Kontenjan aday sayısının fazlalığına bakarak, listelere olumsuz eleştirilerde bulunanlar oldu ama…
Meğer;
AK Parti, 7 Haziran’daki genel seçimlerde göstereceği milletvekili aday listesini hazırlarken çok ince eleyip sık dokumuş…
Genel Merkez, sadece temayül yoklamalarına, mülakatlara, anketlere bakmamış, aday adaylarının psikolojilerini bile düşünmüş.
*
Resmen açıkladılar…
2 dönem vekillerin çoğunu bilerek yeniden aday göstermemişler…
Niye mi?
3.ncü dönem sendromuna yakalanırlar diye!
Yakalanırlarsa ne olur?
Partide 3 dönem kuralı var ya, seçilen vekiller “bu nasılsa benim son dönemim” diyerek Genel Merkez’e karşı gemileri de yakabilir, TBMM’de yan gelip ense de yapabilirlerdi.
*
2 dönem vekillerini, 3.ncü dönem sendromundan kurtarmışlar, iyi güzel de diğer sendromlar ne olacak?
Parti, sendromdan geçilmiyor!
Hangi birini saysak ki…
Örneğin;
3 dönem kuralı yüzünden aday olamayan milletvekilleri ve bakanlar, “Biz şimdi ne yapacağız? Ya seçimden sonra unutulursak” sendromundalar…
Bakmayın mutlu ve huzurlu havalarına, içlerinde ne fırtınalar kopuyor!
*
Ya, vefa sendromununa yakalananlara ne demeli…
“O seçim bu seçim” diye diye, partide ömürleri geçti.
Kuruluşundan bugüne, partiye, davaya 7/24 maddi manevi hizmet etmelerine rağmen, hala bir yerlere aday olamamanın üzüntüsü, öfkesi ve hayal kırıklığı içindeler…
“Şu partide, kontenjanlar kadar hatırımız, değerimiz yok mu?” diyerek söyleniyorlar, bugüne kadar seçilmişler listesine bakarak!
*
Bir de, paralel sendromundakiler var ki, onların durumu da vahim…
Paralel olmadıklarını kanıtlamak için akla karayı seçiyorlar adeta.
Ya Gül sendromundakilere ne demeli?
Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, tekrar siyasete dönmesini bekliyorlar bir umut…
7 Haziran’da beklenen milletvekili hedefine ulaşamazlarsa, AK Parti’deki sendromlara yenileri de eklenebilir.
Belini doğrultamayan gençler!
Yoğun cep telefonu ve tablet kullanımı yüzünden, gençlerimizin yüzde 45’i bel ve boyun ağrısı çekiyormuş.
Bu tür şikayetlerin tedavisi için doktora başvuranların yaşı 12‘lere kadar inmiş.
Sadece bel ve boyun ağrısı olsa gene iyi…
Gözlere ve kulaklara da bakılsa, kesin çoğu arızalı çıkar!
Haksızlık etmeyelim, bilişim teknolojisinin gençlere faydaları da var…
Bilgiye anında ulaşıyorlar…
Oturdukları yerde dünyayı dolaşıyorlar…
Ve, telefonda yazışırken, en hızlı adliye katibiyle bile yarışıyorlar!
Kontör bölüğü!
“Yine yakmış yar telefonun bataryasını
Askerlikte sevda çekmek zor diyor!”
Bundan sonra asker şarkıları böyle…
Çünkü kışlada cep telefonu kullanmalarına izin çıkmış…
Kullanmayan yoktu zaten, yasağın kalkması iyi oldu!
Tek kötü tarafı, bölüklerde telefon şarzı için priz kapma kavgalarının çıkma olasılığı…
Artık nöbetlerde askerler düdük yerine SMS‘le haberleşirler…
– Mrb. asker!
– Sağ ol!
– Nasılsın?
– Kötü!
– Niye?
– Kontör yok!
Vatan ta ta tan!
Vatan Partisi’nin Bursa milletvekili adaylarının, medyamızı ziyareti sırasında bıraktıkları seçim broşüründe bir vaat çok hoşuma gitti…
Kredi kart borçlarının faizini silecek, kalan borcu da 5 yıl takside bağlayacaklarmış…
Aman ha, hemen umutlanıp da kartların limitlerini zorlamayın!
Tek başına iktidara gelirse, geçerli o vaat!
Önce oy, sonra ekstre!