Liseye geçiş sınavı olan TEOG’u kaldırdık, yerine geldi MİS…
Yani, Milli İzleme Sınavı…
Önceki gün YGS ve LGS de tarih oldu…
Onlar gitti YKS geldi…
Onun açılımı da;
Yükseköğretim Kurumları Sınavı…
Gelen yeni sınav sistemlerinin artıları eksileri tartışılıyor eğitim camiasında…
Öğrenciler şaşkın, veliler kararsız…
Tek beklenti, gelen yeni sınav sistemlerinin gidenleri aratmaması!
Aratırsa da çözümü hazır…
MİS gider PİS gelir (Puanlı İzleme Sınavı)
YKS gider DYS gelir (Deneme Yanılma Sistemi)
*
Şu şansızlığa bakar mısınız…
Tam sınav sistemlerini yeniledik, eğitimde sorunlar çözüldü diyorduk ki, tartışmalara bir de ‘fiş’ krizi eklendi!
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün bir üniversitenin akademik yılı açılış törenindeki konuşmasından sonra, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilkokuldaki okuma fişlerini de yenilemesi kaçınılmaz!
Dünyanın en değerli şirketlerinin yüzde 80’inin teknoloji şirketi olduğunu hatırlatmış Bakan Özlü ve demiş ki:
“Çocuklarımıza bilimi sevdirmek zorundayız. Okuma fişlerinde ezberlediğimiz şekilde bundan sonra Ali sadece top oynamasın, Ayşe sadece ip atlamasın. Ali robot yapsın, Ayşe kodlama yapsın artık…”
*
Bakan çok haklı, bizim Aliler top peşinde koşarken, ata bakarken, Ayşeler ip atlamakla meşgul olurken, ülkemiz bilim ve teknolojide yerinde sayıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı, en kısa zamanda okullardaki o klasik okuma fişlerini toplatıp yerlerine çağımıza uygun yeni fişler hazırlatmalı…
Ülke bilimine katkım olsun diyerek ben birkaç tane yazdım bile…
Bakanlık beğenirse, çekinmeden kullanabilir:
“Ali laptopa bak”,“Ayşe kod yaz”,“Ömer yazılım sever”,“Oya internete koş”,“İpek IP’i aklında tut”, “Emel mail al”
Hıçkırık deyip geçmeyin!
CHP Bursa eski milletvekili Kemal Demirel’i bir hıçkırık tutuyor, bırakmıyor günlerce…
Geçmek bilmeyen bu hıçkırığı önce hayra yoruyor Kemal Bey…
“Herhalde Genel Merkez beni anıyor. Önümüzdeki dönem yeniden vekilliğe ya da belediye başkanlığına aday mı gösterecekler acaba?” diyor içinden…
Fakat hıçkırık nöbetleri bir haftayı bulunca, eşi Nimet Hanım dayanamıyor, “Seni Genel Merkez filan değil belli ki doktorlar anıyor” diyerek, birlikte doğru Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne gidiyorlar.
İyi ki de gitmişler…
Yapılan sağlık taramasında bir böbreğinde kitle görülüyor ve başarılı bir operasyonla alıyorlar böbreği…(Kesin sol böbrektir o!)
Şimdi hıçkırığı geçmiş şekilde evinde dinleniyor…
Eşini dostunu hıçkırık konusunda uyaran Demirel, hazırladığı yeni şiir kitabının adını da “Hıçkırık tuttu beni” koymayı düşünüyormuş!
Çelik’in taşları!
Bursa’da sağlık sorunu yaşayan siyasetçilerimizden biri de Gıda, Tarım ve Hayvancılık eski Bakanı Faruk Çelik’ti…
Özel hastanede safra kesesi ameliyatı olan, Bakan Çelik evinde istirahat ediyor diyeceğim ama ziyaretçi yoğunluğuna bakılırsa, bu zor görünüyor!
Fakat gördüğü bu ilgi, Faruk Bey’e ilaç gibi geliyordur.
Aldığım duyuma göre;
Çelik’in safra kesesinde epey taş çıkmış!
Doktorlar şaşırmış ama ben hiç şaşırmadım, siyasette başarılı oldukça üzerine atılan taşları demek orada biriktirmiş Faruk Bey!
Çoğu sabır taşıdır onların!