2014’deki yerel seçimlerde CHP’nin Bursa Büyükşehir Belediye Başkan adayıydı Necati Şahin…
Üzerinden çıkarmadığı bayrak kırmızısı kazağı ile seçim meydanlarını yakıyordu.
Seçilemese de iyi oy almıştı.
Aldığı o oyların hatırına genel seçimde milletvekili olması bekleniyordu…
O da olmayınca, döndü AK Parti’ye…
CHP’de zaten bedelli siyasetçi gibi duruyordu, CHP’liler ayrılmasını, AK Partililer gelişini, yerel medya ve kamuoyu ise dönüşünü hiç yadırgamadı!
*
Fakat bu gidiş-dönüşler kalbini yormuştu Necati Bey’in, ciddi bir sağlık sorunu yaşadı.
Eski sağlığına kavuşunca, aktif siyasetten uzak durarak, torunlarıyla birlikle emekliliğin tadını çıkarıyordu Mudanya’da…
Arada inşaat sektöründe de hatırlı projelere imza atmayı sürdürüyordu.
Bazen, belediyecilik hizmetlerinde gözüne çarpan aksaklıkların fotoğrafını çekerek bizlere yollardı.
Gönderdiği fotoların esprili olanlarını paylaşırdım köşemde…
*
O şimdi AK Parti’nin 31 Mart’taki yerel seçimlerdeki Nilüfer Belediye Başkan adayı…
Mudanya’dan aday adayı olmuştu gerçi…
AK Parti kurmayları, Şahin’in Mudanya’nın martılarını kaçırmasından endişe duymuş belli ki!
Onun için farketmez, poyraz estiğinde havası ta Nilüfer’e kadar geliyor nasılsa!
Pazar günkü aday açıklama töreninde en heyecanlı başkan adayları arasındaydı Necati Bey…
Heyecandan ceketinin düğmesini bile yanlış iliklemiş, uyarmasalar az daha öyle çıkacaktı sahneye…
*
Gelelim köşemdeki o fotoğrafa…
Dün, arşive bakarken gözüme çarptı…
2014’deki yerel seçimlerde CHP’li belediye başkan adaylarının Bursa Hali ziyaretinde çekilmiş…
İşçilerin yaktığı ateşin başında ısınmaya çalışan iki başkan adayı duruyor…
Biri Şahin, diğeri Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey…
Hem ısınıyor hem sohbet ediyorlar…
Acaba bugün yine aynı ateşin etrafında buluşsalar, ne konuşurlardı?
Muhtemelen Bozbey şöyle takılırdı Necati Bey’e:
“Uzak durma öyle SSK doktoru gibi gel yaklaş ateşe! Nilüfer’den belediye başkan adayı olmak ateşten gömlek giymek gibidir. Kırmızı kazaklarla korunamazsın! Alıştır kendini!”
Necati Bey de şu espriyi yapar mıydı:
“Sen aday olmazsan, ben aday olmazsam, nasıl çıkar aydınlığa Bursa!”
Bu fotoğrafı özellikle koydum, kesip saklasınlar…
Olur da seçilemezlerse, bakıp bakıp “kim attı len bizi bu ateşe?” diye sorarlar birbirlerine…
Yalnızlığın ilacı
ABD’nin Chicago Üniversitesi’ndeki bilim insanları, yalnızlık acısı çekenler için bir ilaç geliştirme aşamasındaymış.
Kapsül halindeki bu ilaçtan yutunca, yalnızlık duygusuna karşı koymak için fazla yoğun çalışan beyninizdeki bölgelerin yükünü hafifletecek…
Henüz geliştirme aşamasında olduğundan ilaçtan günde en az kaç tane içileceğini belirtmemişler.
Aç karnına mı tok karnına mı alınırsa daha etkili olur, o da bilinmiyor.
Bilim insanlarının ilacı çıkarmadaki amaçları, yalnızlık duygusuna bağlı hastalıkların ve erken ölümlerin önüne geçmek…
Bu yalnızlık ilacı çıkarsa, bizim ülkemizde de yok satar!
Hele kalabalıklar içinde yalnız olanlara da iyi geliyorsa, özellikle seçim dönemleri aday olamayan ve tekrar aday gösterilmeyenler kutu kutu içebilir!
SGK sakın karşılamasın bu ilacı, batar vallah!
Nedir bu meclis üyeliğinin cazibesi?
Belediye başkanlığına hatta muhtar adaylığına olan ilgiyi anlıyorum da, belediye meclis üyesi olabilmek için kendini paralayanları anlamakta güçlük çekiyorum.
Maaşı yok…
Oturum başına aldıkları para, belediyeye gelirken harcadıkları ulaşıma yetmiyor.
Tek forsları, araçlarının ön camına yapıştırdıkları meclis üyesi logosu!
Geçenlerde, deneyimli bir meclis üyesine sordum:
“Bizim bilmediğimiz cazip yönleri mi var ki, partilerde herkes meclis üyesi olma peşinde? Olanlar ise bir daha olmak için neden çırpınıyor?”
Çok ilginç bir benzetme yaptı…
“ O kurt girmeye görsün bünyeye, şehrine ilçesine hizmet aşkıyla yazdırır adını künyeye” dedi.
Şaplak
Çocuğa şaplak 54 ülkede yasakmış…
Bu ülkeler arasında biz de varız…
Karneler alınmışken bir hatırlatayım dedim!
Aman ha!
Yalnız şaplak değil, kulak çekme de yasak kapsamında!