Terör örgütleri vurunca suspus, bizim askerimiz o teröristi etkisiz hale getirmek isteyince “savaş bir insanlık suçudur” de!

Biz de biliyoruz, savaşın insanlık suçu olduğunu da, ya karşındaki insanlıktan nasibini almamış canilerse?

O bombalar atsın, füzeleri fırlatsın, asker polis, sivil demeden silahıyla vurup yıllarca canımızı yaksın, biz “savaş insanlık suçu arkadaş, dokunmayalım” deyip, elimiz kolumuz bağlı oturalım mı?

 

*

 

Neymiş olaylara evrensel bakıyorlarmış, iyi ki öyle bakıyorlar ya bir de ideolojik baksalar ne diyecekler kimbilir!

Evrensel değerler nedense hep Türkiye meşru savunma hakkını kullanırken geliyor bu arkadaşların, ülkede bombalar patlatılırken, silahlı saldırı olaylarında masum insanlar hayatlarını kaybederken ortada yoklar!

Yıllardır yaptıkları bu çifte standartlığa rağmen…

Yine de temsil ettikleri mesleki kuruluşlarının başındaki ‘Türk’ veya ‘Türkiye’ ibaresinin çıkarılması doğru bir hamle değil!

Zaten arayıp da bulamadıkları fırsat bu!

Belki onlar da kaldırmak istiyorlardı ama güçleri yetmiyor, tepkilerden çekiniyorlardı!

İçin için seviniyorlardır belki de!

 

 

*

 

Mesleği gereği bu birliklere üye Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmakla onur ve gurur duyan nice doktor, avukat var, onlara da saygısızlık olmaz mı?

Karar yeniden gözden geçirilmeli…

Çünkü, başında Türk ve Türkiye ibaresi bulunan bu iki meslek örgütü değil ki, daha birçok birlikler, federasyonlar, konfederasyonlar, odalar var…

Onlar ne olacak?

Örneğin, ya yarın bir vatandaş da kalkıp “Türkiye liglerindeki yabancı futbolcu sayısı Türk futbolcularından daha fazla! TFF’nin başındaki Türkiye ibaresi de kalkmalı!” diyebilir…

Ne yapacağız, kaldıracağız mı? 

Mesele tabelada değil kafada ve yürekte!

Onlar değişmedikçe, kazanan tabelacılardan başkası olmaz!

     

Enerji ve mesaj yüklü trafolar

 

Sosyal sorumluluk projesi kapsamında, şehirdeki enerji trafolarının duvarlarını renkli grafiti çalışmalarıyla süsletiyor UEDAŞ…

Duvarlara yapılan resim ve yazılar oldukça anlamlı…

Son yıllarda artan toplumsal bir yaraya dikkat çekiyorlar:

Kadına yönelik şiddete!

UEDAŞ’ı toplumsal duyarlılığından dolayı kutluyorum…

Trafolarda, amatör ressamların çizdiği bıyıklı Mona Lisa resimleri görmekten bıkmıştık!

Trafo duvarlarında, kadına şiddete meyilli erkeğin yüksek voltajda çarpılmış halini gösteren bir çalışma da bekliyoruz grafit sanatçılarından…

Bazı duvarlara, yüksek elektrik faturasından çarpılmış vatandaş da çizebilirsiniz!

Bu arada;

Bir tebrik de UEDAŞ’ın kardeş kuruluşu LİMAK’a!

Onlar da, aşklarını en iyi anlatan 10 çifte, 14 Şubat Sevgililer Günü, romantik bir akşam yemeği ısmarlayacakmış!

Birbirlerinden eskisi kadar elektrik alamayan sevgililer için bulunmaz fırsat!

Alın size bedava elektrik, çarpılın doya doya yemekte!

 

Babasız kavşaklar!

 

Orhaneli Kavşağı’nın ortasındaki baba kaldırıldığında epey bir tepki gösterilmiş, fakir Asya ülkelerindeki uygulamaya benzetilmişti.

Ortada bir baba olmadığı için ışık yanar yanmaz araçların en kestirmeden kendi yollarına gitmelerini ben de yadırgamıştım ilk günlerde…

Sanki üzerime üzerime geliyordu araçlar…

Recep Altepe döneminde başlatılan bu kavşakları rahatlatma uygulaması tuttu. Alinur Aktaş Başkan da aynen sürdürüyor.

Esentepe’den sonra FSM’deki kavşak da kalkıyor şimdi.

Dün, bindiğim taksiciye, bu uygulamadan memnun olup olmadıklarını sordum.

“Allah razı olsun yapanlardan abicim! Kavşaklarda geçiyordu ömrümüz, kavşağı dönene kadar iki üç defa kırmızı ışığa yakalanıyorduk! Çok şükür kurtulduk! Babalara gelmiyoruz artık!” dedi.

 

Medyatik Sanbot!

 

Haberleşme Bakanı’nın konuşmasını sık sık kestiği için tepki toplamıştı robot Sanbot…

Akşam bir TV kanalının haber bültenine katılarak, Bakan’dan özür dilemiş.

Görürsünüz;

Yakında, tartışma programlarına da çıkar Afrin’i konuşur bu Sanbot!