Daha gür ve sağlıklı büyüyüp gelişmesi için her yıl belli bir dönemlerde ağaçlar budama işleminden nasıl geçiriliyorsa…
Siyasi partilerde de, parti içi demokrasi daha sağlıklı ve sağlam gelişmesi için kongreler bir nevi budama işlevi görür.
Görevini iyi yapanlar, daha iyi meyve versin, dallansın, budaklansın diye, çevresindeki zararlı otlardan, dallar ve yapraklardan arındırılır…
Meyve vermeyen, gölgeden başka işe yaramayanlar ise kökten budanır, yerine taze fidanlar dikilir…
*
Siyasette budama işi çok hassastır…
Parti içi demokrasiye zarar vermeden yapılmalı kesim işleri…
O yüzden parti genel merkezleri, kongrelerde dikkat eder, budama işini tamamen teşkilatlara bırakmazlar…
Ne olur ne olmaz, sandıkta bir sakarlık yaşanmasın, dalı budarken gövdeye zarar verilmesin diye, taa delege seçimininden itibaren önlemini alırlar.
Ne demişler;
Ağacı yaşken, delegeyi hoşken…
*
Kongrelerini kavgasız gürültüsüz mutlu sonla bitiren yani budamayı güzel yapan partiler, seçimlere daha umutlu, iddialı girer.
Budamayı istediği gibi yapamayanlar ise fıkradaki gibi hastanedeki Temel’in taktiğini uygular mecburen!
Fıkra bu ya…
Temel, hisal olmuş…
Gittiği hastanede doktoru, yatarak tedavi vermiş ama dahiliyede boş yatak olmayınca, geçici olarak psikiyatri servisine yatırmışlar…
Birkaç gün sonra Temel’i hastane koridorunda gören doktoru sorar şaşkınlıkla:
“Senin psikiyatri servisinde ne işin var?”
“Dahiliye’de yer yokmuş!”
“Peki hisalin ne durumda?”
“Devam ediyor ama artık takmıyorum kafama!”
Enerji dolu bir toplantı!
UEDAŞ’ın 2017 yılı çalışmaları ve 2018 yatırımlarıyla ilgili basın toplantısı vardı dün sabah…
Genel Müdürü İbrahim Gümüşlü, müşteri memnuniyetini artırmak, hizmet kalitesini yükseltmek için var güçleriyle çalıştıklarını belirtti.
Arıza oranlarında da yüzde 36 gibi bir azalma olmuş bu yıl…
Kesintisiz daha iyi hizmet için yatırımların devam edeceğini müjdeledi Genel Müdür Gümüşlü...
Bir sevindirici haber de, trafolara izolasyon sistemi getiriyormuş UEDAŞ…
Kediler artık kafasına estiği gibi rahatça giremeyecekmiş bundan böyle trafolara!
At kendini sokağa!
Kendini sokağa atan daha sosyal bir yaşamı tercih edenlerin ömrü, evde pinekleyenlerden daha uzun oluyormuş.
Araştırmayı yapan , Kudüs’teki Hadassah-Hebrew Üniversitesi…
Sonuçlarını yayımlayan ise ABD’nin saygın bir tıp dergisi!
Ne kadar ilginç değil mi?
Yaşları 70 ile 90 arasındaki 3 bin yetişkin üzerinde yapılmış araştırma…
Evden çıkan orta yaş üstü kişilerin hareket etme ve sosyalleşmeleri sayesinde hastalık riskileri azalıyormuş.
Aynı üniversite bir de gençler üzerinde yapsa o araştırmayı…
İsrail’i protesto için evine girmeyen Kudüs’lü gençlerin ortalama ömür oranlarını da belirleyip, ABD’li o dergide yayımlatsa…
Görsek aradaki farkı!
Hastasıyız dede!
OECD verilerine göre, emar (MR) çekiminde dünya birincisi olmuşuz…
Tomografide ise 8.nci!
Röntgende de kesin ilk üç içindeyizdir!
Hele ilaç yazdırmada açık ara dünya şampiyonuyuzdur!
Doktoru duygusal, hastası tahlil meraklısı oldukça, daha çok çektiririz emarını (MR) sağlık sisteminin!