Olay Gazetesi Bursa

Sorular kek, cevaplar kol böğreği!

Geçtiğimiz hafta içinde TEOG‘un ilk kademe sınavları yapıldı. TEOG yani Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş sınavları… 8.nci sınıflarda okuyan öğrenciler, sayısal ve sözel alanlarda girdiler sınavlara… İkinci dönem aynı alanlarda bir daha girecekler ve 4 sınavdaki başarı oranları, gidecekleri liseleri belirleyecek.   *   Adettir, her sınavdan sonra öğrencilere sorulur: “Sorular nasıldı?” Çalışmayan öğrencilerin cevabı klasiktir: […]

Geçtiğimiz hafta içinde TEOG‘un ilk kademe sınavları yapıldı.

TEOG yani Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş sınavları…

8.nci sınıflarda okuyan öğrenciler, sayısal ve sözel alanlarda girdiler sınavlara…

İkinci dönem aynı alanlarda bir daha girecekler ve 4 sınavdaki başarı oranları, gidecekleri liseleri belirleyecek.

 

*

 

Adettir, her sınavdan sonra öğrencilere sorulur:

Sorular nasıldı?”

Çalışmayan öğrencilerin cevabı klasiktir:

Çok kazıktı!”

Çalışkan öğrenciler ise “sorular çok kekti!” derler…

Kekten kasıt, soruların çok kolay ve basit olduğunu vurgulamak…

Milli Eğitim Bakanlığı, sınavlarda öğrenciler aynı yorumda bulunamasınlar diye, ilginç bir soru hazırlamış…

Sorular kekti demeden önce, sen kek nasıl yapılır, onu öğren?” mantığından hareketle kekin tarifini sormuşlar….

 

*

 

Espri yapmıyorum gerçek!

Kekin içine katılan malzemeleri ve yapılan işlemleri, maddeler halinde yazıp, sıralamadaki önceliğin hangi şık olduğunu bilmelerini istenmiş…

Bakanlığın, bu sorudaki asıl amaçlarını takdir ettim…

Biz öğrencilerimizin bütün gün evde ders çalışmasını, teknoloji cihazlarıyla vakit geçirmelerini istemiyoruz. Aileleriyle birlikte kek yapsınlar, hayatın okuldan, bilgisayar ve cep telefonundan ibaret olmadığını görsünler istiyoruz” demişler…

 

*

 

Benden uyarması…

İkinci dönemdeki TEOG sınavlarında “sorular çok kazıktı!” yorumu yapmaya meyilli öğrenciler içinde bir sürprizi olabilir Bakanlığın…

Ailelerin, çocuklarına şimdiden kol böreğinin tarifini ve yapımını öğretmelerinde yarar görüyorum!

Hayatın sınavlardan da ibaret olmadığını öğrensinler!

 

Cumalıkızık’a dair…

 

Yıldırım Belediyesi’nin Cumalıkızık’la ilgili nostaljik ulaşım projesinden söz etmiştim birkaç gün önce…

Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali, köyün tarihi yapısına ve mimari dokusuna uygun özel bir yol yaptırıp, ziyarete gelenleri at üstünde veya faytonla taşıyacaklarını söylemişti.

Yazımdan sonra gelen maillere bakılırsa, Cumalıkızık‘ın sorununun sadece yol olmadığı anlaşılıyor.

Köyü gezen duyarlı bir okur, maddeler halinde sıralamış gözüne çarpan olumsuzlukları…

Üzülerek paylaşıyorum:

1. Tuvaletler inanılmaz derecede kötü durumda!

2. Köy kahvesinde ve UNESCO’nun örnek gösterdiği kültür evinde kahvenin köz yerine makinede pişirilmesi, doğallığına hiç yakışmıyor!

3. Kültür evi, pazaryeri gibi! Orjinal olmayan Köy’le alakasız objelerle dolu. Vitrinlerinde Alman bira kadehlerinin sergilenmesi çok komik!

 

Bursa’da bizi bekleyen tehlike!

 

Haberi görür görmez, “Neymiş ki bizi bekleyen tehlike Bursa’da?” diyerek panikle okudum haberin devamını…

Okuyunca panik yerini şaşkınlığa bıraktı…

İlk kez duyuyorum;

Vücudumuzda dirseklerimiz başta olmak üzere kalça ve ayak bilekleri gibi kemik çıkıntılarına sahip noktalarda, kemik ile cilt arasında, içi şeffaf, sıvı dolu kesecikler varmış…

Onlara tıpta “Bursa” deniyormuş!

Doktorlar özellikle masabaşı çalışanları uyarıyor…

Dirseklerini sert zemine dayayarak çalışanların ‘bursa’sı bir anda şişebilirmiş…

Aman bursa’mıza dikkat edelim arkadaşlar!

Sert zeminlerden uzak duralım!