Gazeteci kökenli Bursa eski milletvekillerinden Fethi Akkoç, zaman zaman bizim medyaya uğrar.
Anlattığı siyasi anıların bazılarını “Ekose Etekli Levrek” adını verdiği kitapta toplamıştı.
Yazamadıklarını da bizlerle paylaşır.
1991 genel seçimlerinde DYP’den milletvekili seçilen Akkoç, TBMM Dış İşleri Komisyonu ve NATO Parlamenter Asamble Başkanlığı görevlerinde bulunmuştu…
O nedenle her konuşmasında, dış politikanın önemine mutlaka vurgu yapar, iç politikadaki başarının yolunun dış politikadaki başarıdan geçtiğini söyler.
*
Fethi Bey’in bir diğer özelliği de iyi bir gurmedir!
Özellikle balık konusunda iddialıdır…
Dün sohbet ederken, yine anılara gitti…
İstanbul’daki bir NATO toplantısı sonrası Dolmabahçe Sarayı’nda gerçekleşen yemekte, NATO’nun Fransız dönem başkanına, gençlik iksiri yerine geçecek bir de tarif vermiş…
Tariften öyle memnun kalmış ki Fransız başkan, bir sonraki toplantıda, ailesiyle birlikte Akkoç’u kaldığı otelde ziyaret edip kendisine gömlek ve kravattan oluşan bir hediye paketiyle teşekkür etmiş…
Tarifi merak ettiğimi görünce, “yaz hadi sana da vereyim o tarifi, sadece pazar sabahları yapıp ye, en az ömrüne 10 yıl ömür kat” dedi.
*
Benim yalnız geçmez boğazımdan, verdiği tarifi sizlerle de paylaşmak istiyorum…
Ekşi mayadan yapılmış ekmek alıyorsunuz. Ne çok ince ne çok kalın olacak şekilde dilimleyip kızartıyorsunuz.
Kızaran ekmeklerin üzerine önce hafif tuz döküyorsunuz, ardından da hakiki Taşköprü sarımsağını eriyene kadar sürüyorsunuz, tereyağı gibi…
Bu işlemin ardından ekmeğin sarımsaklı yüzünü, hakiki sızma zeytinyağına bandırıyorsunuz üç defa…
Üzerine çıbrıka baharatını da döküyor ve yağı ağzınızın iki kenarından akmasına aldırış etmeden yiyorsunuz bir güzel…
*
Fethi Bey’in, yiyeni 10 yıl gençleştirdiğini iddia ettiği tarifi duyunca, NATO’nun bize neden mesafeli durduğunu şimdi daha iyi anlıyorum!
O Fransız başkan, kesin NATO’daki diğer üyelere de verdi tarifi!
O yüzden yiyen bize sallıyor, toplantılarda!
Helal olsun AK Parti’ye!
Haberlerde izlerken, “yok artık, bu kadar da olmaz!” demiştim…
AK Parti Aydın İl başkanlığına aday olan Aydın Arabacı adlı bir işadamı, adaylık açıklamasını kefene sarılarak yapıyordu…
Takım elbisesinin üzerine kefen giyerek basına poz veren Arabacı’yı, yanında bulunan ailesi bile utanarak izliyordu.
Böyle bir şov olur mu?
Oldu olacak, mezarlıkta yapsaydı toplantıyı!
Hacca, umreye mi gidiyorsun, kefenle ne alakası var adaylığının?
Fakat helal olsun AK Parti Aydın İl Yönetimi’ne!
Bu şovmenin adaylığını kabul etmeyerek, ihraç istemiyle Disiplin Kurulu’na sevk etmiş.
Bence, onu partiden atmakla bırakmasınlar, çok sevdiği o kefeniyle birlikte hacca veya umreye göndersinler sevabına!
“Allahım! Senin huzuruna çıkacağım kefenimle, basının karşısına çıktığım için beni affet! Makam, mevki, koltuk hırslarımı körelt!” diye bol bol tövbe etsin.
Kutsal topraklara giderken yanına arkadaş olarak, “Esenyurt’u kaybedersek, Kudüs’ü, İslam’ı, Mekke’yi kaybederiz” diyen Esenyurt Belediye Başkanı A. Murat Alatepe’yi de alsın!
İthal hırsızlar!
MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’a geçmiş olsun!
Nilüfer Yaylacık Mahallesi’deki villasına girmiş hırsızlar…
Habere göre;
Villadan ata yadigarı 2 tüfeği, televizyonu ve yükte hafif bazı değerli eşyaları alarak kaçmışlar.
Polis olayı çok yönlü araştırıyor, hırsızları bulurlar yakında…
Yine de, biz Vekilimizden Bursa’da ve ülkede artan hırsızlık olaylarıyla ilgili TBMM’ye bir soru önergesi vermesini bekliyoruz.
Kendi yerli hırsızlarımız yetmezmiş gibi Peru’dan, Kolombiya ve Küba’dan bile bu iş için gelmeye başladılar.
Tuz ve şeker
İngiltere’de yapılan bir bilimsel araştırmada, yaraya tuz yerine şeker basınca daha çabuk iyileştiğine dair bir sonuç çıkmış.
Üzgünüm;
Bu sonucun, gönül yarası için de geçerli olup olmadığı henüz tespit edilmemiş…