Önceki gün basında, “Ders kitaplarına sızmaya çalışan FETÖ yayınevlerini yapay zeka yakaladı” başlıklı ilginç bir haber vardı.
Hem de yazılımı yerli ve milli olan yapay zeka yakalamış…
Yabancı yazılım olsaydı zaten kesin göz yumar hatta basılması için özellikle onları tavsiye ederdi!
Peki nasıl mı başarmış bunu yapay zeka?
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Talim ve Terbiye Kurulu’na müfredat için başvuran bine yakın taslak kitabı taramış ve 100’den fazla kitabın içeriğinde Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerinin kullandığı üslubu, gizli mesajları anında çözmüş yapay zeka…
Onun sayesinde;
15 Temmuz sonrası ihraç edilince başka isimler altında ders kitaplarına yeniden sızmaya çalışan FETÖ’cü yayınevleri bir bir tespit edilmiş.
*
Yalnız FETÖ’cü yayınevlerini tespit etmekle kalmamış yapay zeka…
Normal zekalılar tarafından kaleme alınmış, içinde argo kelimeler, cinsiyetçi ve ırkçı söylemlerin kullanıldığı, intihal yapılmış kitapları da basımı sakıncalılar listesine dahil etmiş.
Bu haberi okuyan bir siyasetçi dostumla dün telefonda konuşurken çok ilginç bir öneride bulundu…
Dedi ki;
“Siyasi parti genel başkanlarının yerinde olsam, o yapay zekayı seçimlerde de kullanırdım. Milletvekili, belediye başkanı ve meclis üyesi aday adaylığı başvuru dosyalarını ona taratırdım. Taslak kitaplardaki FETÖ’cü üslubu, gizli mesajları şak diye tespit eden yapay zeka, aday dosyalarını daha kolay tarar. Partiye sızmaya çalışan gizli FETÖ’cüleri, siyasete tamamen duygusal(!) açıdan bakanları aday gösterilmeden ve seçilmeden önce ortaya çıkarırdı. Böylece partiler sıfır yanılma payı ve gönül rahatlığı içinde seçimlere girerlerdi…”
*
Siyasetçi dostum bu önerisini belki espri olsun diye söyledi ama benim aklıma yattı.
Yapay zekanın siyasi versiyon yazılımı belki bu yerel seçime yetişmez ama bir sonraki seçimlerde kullanılabilir…
Yakın gelecekte, aday adaylarıyla bir mülakat da yapay zeka yapabilir.
İmam konuşursa cemaat ne yapmaz?
24 Haziran seçimlerinde MHP’den milletvekili adayı olan kentimizin sevilen sayılan medyatik hocası Lütfi Taşcı’nın aracıyla giderken cep telefonu çalıyor…
Ankara’dan arandığını görünce heyecan yapıyor…
Malum önümüz yerel seçim!
Araç kullanırken telefonla konuşmaya karşı olsa da dayanamayıp açıyor telefonu…
Daha ‘alo’ der demez de motorsikletli bir Yunus Timi tıklatıyor camını:
“Hocam sen de mi!”
Telefonla konuştuğuna bin pişman, polis memuru tarafından tanındığı için de çok mahcup olur.
Lütfi Hoca, vicdanını rahatlatmak için evine gelen trafik cezası makbuzunu sosyal medyadan paylaşmış!
Tanıdığı halde affetmeyip cezayı kesen Yunus Timi’ne teşekkür ediyordu.
Ben de dayanamayıp yazdım yorumu altına:
“İmam direksiyonda telefonla konuşursa, cemaat ne yapmaz Hocam?”
Beleşçiler Tribünü
Bursaspor Başkanı Ali Ay’ın isyanı vardı basında…
Bursa’daki maçlara en az 5 bin kişinin kaçak girdiğini ileri sürerek, “20 lira verip bilet almaz, kulübün lisanslı ürünlerini almaz, sonra yönetimi eleştirip hesap sormaya kalkarlar!” demiş…
Başkan Ay, isyanında yerden göğe kadar haklı…
Tribünlerdeki doluluk oranıyla, açıklanan biletli seyirci sayısı arasında ciddi bir çelişki göze çarpıyor Bursaspor’un maçlarında…
Kulübün içinde bulunduğu mali sıkıntıyı bilen gerçek Bursaspor taraftarının kaçak gireceğine ihtimal vermiyorum.
Taraftarlık ruhuna aykırı davranan bu korsanları yakalamanın tek yolu var…
VAR sistemini stadın kapı girişlerinde de uygulamak!
Kapılara konulacak kameralar sayesinde sahte timsahlar anında tespit edilebilir.
Olmadı, tribünlerin bir bölümü o bedavacılara açılsın…
Üzerine de, “Beleşçiler Tribünü” yazılsın!
Tezahüratları da benden olsun:
“Maça bilet almayan ayağa kalksın!”
İlçe başkanlarının kaderi!
AK Parti’de il ve ilçe başkanları, seçimlerde milletvekili olabiliyorlar ama nedense belediye başkanı olamıyorlar!
Aday adayı olarak kalıyorlar hep…
Bakalım, önümüzdeki yerel seçimde partideki bu garip geleneği yıkacak bir il veya ilçe başkanı çıkacak mı Bursa’dan?