Olay Gazetesi Bursa

Yıllar değişse de dualar hep aynı…

Bir yılın daha son günlerine yaklaşıyoruz… 2017 de geldi geçiyor. Yıllar mı bizden geçiyor yoksa biz mi yıllardan? Takvim yaprakları, ağaçlardaki sonbahar yapraklarıyla yarışıyor adeta! Zaman yalnız bize mi böyle acımasız? Galiba hayır! M.Ö 2000 yıllarındaki duvar yazısında yer alan Hititlere ait bir dua metnini okuyunca buna inandım… Yalnız biz değil, meğer insanoğlu, tarih boyunca […]

Bir yılın daha son günlerine yaklaşıyoruz…

2017 de geldi geçiyor.

Yıllar mı bizden geçiyor yoksa biz mi yıllardan?

Takvim yaprakları, ağaçlardaki sonbahar yapraklarıyla yarışıyor adeta!

Zaman yalnız bize mi böyle acımasız?

Galiba hayır!

M.Ö 2000 yıllarındaki duvar yazısında yer alan Hititlere ait bir dua metnini okuyunca buna inandım…

Yalnız biz değil, meğer insanoğlu, tarih boyunca zamanın acımasızlığından şikayet etmiş…

İşte o harika dua…

 

*

 

“Tanrım!
Beni yavaşlat.
Aklımı sakinleştirerek kalbimi dinlendir…
Zamanın sonsuzluğunu göstererek bu telaşlı hızımı dengele…
Günün karmaşası içinde bana sonsuza kadar yaşayacak tepelerin sükunetini ver…
Sinirlerim ve kaşlarımdaki gerginliği, belleğimde yaşayan akarsuların melodisiyle yıka, götür.
Uykunun o büyüleyici ve iyileştirici gücünü duymama yardımcı ol…
Anlık güzellikleri yaşayabilme sanatını öğret;
Bir çiceğe bakmak için yavaşlamayı, güzel bir köpek ya da kediyi okşamak için durmayı,
güzel bir kitaptan birkaç satır okumayı, balık avlayabilmeyi, hülyalara dalabilmeyi öğret.
Her gün bana kaplumbağa ve tavşanın masalını hatırlat.
Hatırlat ki yarışı her zaman hızlı koşanın bitirmediğini, yaşamda hızı arttırmaktan çok daha önemli şeyler oldugunu bileyim.
Heybetli meşe ağacının dallarından yukarıya doğru bakmamı sağla.
Bakıp göreyim ki, onun böyle güçlü ve büyük olması yavaş ve iyi büyümesine bağlıdır…
Beni yavaşlat Tanrım ve köklerimi yaşam toprağının kalıcı değerlerine doğru göndermeme yardım et.
Yardım et ki, kaderimin yıldızlarına doğru daha olgun ve daha sağlıklı olarak yükseleyim.
Ve hepsinden önemlisi…
Tanrım!
Bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için CESARET,
Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için SABIR,
İkisi arasındaki farkı bilmek için AKIL ve HİKMET,
Beni aşkın körlüğünden ve yalanlarından koruyacak DOSTLAR ver…”

Hani bekarlık sultanlıktı?

“Bekarlık sultanlıktır” diyenlere kötü haber…

Evlilik bunama riskini azaltıyormuş!

Kim mi söylemiş bunu, İngiliz bilim insanları!

Avrupa, Güney Amerika ve Asya ülkelerinde tam 800 bin kişi üzerinde yapmışlar araştırmayı…

Ve bu araştırmadan, bekarlardaki bunama riskinin yüzde 42 olduğu sonucunu çıkarmışlar.

Bekar okurlarım varsa bu araştırmayı ciddiye alsın derim…

Bir an önce evlenmeye bakın…

Yıllar geçtikçe ‘bunak sultan’la kimse evlenmek istemez!

Benden uyarması!

Bursaray’da rahatlama

Bursaray’da sabah ve akşam saatleri büyük bir yolcu yoğunluğu oluyor, toplu ulaşım toplu işkenceye dönüşüyordu adeta…

Bu sorun, büyük ölçüde çözüldü…

Burulaş, yolcu yoğunluğunun en olduğu saatlerdeki sefer ve vagon sayısını arttırdı.

Yolculuklar şimdi daha rahat, vagonlar eskisi gibi dolup taşmıyor…

Bir güzel yanı da, bekleme süresinin 7,5 dakikadan 3,5 dakikaya düşmesi…

Bursaray yolcuları, işlerine, okuluna gidip gelirken vagonlarda sıkışmıyor, istasyonlarda kış günü soğukta fazla beklemiyor.

Başkan Alinur Aktaş’a da bu güzel uygulamasından dolayı teşekkürlerini gönderiyorlar!

Konuşma!

Siyasi parti kongrelerinde, başkan adayı sayısına sınır konuyor da, konuşma yapacak kişilerin sayısına niye bir sınır gelmiyor?

Bakıyorsunuz, kongredeki başkan adayı sayısı bir iki, kürsüde konuşanların sayısı on iki!

Dinleyen olsa bari!