* Ankara’dan Bursa’daki akrabalarına bayram ziyaretine gelen terör gazisi Ömür Karaman, Gemlik Kumsaz’da gittiği kafenin işletmecisi ve çalışanları tarafından yediği dayakla kalacaktı.
* Hastanede tedavisi yapılıp, “hadi geçmiş olsun” diyerek evine gönderilecekti.
* Bu çirkin saldırıdan kendi yakınlarının dışında kimsenin haberi olmayacaktı.
* Geçmişte Kuzey Irak’ta terör örgütüne karşı kahramanca mücadele eden gazi Ömür’e, ne siyasetçiler ne Vali ve belediye başkanları, ne de yazılı ve görsel basın sahip çıkacaktı.
* Gazi Karaman’ı döven zorbaların da yanına kar kalacaktı yaptıkları bu şiddet…
* Şikayet üzerine karakola çağrılsalar da mahkemeye çıkmalarına gerek görülmeyecek, çıksalar bile serbest kalacak kafeye gelen müşterilere aynı kafayla hizmete devam edeceklerdi…
Haber, sosyal medyada çıkınca ne oldu?
* Gazi Ömür’e yapılan bu terbiyesizlik, Gemlik Kumsaz’ı aştı, tüm ülkede duyuldu. Büyük bir tepki oluştu saldırıya. Tepkiye, tv ana haber bültenleri ve gazeteler de haberleriyle destek verdiler.
* Bursalı iktidar ve muhalefet milletvekilleri, parti yöneticileri, Vali, büyükşehir ve ilçe belediye başkanları sahip çıktılar gazimize… Bizzat evinde gaziyi ziyaret ederek geçmiş olsun dileklerinde bulundular.
* Sandalyeye engelli ayağını koyduğu gerekçesiyle gazimizi dövenleri, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakmıştı mahkeme… Fakat kamuoyundaki tepkilerin artması üzerine, ertesi gün yeniden gözaltına alındılar ve tutuklanıp cezaevine gönderildiler. Tıpkı hamile kadını aracında darp eden baklavacı maganda kardeşler gibi…
* Tutuklama ile kalmadı. Kafenin belediye ile olan işletme sözleşmesi de iptal edildi, mekan süresiz mühürlendi. Bu arada tutuklanan işletmecinin kafenin gerçek kiracısı olmadığı, başka bir akrabasının üzerinden ihaleyi aldığı ortaya çıktı.
* Sahipsiz olmadığını ve ülkesi için ömrünün en güzel çağlarında o dağlarda boşuna savaşmadığını görmek gazi Ömür’ü mutlu etti. Acılarını, üzüntüsünü tamamen olmasa da bir nebze olsun hafifletti.
* Yaşanan bu çirkin olay, sosyal medyanın etkinliğini ve gücünü göstermiş oldu. Bir de, kamu kurumlarının kafe, büfe, çay bahçesi gibi yerlerin ihale şartnamelerini güncellemesi gerektiği gerçeğini…
Unutulur mu hiç İmparator Biyediç!
Bursaspor ceza sahası içi veya dışında frikik kazandığında, o topun başına geçtiğinde daha vurmadan gol sevincini yaşamaya başlardık.
Hiç boş geçmezdi rakip fileleri.
Zeka işi ince ara paslarıyla da mest ederdi tribünleri…
Saha içinde ve dışındaki karakteriyle, İmparator lakabını gerçek anlamda hak eden ve yakışan bir futbolcuydu Nejat Biyediç…
Yalnız futbolculuği ile değil teknik direktör olarak da Bursaspor’a başarılı hizmetlerde bulundu.
İnter-toto kupasındaki performansını, Elvir Baliç’i Türk futboluna kazandırmasını unutmak mümkün mü?
Ölümünün 8.yılında, kendisini rahmetle ve saygıyla anıyorum.
Bez bebeğe sarılan dede!
17 Ağustos 1999’daki büyük Marmara Depremi’nden bir hafta sonra, gıda yardımı için Yalova’ya giden gönüllü bir ekip arasında ben de vardım.
O gün, inşaat molozlarının ortasında oturmuş, çocuklar gibi ağlarken gördüğüm bir yaşlı adamı hiç unutamıyorum…
Elindeki oyuncak bez bebeğe sarılıp sarılıp kokluyordu…
“O inşaat molozlarının olduğu yerde 30 dairelik bir site vardı. Tamamen çöktü. O gördüğün yaşlı adamın da çocukları oturuyordu. Elindeki bez bebek depremde hayatını kaybeden torununa ait” dediklerinde, elim ayağım uyuşmuştu üzüntüden, fotoğrafını bile çekememiştim.
Rabbim, ülkemize bir daha böyle acılar yaşatmasın!
Dua yetmez önlem de şart!
Her yerimiz fay hattı!
Ve herbiri saatli bomba gibi!
Bina yapan, yaptıran, yasal izni veren ve oturanlar bu gerçeği hiç unutmamalı!
Depremden depreme değil, her zaman hatırlamalıyız!
Kaza kurbanları
5 günlük Kurban Bayramı tatilinde 33 ilde meydana gelen trafik kazalarında 50 kişi hayatını kaybetmiş.
Günde 10 vatandaşımızı trafiğe kurban vermişiz!
Tek tesellimiz…
İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasında, bir yıl öncesine göre ölümlü kaza oranı yüzde 39 azaldığının belirtilmesi…
Sevindirici bir oran…
Keşke hiç kaza olmasa!