Başbakan Binali Yıldırım, partisinin milletvekilleriyle Meclis gündemindeki anayasa teklifine dair istişarelerde bulundu.
İlginçtir, toplantıda en çok ‘yedek milletvekilliği’ ile ilgili düzenleme tartışılmış…
AK Partili milletvekillerinin birçoğu bu düzenlemeye karşı olduklarını belirterek kaygılarını dile getirmişler…
Kim ister yedek kalmayı, hele ki siyasette!
*
“Biz Ankara’dayken yedek vekiller seçim bölgemizde ya aleyhimizde çalışır, kuyumuzu kazarlarsa?” diye sormuşlar…
Milli iradenin yedeğinin olmayacağını savunmuşlar.
Hiç beklemediği bu eleştiriler karşısında Başbakan Yıldırım da şaşırmış ve şu esprili sözlerle vekilleri ikna etmeye çalıştığı söyleniyor:
“Kimse sizin yerinize gelmiyor arkadaşlar. Endişe edilecek bir şey yok. Bu pratik bir şeydir, gerekirse adını değiştirebiliriz. Dünyanın bin türlü hali var. Sadece boş olan yerler doldurulacak. Merak etmeyin yerinize geçmek için hiçbir yedek vekil sizi öldürmez!”
*
Başbakan Yıldırım doğru söylüyor, yedek vekiller yedeklikten asilliğe geçmek için illegal yollara sapacak halleri yok…
Bir koltuk, makam uğruna dava arkadaşının ayağını kaydırmayı düşünmezler elbette…
Peki niye böyle bir kaygıya kapılmışlar milletvekilleri?
Muhtemelen, seçim ve kongre dönemleri parti içinde yaşanan listeye girebilmek adına verilen o kıran kırana mücadeleyi düşündüler…
Yedek vekillikten ürkmeleri bu yüzden olabilir!
Gerçekten de o dönemlerde parti içi demokrasi yarışı çok sert geçebiliyor, o süreçte adaylar birbirlerini adeta ayrı siyasi partinin rakibi gibi görebiliyorlar.
*
Binali Bey, gerekirse yedek vekillik isminin değiştirilebileceğini belirtmiş toplantıda…
Asil vekillerin de içine sineceği bir isim geldi aklıma:
Stok vekillik!
Buna da itiraz edeni ilk seçimde almalı yedeğe!
Yine şehit yine acı!
Bu kez acı haber, Suriye’deki Fırat Kalkanı harekatından geldi…
El Bab’ta İŞİD’e yönelik operasyonda ikisi Bursalı 16 kahraman askerimiz şehit oldu, yaralılarımız da var.
Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar, sabırlar diliyorum…
Artık bu cümleler bir klasik oldu biliyorum.
Kullanmadığımız gün yok neredeyse…
Yalnız sözün değil gözyaşlarımızın da bittiği yerdeyiz…
Şairin dediği gibi;
Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor!
Suriye’de kahramanlık destanı yazan Bursalı iki şehidimizi bugün cennete uğurlayacağız…
Onları çok sevdikleri al bayraklarla uğurlama, helalleşme vaktidir bugün…
Ülkesinin bekası için gözünü kırpmadan ölüme giden o kahramanların haklarını asla ödeyemeyiz.
Patates tarlasında maç!
Ziraat Türkiye Kupası’nda Aydınspor ile Bursaspor maçının oynandığı sahanın hali neydi öyle!
Bırak futbol oynamayı, normal yürürken bile sakatlanır futbolcu!
Nitekim, daha ilk yarıda iki takımdan da birer futbolcu, bu yüzden sakatlanıp çıktı…
Üstüne bir de kırmızı kart!
Bursaspor, ilk yarıyı 10 kişi ve 1-0 yenik halde bitirdi.
Hamza Hoca, sahanın kötü zeminine rağmen risk aldı ve kalan iki oyuncu değiştirme hakkını kullanarak başladı ikinci yarıya…
Derken, bir sakatlık daha, takım 9 kişi!
Puan telafisi mümkün olan bir maç olsa da, Hamza Hoca’nın dünkü kadro tercihi ve değişimlerde aldığı riskler şaşırttı…
Beyin, yürek ve ayaklar arasındaki bağlantıları çoktan kopmuş futbolcularda ısrar etmek faydasız Hocam!