Cumhuriyet Bayramıydı, haftasonuydu, seçimdi derken…
Kaptınız 5,5 günlük bayram tatili, şimdi düşünüyorsunuz bu tatili nasıl değerlendirsem diye…
Biliyorum çoğunuz “1 Kasım seçimi önemli. Oturalım oturduğumuz yerde, bir yere gitmeyelim. Vatandaşlık görevimizi yapıp, oyumuzu bir güzel kullanalım. Tatili her zaman yaparız kaçmıyor ya… Bu seçim önemli, yine hükümet kurulamazsa ekonomi de, demokrasi de tatile çıkabilir! ” diyor…
Fakat turizm firmalarının cazip gezi kampanyalarından etkilenip de, şöyle düşünenler de az değil:
“Seçimde oy kullanıyoruz da ne oluyor, hükümet kurmayı bile beceremiyorlar. Bu ülkenin seçimi bitmez. Biz en iyisi fırsat bu fırsat kaçalım beş günlüğüne yakın bir yerlere…”
*
Oyu ne olursa olsun…
1 Kasım’da hiç tereddütsüz sandığa gideceklere sevgi ve selamlarımı sunuyorum…
O gün sandık yerine tatile gitmeyi tercih edeceklere de naçizane bazı önerilerde bulunmak istiyorum…
İlla gitmek istiyorsanız, Sandıklı‘ya gidin!
Orada güzel termal tesisler var…
Çamur banyosu da yapar, gençleşir şifa bulursunuz bir güzel…
Dönüşte, “seçimde sandığa gittiniz mi?” diye soran eşe dosta yemin etseniz başınız ağrımaz, “Gitmez olur muyuz, Sandıklı’daydık biz de!” dersiniz.
*
1 Kasım’da seçim stresi tüm memleketi sarar, yurt içindeki tatilden zevk alamayız biz yurtdışına filan gidelim diye düşünüyorsanız…
Gideceğiniz yer mümkün oldukça çok uzak olsun ve bileti sadece gidiş alın!
Dönüp de ne yapacaksınız?
Tatilde topladığınız moral motivasyonunuz, seçim sonuçlarını görünce yine bozulacak!
Bir bakacaksınız ki, 1 Kasım’da sizin gibi tatile kaçanlar yüzünden, seçimden yine sağlıklı bir hükümet kurulacak bir oy dağılımı çıkmamış!
Sonra, ‘keşke tatile gitmeseydim” diye dövünüp, bir sonraki seçim tatiline kadar “N’olcek şu memleketin hali?” sorusuyla harap etmeyin kendinizi…
Mecburen mecburiyetten…
Başbakan Ahmet Davutoğlu, katıldığı seçim mitinglerinde seçmenlere rica minnet sesleniyor:
“Ne olur beni, 1 Kasım’dan sonra blokçu Kılıçdaroğlu ile hayırcı Bahçeli’ye mecbur etmeyin…”
Ne demek bu?
“AK Parti’yi tek başına iktidara getirin ki, CHP ve MHP ile koalisyon hükümeti kurmaya mecbur kalmayalım” demek…
Ya seçmen 7 Haziran‘da olduğu gibi yine koalisyonda ısrar ederse?
Hükümet görüşmelerinde Atilla İlhan’ın ‘Ben Sana Mecburum” şiirini okurlar artık birbirlerine liderler…
Ya da;
MFÖ’nün, “Mecburen” şarkısını!
Burtvin’liydi oldu Burfa’lı!
Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Faruk Çelik, iki dönemdir Bursa yerine Şanlıurfa’dan milletvekili adayı gösteriliyor.
Önceleri biraz tepki görüyor Genel Merkez’in bu tercih ama sonraları alışıyor partililer…
Çelik sayesinde Şanlıurfa’nın turizmine de canlılık geliyor seçim dönemleri…
Bursa’dan Urfa’ya gitmeyen, balıklı gölde yem atmayan, kebabını tatmayın partili, STK’lı ve basın mensubu kalmamıştır herhalde…
Benim bile iki defa gitmişliğim var…
Bu seçim dönemi de yine Faruk Bey’i yalnız bırakmadılar Bursalı partili dostları…
Bursa’da siyaset yaparken Burtvin’liydi…
Şimdi oldu Burfa‘lı!
DUVAR
Cumhuriyetimiz Bayramımız Kutlu Olsun!