Olay Gazetesi Bursa

Şekerlemeyi bırak tekerlemeye bak!

Uykunun faydası saymakla bitmiyor… Her geçen gün bir yeni faydası ortaya çıkıyor. Şekerleme dediğimiz hani öğleden sonra kısa süreli uyku var ya, işte onun bile inanılmaz faydaları çıkmış, İngiltere’de yapılan bir bilimsel araştırmada… Gündüzleri işyerinizde saat 14.00 ile 16.00 arasında sadece 20 dakikalık şekerleme yapan kişilerin iş performansları, yaratıcılık ve problem çözme gibi yetenekleri artıyormuş… […]

Uykunun faydası saymakla bitmiyor…

Her geçen gün bir yeni faydası ortaya çıkıyor.

Şekerleme dediğimiz hani öğleden sonra kısa süreli uyku var ya, işte onun bile inanılmaz faydaları çıkmış, İngiltere’de yapılan bir bilimsel araştırmada…

Gündüzleri işyerinizde saat 14.00 ile 16.00 arasında sadece 20 dakikalık şekerleme yapan kişilerin iş performansları, yaratıcılık ve problem çözme gibi yetenekleri artıyormuş…

Ayrıca, bağışıklık sistemini de güçlendirdiği ortaya çıkmış.

(Yazarken bile esnemeye başladım!)

 

*

 

Araştırmayı yapan bilim insanları, patronlara “Şekerlemeye izin verin, bu sizin yararınıza” önerisinde bulunuyorlar.

Peki bu öneriyi ciddiye alıp da uygulayan patron çıkar mı?

Bizim ülkemizde biraz zor!

Neden zor?

Ekonomimiz zaten ayakta uyuyor!

Onu da geçtim, biz uykusu ağır bir milletiz, şekerlemeyi tadında bırakmayız ki!

Uykuya dalmamız en az bir 20 dakika sürüyor, hadi 20 dakika da şekerleme yaptı diyelim oldu mu size 40 dakika…

 

*

 

Bir 20 dakika da uyandırmak için uğraş…

Yetmedi uyandırdıktan sonra yine bir 20 dakika çay-kahve sigara içip kendine gelmesini bekle!

Vatandaş kendine gelene kadar mesai biter!

Vesselam;

20 dakikalık bir şekerlemenin bize toplam maliyeti tam 80 dakikayı bulur…

Bu da üretimde ciddi bir iş gücü kayıbıdır!

“Otel mi işyeri mi burası, git evinde yap şekerlemeni, tuzlamanı kardeşim!” diyebilir haklı olarak patronlar…

 

*

 

Benden uyarması!

Araştırmanın sonucuna güvenip de, sakın ola ki patronunuzdan izinsiz şekerleme yapmaya kalkmayın işyerinizde…

Yapacaksanız da saati kurmayı unutmayın!

Yoksa gözlerinizi muhasebe servisinde açabilirsiniz!

20 dakikalık şekerleme yüzünden onca yıllık kıdeminiz karıncalanmasın!

“Ben uyumuyordum ki, çalışma performansımı, yaratıcılığımı ve problem çözme yeteneğimi geliştirmek için yummuştum gözlerimi!” şeklindeki savunmanız da kurtarmaz sizi…

 

Gel 16 Nisan gel!

 

Gel de bitsin bu ızdırap!

Evet’çiler rahatça “hayırlı işler, hayırlı günler, hayırlı cumalar, hayırlı kandiler” dileğinde bulunabilsinler…

Hayır’cılar da, çekinmeden nikah masasında, sevdiği insanla bir ömürboyu mutluluğa “eveeeettt” diye haykırabilsinler!

Referandum sürecine girdiğimiz günden beri, her iki tarafta kendilerini Erkan Yolaç’ın ‘evet-hayır’ yarışmasına katılmış gibi hissediyor…

İki sözcüğü söylememek için kastıkça kasıyorlar kendilerini!

 

Muğla’dan Bursa’ya…

 

Başbakan Binali Yıldırım, Muğla mitinginde iki üç defa “Sevgili Bursalılar” diye seslendi kalabalığa…

Yaptığı yanlışa kendisi de güldü.

Bursa’nın diline takılmasını üç ihtimale bağladı partililer…

Ya aklı iki hafta önceki Bursa programında kaldı Başbakanın

Ya, konuşma metinlerini yazan danışmanlar Muğla yerine Bursa mitingindeki konuşmasını koydular yanlışlıkla!

Ya da;

Gaflarını dile doladığı CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun ahı tuttu!  

 

Aidat

 

Futbol kulüplerinin en büyük sorunlarından biri de, ödenmeyen üyelik aidatları!

Bursaspor’da da var aynı sıkıntı…

Belli bir süre aidatını ödemeyenler, tüzük gereği üyelikten çıkarılıyorlar.

Acaba diyorum, üyelikten çıkarma yerine maçlarda tribüne sokmama cezası mı verilse?

Belki daha etkili olabilir!