Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy, 2019 yılında turizmi bilinçlendirme çalışmaları yapacaklarını açıklamış.

Bilinçlendirmeye de çekirdek yiyenlerden başlayacak…

Evet bildiğimiz hani o yemeğe başlayınca elimizden bırakamadığımız, yerken papağanlarla adeta yarıştığımız ayçekirdeğinden!

Bakan Ersoy’un turizm bilinçlendirmesine çekirdekten başlayacağını nereden mi öğrendim?

Basında çıkan şu sitemkar demecinden…

Demiş ki;

“Dünyanın en güzel yerlerinden biri Boğaz. Sabahları yürürüm orada. Fakat gidin bakın her yer çıt çıt çıt çekirdek kabukları. O çekirdekleri oraya atanları eğitmek lazım önce!”

*

Turizm bilinçlendirmesine çekirdekten başlarsa işi zor Bakan’ın…

Nice belediye başkanları mücadele etti onunla da başaramadılar.

Yalnız Boğaz mı, gidin Bursa’nın her hangi parkına, sahil kenarlarına, oturma banklarının altı, masaların üstü, çekirdek kabuğu yığınından geçilmiyor.

İstediğin kadar yazılı sözlü uyar…

“Burada kabuklu yemiş yemek yasaktır” yazılı tabelalar as, nafile!

Vatandaş çekirdek çıtlatma zevkinden vazgeçmiyor, kabuğunu yere atmaktan ise tarifsiz bir zevk alıyor.

*

Adını vermeyeyim, büyükşehir belediyesi eski başkanlarımızdan biri de, hiç tahammül edemezdi yerde gördüğü çekirdek kabuklarına…

Nerede yiyeni görse, gider müdahale ederdi.

Hiç unutmam…

Bir gün Kültürpark’ta yedikleri çekirdeğin kabuğunu yere atan gençlere de müdahale etmiş, yaptıkları haraketin yanlışlığını onlara uzun uzun anlatmıştı.

Sabırla dinleyen gençler de şu sözlerle takılmışlardı:

“Sevgili başkanım! Siz belediye olarak fındık, fıstık, badem ısmarladınız da biz mi yemedik? Garibanın eğlencelik bir çekirdeği var, onu da çok görmeyin!”

*

Ben yine de umutluyum, Bakanlığın turizmi bilinçlendirme çalışmalarından…

Turist gelecek yerden çok sevdiği çekirdeğini esirgemez bizim halkımız…

En ucuz eğlence ve stres giderme aracından da vazgeçer, yeter ki ülke turizmi canlansın, ekonomimiz kanlansın…  

 

Özen’e geçmiş olsun!

 

Fotoğrafta;

 TBMM’nin sağlık merkezinde, sedyede bitkin bir şekilde ve kolunda serumla yatan AK Parti Bursa Milletvekili Refik Özen…

Hemen başucunda da vekil arkadaşı doktor Mustafa Esgin…

Sosyal medyada bu fotoğrafı gören partililer ve dostları, panikle telefona sarıldılar…

Bir yandan Refik Bey’e ‘geçmiş olsun’ dileğinde bulunurken, bir yandan da hastalığının nedenini öğrenmeye çalıştılar.

Vekil’in Meclis’teki bütçe görüşmeleriyle ilgili yoğun mesaide bünyesinin yorgun düştüğü, yapılan müdahale ile eski sağlığına kavuştuğunu öğrenince rahatladılar.

Bu arada;

Özen’in, 2019 bütçesinden Bursa yatırımlarına ayrılan ödenek miktarını duyunca heyecan yaptığı için fenalaştığı da iddia edildi ama bu doğrulanmadı.

   

Tepkisizliğin sınırı

 

Dünyaca ünlü piyanist, piyanosunun başına oturdu ve salonu hıncahınç dolduran seyircilerin önünde başladı konserine…

Ancak tuşlara basıp çalıyor görünmesine rağmen, piyanodan hiç ses çıkmıyordu.

Dinleyiciler, birbirlerine göz ucuyla bakıp ne yapmaları gerektiğini araştırıyor fakat bir tepki gösteremiyorlardı.

İki saat süren sessiz konserin sonunda ünlü piyanist, oturduğu yerden kalkarak büyük bir ciddiyetle salonu selamladı.

Salon alkış sesleriyle çınlıyordu.

İngiltere’de yaşanan bu olaydan hemen sonra piyanist, kendisiyle röportaj yapan gazeteciye o konserle ilgili şu ilginç açıklamayı yapar:

“Bu bir sosyal deneydi. İnsanlardaki tepkisizliğin ne kadar olduğunu öğrenmek istedim. Meğer sınırı yokmuş!” 

Benzeri deney, her seçim döneminde de partiler tarafından aday adayları üzerinde de yapılmıyor mu?

 

Ömür katan medya!

 

Sosyal medyanın çok bir kötü huyu var…

Bir ünlü isim hastalanmasın, onu ölmeden mezara koyuyor!

Örnek mi?

Ünlü tiyatrocu Kenan Işık’ı kaç defa öldü diye yazdılar…

Sunucu Mehmet Ali Erbil de öyle…

Bugünlerde de,hastanede yatan tiyatrocu Ayşen Gruda’yı öldürüp öldürüp diriltiyorlar.

Ne meraklılar acı haberleri müjde gibi vermeye…

Ölüm haberini sosyal medyada ilk paylaşana ödül mü veriliyor, anlamadım gitti!

Laf aramızda;

Akbaba diye bir site kursalar, epey tıklanırlar!