Bir meslektaşım, çok sevdiği dostunun cenaze töreni sonrası medyaya döner dönmez cep telefonu çalar…
Bir bakar ki, az önce son yolculuğa uğurladığı dostunun numarası ekranda!
Israrla çalınca, ürkerek açar…
Arayanın, merhumun oğlu olduğunu duyunca, rahat bir nefes alır!
*
Geçen akşam benzeri bir şoku ben de yaşadım…
Yalnız benim olay cep telefonu değil Facebook’tandı…
Bir arkadaşlık teklifi geldi…
Gönderenin ismini okuyunca önce bir şaşırdım!
“Ne oluyoruz?” diyerek korktum da!
Çünkü, arkadaşlık teklifi gönderen, altı ay kadar önce vefat eden sevdiğim bir dostumuzdu…
Cenaze törenine bizzat gitmesem, “acaba mı?” diyeceğim…
*
Belli ki sahte hesap…
Sanal üçkağıtçılar, o dostumuzun aylar öncesinden vefat ettiğinden habersiz, facebook hesabını kopyalamışlar…
Yanlışlıkla kabul etsem, ardından;
“Slm. Nasılsın? Ben filanca teknoloji mağazasının hediye çeklerinden dağıtıyorum. Sana da göndermek istiyorum, telefon hattın faturalı mı?” SMS’i göndereceklerdi…
Hediye çekinin cazibesine kapıldığım an sazanlığımın bedelini de anında ekleteceklerdi cep telefonumun ekstresine!
*
Telefonla arayan sahte polisler, savcı ve hakimler yetmezmiş gibi bir de böyle sosyal medyaya dadanan kurnazlar var, aman onlara da dikkat edelim!
Her gönderilen arkadaşlık teklifini kabul etmeyelim…
Bir de;
Zor olsa da hayatını kaybeden yakınlarımızı da, sosyal medyadaki arkadaş ve takipçi listesinden çıkaralım artık…
Laf aramızda;
Ben sosyal medyada o güncellemeyi başardım ama cep telefonumun rehberine hala elim gitmiyor, kaybettiğim güzel insanların numaralarını silmeye…
Ya ibra edilmezse?
Bursaspor’un olağanüstü kongresinde, seçimi kimin alacağından ziyade mevcut Recep Bölükbaşı yönetiminin ibra edilip edilmeyeceği daha çok merak edilir oldu.
Benim anlamadığım şey…
Mevcut başkanlar kongrede, kendisine oy verenlere hesap vermekten niye kaçarlar?
Seçilirken nasıl çıktıysan gururla, yine öyle çık kürsüye, ellerinde belgelerinle konuş:
“Giden futbolculardan şu kadar para geldi, aldığımız futbolculara şu kadar ödedik… Satılan gayrimenkuller ve alınan kredilerle şu ödemeleri yaptık… Aldığımızda borç şu kadardı, şimdi bu kadar, nedeni de şudur…”
Bundan güzel ibra mı olur?
AK Otel’den AK Parti’ye!
Yıl 1994…
Yer, Uludağ AK Otel!
Parti eğitim seminerine katılanlar, Milli Görüş’ün efsane lideri, merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan’la seminer sonunda hatıra fotoğraf çektirmişler.
Kim derdi ki;
AK Otel‘in önündeki bembeyaz karlar arasındaki kareye girenler, gün gelecek AK Parti’de buluşacaklar!
Ve içlerinden bazıları siyasette inanılmaz derecede yükselecek, bazıları ise gelip geçecek!
Beyaz
Şovmen Beyaz‘ın programı sırasında yaşadığı telefon bağlantı kazasıyla(!) ilgili tartışmalar, bana Şair Özdemir Asaf‘ın, o güzel dizelerini hatırlattı nedense…
“Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu…
Birinciliği beyaza verdiler!”