Flipboard
Gençlik yılları…
Bende bir karikatür çizme hevesi başladı…
Çizdiklerimi mahallede, okulda kime göstersem, gülüyor “Yürü koçum! Kim tutar seni!” diye gaz veriyor.
Kararlıyım, çok ünlü bir karikatürist olacağım…
Her hafta, okul harçlıklarımdan biriktirdiğim parayla, çıkan tüm mizah dergilerini satın alıyorum…
Türk karikatürünün efsane ismi Oğuz Aral’ın, “Çiçeği burnunda, amatör çizerler” adlı bir köşesi vardı Gırgır dergisinde…
Yurdun dörtbir yanından, benim gibi amatör çizerler, buraya karikatürlerini gönderiyor…
Oğuz Bey de, içlerinden yayımlanmasını uygun gördüklerini seçiyor, altına da tatlısert uyarı ve önerilerde bulunuyordu.
*
Abartmayayım yüzlerce karikatür göndermişimdir o köşeye…
En sonunda içlerinden bir tanesi yayımlandı!
İşte o gün dünyaların benim olduğu gündü.
Çizgilerimle ilgili eleştirilerini merak ediyordum Aral‘ın…
Kısa ve öz yorumda bulunmuştu:
“Bir ışık var sende ama bıkmadan usanmadan bol bol tarama yapmalı, desen çalışmalısın!”
Dediğini yaptım…
Fakat bir daha tek karikatürüm bile yayımlanmadı.
Ben de pes ettim, çizmeyi bırakıp yazıya geçtim!
*
Rahmetli Oğuz Aral, sağlığında BGC‘nin bir etkinliği için Bursa’ya geldiğinde, bu anekdotu kendisiyle de paylaşmıştım…
Parlayan kafama muzip bir şekilde bakıp şöyle demişti, gülerek:
“Ulen evladım sen taramayı kalem yerine kırık tarakla mı yaptın!”
Hala, bir yerde gazeteci olmasaydın ne olmak isterdin diye sorduklarında, hep “karikatürist olmak isterdim” cevabını veririm…
Ve gazetemi elime aldığımda ilk baktığım köşe, Zeki Bulut abimizin köşesidir.
Fransa’da 10 karikatüristin haince bir silahlı saldırıda öldürülmesine çok üzüldüm…
Saldırıya uğrayan o mizah dergisinde Peygamber Efendimiz‘e yönelik hakaret ve alay içeren karikatürlerin yayımlanmasına da üzülmüştüm!
Düşünce özgürlüğünün üst sınırı hoşgörüyse, alt sınırı da tahriktir!
Ve ne yazık ki, kötü emelleri olanlar hep bu sınırlarda dolaşanları seçiyorlar!
Kredili meslekler!
Geçtiğimiz günlerde…
Kariyer ve çocuk arasında kalan annelere yönelik ekonomik destek paketini açıklayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, dün bir paket de esnafa açtı.
Başbakan, mesleği yok olma tehlikesi yaşayanlara da, mesleği yaşatsınlar diye, faizsiz ve uygun geri ödeme imkanlarıyla kredi vereceklerini söyledi.
Kredi jesti güzel de, yok olma tehlikesi kapsamına giren meslekler hangileri, onları da açıklasaydı iyi olurdu…
Listede gazetecilik de var mı, merak edenler çıkabilir!
Sarayın askerleri
Cumhurbaşkanlığı Sarayı‘nda, konuk yabancı devlet başkanlarının, tarihteki 16 Türk devletinin orijinal askeri üniformalarını giyen askerlerle karşılanması, tarihçiler arasında tartışmalara yol açtı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın, merdivenlerin basamaklarına karşılıklı dizilen o askerlerin arasından inerek, konuğunu karşılamasına gururla bakan da var, gereksiz bir şov olarak gören de…
Benim hoşuma gitti…
Bir tek Batı Hun İmparatorluğu‘nu temsil eden askerin giysisine takıldım…
En rahat oydu…
Çünkü üniforması, röpteşambırdan farksız görünüyordu!
Özdilek’ten mi aldılar acaba?
