Her yılın sonunda, o yıla dair genel bir değerlendirme yapılır…
“Yılın şeysi” başlığı altında tekrar hatırlatılır…
2015‘in bilimsel alanındaki ‘Yılın Buluşu’na aday gösterilen ilaca bayıldım!
Haberini okurken tüylerim diken diken oldu!
Neden mi?
Kellik tarih oluyormuş!
Gülmeyin lütfen!
Bu kaçıncı tarih diye de sormayın!
*
“Dünyada yılın en önemli buluşu” yorumunu yapan, ABD’nin bilimsel araştırmalarıyla ünlü bir üniversitesindeki görevli bilim insanları…
Yaptıkları araştırmanın sonucunu tıp dergisinde de paylaşmışlar.
Ruxolitinib adı verilen etken maddeden ürettikleri ilaç, dökülen saç, kaş ve kirpikler eskisi gibi yeniden çıkarıyormuş.
Kellik şikayetiyle gelen gönüllü hastalarda bizzat denenmiş…
12 hafta boyunca krem halindeki bu maddeyi, kafalarındaki imara açık alanlara sürmüşler…
Ve sonuç;
Çim adam gibi filizlenivermiş saçlar!
Vur tarağı, yatır istediğin yana, üstüne de sür jöleyi cila niyetine yiğitçe!
*
Kelliği kafasına takanlar, ektirmekten korkanlar için gerçekten de heyecan verici müthiş bir haber bu…
Denenen vatandaşlarda, berber masrafı ve kepeklenme dışında hiçbir yan etkisi görülmemiş…
Çok kısa zamanda ilacın üretimine geçileceği belirtiliyor.
Kesin bir tarih yok.
En büyük dileğim;
Kelliği tarihe gömecek bu mucize ilacın, keller tarih olmadan bir an önce çıkması!
Kendim için istiyorsam kel olayım!
Benim tek derdim, dökülme kaygısı yaşayan okurlarıma moral vermek!
Yeni yıla sevinç ve umutla, aynayla barışık girmek onların da hakkı…
Stadyumda timsah yürüyüşü yapan anılarımız…
Pazar günü, Atatürk Stadyumu‘nda son lig maçını oynadı Bursaspor...
Bundan sonra yeni adresi, Büyükşehir Belediye Stadyumu (Timsah Arena)…
Haftalar sonra Mersinspor karşısında alınan galibiyete sevindik ama içimizde bir stada veda burukluğu vardı.
Gözümün önünden timsah yürüyüşü yaparak geçti anılar…
Henüz 7-8 yaşlarındayken rahmetli babamla stadda ilk maç izleyişim…
Okul harçlığımı çıkarmak için stad önlerinde oturma kartonu sattığım, dayanamayıp da kazandığım parayla bilet alıp maça girdiğim günler…
Ligden düşmenin hüznünü, şampiyonluk coşkusunu, Şampiyonlar Ligi ve UEFA maçlarının gururunu…
Neler yaşamadık ki!
Darısı artık Timsah Arena‘ya!
Baktım, Mersin maçından sonra bazı taraftarlar, yılların hatırası olarak Atatürk Stadyumu‘nun koltuklarını söküp götürüyordu.
Neyse ki kale direklerini götüren olmadı!
Laf aramızda;
Ben de basın tribündeki 37 ekran LCD televizyonlardan birini kucaklayayım dedim ama sökemedim bir türlü…
Maça gelen gazeteci dostlarla, hatıra fotoğraf çektirmekle yetindik mecburen!
CHP İl Kongresi’nden notlar…
Milletvekili önseçiminde yaşanan o heyecan, o coşku kongrede yoktu.
Oy vermeye gelen CHP’li delegelerin, boş vaatlere karnı toktu…
Adayların konuşmalarıyla salon, birlik-beraberlik, kardeşlik, sevgi ve barış koktu!
Fakat;
İl Başkanı seçilen Şadi Özdemir‘in işi zor…
Koltuğunda kalıcı, siyasette yapıcı olmak istiyorsa kendisine bol sabır ve hoşgörü formatı attırmalı…
Hasan Ertürk Hoca da adaylık konusunda artık jübile yapmalı…
Kongrede ona oy veren 21 partiliye de Kemalpaşa tatlısı ısmarlamalı!