Öncelikli tercihim çaydır, kahveyi arada içerdim…
İçerdim diyorum çünkü çiçeği burnunda Yıldırım Belediye Başkan Yardımcısı Ali Mollasalih sayesinde hiç içemiyorum artık…
Neden mi?
İkram ettiği bir kahve yüzünden!
*
Bir gün ziyaretine gitmiştim Mollasalih’in…
Önce plastik kapalı bardakta pipetle içilen Batı Trakya’nın meşhur soğuk kahvesinden ikram etti.
Frape deniliyormuş adına…
İçemediğimi görünce, “Dur ben sana tadı damağında kalacak çok harika başka bir kahve yapacağım” dedi ve kendi elleriyle hazırlayıp getirdi az sonra…
Görüntüsü bildiğimiz Türk kahvesinin telvesizi ama aroması daha farklıydı…
Hoşuma gitti tadı…
Ne kahvesi olduğunu sorunca güldü Mollasalih:
“Hele hepsini iç, kahvenin yapılış hikayesini anlatacağım! Bunun hatırı Türk kahvesinden de fazla!”
*
Gülüşünden huylansam da kahveyi içtim sonuna kadar…
Başladı anlatmaya…
Tayland’dan ona da hediye gelmiş bu kahve…
Pahalıymış da…
Pahalı olmasının nedeni üretimi sırasında çekilen zahmeti…
Bu kahveyi elde etmek için kahve çekirdekleri muz ve pirinç kepeği ile karıştırılıp fillere yem olarak veriliyormuş. Daha sonra fillerin dışkısıyla birlikte çıkan o kahve çekirdeklerini temizleyip öğüterek kahveye döndürüyorlarmış.
Bu yöntemi başka hayvanlar üzerinde uygulayanlar da varmış.
*
Mideniz daha fazla bulanmasın, lafı uzatmayayım Ali kardeşim sağ olsun, bana fil dışkısından çıkma kahveyi afiyetle içirmiş o gün…
Ben de diyorum bunun aroması, köpüğü niye farklı!
İşte o gün bugündür kahve dediklerinde aklıma Tayland’daki tepişen filler geliyor!
Ortak dostlarımızla birlikte dün Yıldırım Belediye Başkan Yardımcılığı görevini tebrik için ziyaretine gittiğimizde bu hassasiyetimi bildiğinden takıldı Mollasalih;
“Ne içersin? Frape mi, filli kahve mi, çay mı?”
Hiç düşünmeden söyledim tercihimi:
“Maden suyu!”
Pakyürek’ten kitap projesi
Siyasetin doğrucu Davut’larındandır Pakyürek, aynı zamanda gazetemizin de konuk yazarıdır…
Sohbet sırasında verdi müjdeyi…
5 yaşındayken ailesiyle birlikte Üsküp’ten Bursa’ya göç ettiklerinde yerleştikleri Vatan Mahallesi’ndeki gelişim ve değişim sürecini yazmaya başlamış Niyazi Bey…
“Ne yolumuz vardı, ne altyapımız, mahallemize birçok hizmeti bizzat işçi gibi kendimiz çalışarak getirmiştik. Şimdi çok şükür yolumuz da var parkımız da, elektrik, su, gazımız da ama o eski sosyal ilişkiler, dostluklar, komşuluklar, samimiyet ve güven yok, ne yazık ki” dedi…
Kitabında işte bu olumlu ve olumsuz değişimi de örnekleriyle anlatacakmış…
“Sen mahalleyi bırak, partideki değişim ve gelişimi yaz daha çok okunur” önerisinde bulundum.
“Önce Vatan!” dedi.
Mangal için halk oylaması
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından törenle açılmıştı, İstanbul Esenler’deki 15 Temmuz Millet Bahçesi…
Geçtiğimiz günlerde bu bahçeyle ilgili çok önemli bir halk oylaması yapıldı.
Bölge halkına soruldu:
“Millet Bahçesi’nde mangal yakmak serbest olsun mu, olmasın mı?”
Halk oylamasının merakla beklenen sonucu belli olmuş…
“Evet” diyenler önde çıkmış.
Vatandaşın çoğunluğu, hem mangalını yapmak hem de çimlerde yatıp yuvarlanmak istemiş…
Bu sonuç, diğer illerdeki millet bahçeleri için de emsal karar oluşturur mu?
Yoksa herkes kendi halk oylamasını mı yapacak?
Bizim Bursa’da yapılsa, sonuç farklı çıkar mı?
Mazbata!
İtiraz edilen yerlerdeki oylar günlerce ve defalarca sayıldı ve CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu 13 bin 729 oy farkıyla seçimi kazandı…
YSK da henüz resmi olmayan bu sonuçlara bakarak mazbatayı verdi.
İmamoğlu resmen görevine başladı.
Şimdi ne olacak?
AK Parti’nin, İstanbul seçiminin iptali ve yenilenmesi talebiyle sunduğu 44 sayfalık dilekçeyi ve 3 bavul dolusu delili inceleyecek YSK…
Sunulan delillerin, seçimin sonucuna etkileyip etkilemediğine bakıp son kararını verecek.
Nasıl bir sonuç çıkar?
Davulla gelen İmamoğlu bavulla gider mi?
Bekleyip göreceğiz.