekanların tamamen kapatılma kararı alındığı dönem dersini iyi çalışan sektör, her ne kadar yeni kararlara itiraz etse de diğer yandan da kendi güncellemelerini hızlı bir şekilde yapıyor.
Koronavirüs öncesi eğlencenin gece 1 hatta 2’den sonra başladığı sektör, yeni normalle birlikte bu saati 21.00-00.00 saatleri arasına çekmiş, eğlenceseverler de bu duruma alışmaya başlamıştı. Ancak yenin kararla birlikte Bursa’da bazı mekanlar bu saati 19.00-22.00 aralığına çekti ve müzikli programlarını saat itibariyle yemekli hale getirdi.
Yine bazı tiyatrolar da 20.30 yada 21.00 olan temsil saatlerini sahne performanslarının uzunluğuna göre 22.00’ye kadar bitecek şekilde güncelledi.
Ne yazıktır ki yeni normalde ne maske, ne sosyal mesafe ne de diğer hayati önlemlerin en çok suistimal edildiği sektör ne yazık ki eğlence sektörü oldu. Bunu 3. sayfa haberlerinde polisin her baskın yaptığı eğlence mekanında gördük, izledik, okuduk. Eğer yeni dönemde de bu suistimaller gerek eğlenceseverler, gerekse işletmeciler tarafından dikkate alınmazsa, öyle görünüyor ki yakında eğlence sektörü leniden tamamen kepenk kapatır.
İzmir depreminin ardından
İzmir’de yaşanan 6,6 büyüklüğündeki deprem şüphesiz hepimizi derinden etkiledi. Ancak hayatın acımasız akışı depremi şimdiden unutturmaya başladı bile. Süreç boyunca herkes gibi ünlüler de bu konu hakkındaki görüşlerini sık sık dile getirdi, kendilerince çözüm önerilerini belirtti.
Ancak magazin dünyasının ünlü isimleri arasında en çok Hülya Avşar’ın deprem mesajını anlamlı buldum.
Hatırlatmam gerekirse Avşar şöyle diyordu; “Tekrar unutana kadar bilmeliyiz ki; önce biz kendimizi sağlama almalıyız. Sağlığımızı, mutluluğumuzu kimsenin eline bırakmamalıyız. Şimdi bize bunları yaşamamak için nelerinizi feda edersiniz deseler; eminim verilecek cevap şu an içimizi acıtacak ama itiraf edilemeyecek, elbet bir gün hesabı ödenecek ama yine ders almayacağımız cevaplardır. Unutmamak dileğiyle…”
Evet, Hülya Avşar depremde yaşanan acıları, umutları, hüznü, tüm duyguları aradan çok da zaman geçmeden unutup, hiçbir şey olmamış gibi günlük yaşantımıza geri döneceğimizi hatırlatıyordu, tıpkı daha önce yaşanan felaketlerde olduğu gibi. Umarım bu kez yalnızca yetkililer değil, hepimiz kendi adımıza bu depremden ders çıkarır ve bizim için başkalarının önlem almasını beklemeden kendimiz, kendimiz için harekete geçip bir adım atarız. Aksi halde yine yaşayıp gördük ki, aslında başkalarının bizim için önlem almasını bekleyecek kadar vaktimiz yok.